Bidat hakkında ne biliyoruz ? Kaynaklarıyla bidat dosyası sizlerle.
İçerik : 1- Bidatın luğat ve terim manası 2-Mezheplere göre bidat taksimi 3-Hasen bidatın varlığı 4- Hasen bidatın münakaşası 5- Hasen bidatın delilleri 6- Zayıf hadisle amel etmenin hükmü 7-Abdest dualarının bidat olup olmadığı 8-Önemli geceleri taatle geçirmenin bidat olup olmadığı
Luğatta : Sünnetin zıttıdır.Sünnet ise yol demektir.(1) Bidat,Benzeri olmayan bir şey meydana getirmek/bir şey ihdas etmektir.Kelimenin kökü hakkında en ünlü dilcilerden Halil b.Ahmet şöyle der ’’ Bidat kelimesi, B-D-A / ب-د-ع kökünden gelir.Bed’ ise Kendisinden önce var olmayan,zikredilmemiş,bilinmeyen bir şey meydana getirmektir.’’(2) Bidat kelimesi luğatta bazen övülen bazen de zem edilen mana için kullanılabilir.(3)
İstilahta : Allame Suyuti Bidatı şöyle tanımlar :’’ Muhalefet sebebi ile şeriatle çekişen (şeriatle zıt düşen),fiilden ibarettir.Bu fiil, (delille var olan) aslı noksanlaştırmak veya ona ilave etmekle olabilir.’’ (4)
Şatibi ise bidatı şöyle tanımlar :’’ Hakikatte şer’i olmadığı halde şer’i görünen ve şeriatte aslı olmayan bir yoldur…’’(5)
Mezheplere göre bidat taksimi :
Şafii mezhebi :
I. İmam Şafii’nin tarifi şöyledir :’’Sonradan ortaya çıkan şeyler ikiye ayrılır ; 1- Kitap,sünnet,eser ve icma’ın zıttına olmayanlar bidatı hasendir. 2-Bu sayılanlara zıt olansa, zem edilmiş bidattır. (6)
II. Suyuti’nin taksimi :’’ Sonradan meydana gelen şeyler güzel ve çirkin bidat olarak ikiye ayrılır.Güzel bidat olan eylemlerin cevazı üzerine ittifak vardır.’’ (7)
III. İbn Hacer şöyle tarif eder :’’Peygamber devrinde olmayıp sonradan ortaya çıkan her şey bidattır.Ondan hasen olanı da bunun zıttına olanı (zem edilmiş bidat) da vardır.’’ (8)
IV. İmam Ğazzali’nin tarifi şöyledir :’’Tüm bidatlar yasaklanmamıştır.Sabit olan sünnete zıt düşenler yasaktır.’’ (9)
Hanefi mezhebi :
I. İbn Abidin:’’Bidat (yapmak) bazen vacip olur ; sapık fırkalara reddiye için delil hazırlamak,Kur’an ve sünneti doğru anlamak için Nahiv (Arap grameri) öğrenmek gibi.Bidat yapmak bazen mendub olur;Medrese yapmak gibi.Bazen bidat yapmak mekruh olur ; mescitleri süslemek gibi… (10)
II. Bedreddin Ayni, Buhari şerhinde şöyle der :’’ Peygamberimiz zamanında var olmayan şeye bidat denilir.Sonra bidat ikiye ayrılır; 1-Hasen, 2-Seyyie.’’(11)
Maliki mezhebi :
İmam Muhammed Zürkani:’’Bidata dair 5 hüküm vardır ; 1-Vacip 2-Mendup 3-Mübah 4-Mekruh 5-Haram.’’der.İmam Malik’in görüşü de meşhurdur.(12)
Hanbeli mezhebi:
Şemsettin Muhammet b.Ebi’l Feth :’’Bidat ikiye ayrılır;1-Bidatı dalalet 2 – Hüda bidatı.Bidat hüküm itibari ile beşe ayrılır. ’’(13)
Hasen (güzel-iyi) bidat var mıdır ?
Aslında bu sorunun cevabı olarak İmam Şafii’nin yukarıda geçen sözleri yeterlidir.Biz yine de farklı alimlerin sözlerine yer vermek istiyoruz.
I. İmam Rabbani :
’’Bazı insanlar bidatı ikiye ayırmıştır: 1-Hasene (güzel) 2-Seyyie (çirkin/kötü). Resulullah (S.A.v) ve dört halifesinin zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkan ve bir sünnetin unutulmasına sebep olmayan güzel şeylere, bidatı hasene demişlerdir. Sünneti ortadan kaldıran bidate de, seyyie demişlerdir. Bu fakir, bu bidatlerin hiçbirinde güzellik ve parlaklık görmüyor.Sadece karanlık görüyorum.’’ (14) İmam Rabbani, konu ile ilgili son sözlerini ’’Kıyas ve ictihat bitdat değildir.’’ diyerek tamamlar. Buna göre bir eylemin ayet ve hadislerde açıkça delilinin olması şart değildir.Gizli olarak da delil mevcut olabilir.Nitekim müctehidin kıyası ve ictihadı , naslarda gizli olan manayı ortaya koymaktır.(15)
II. Allame Suyuti her bidatın haram olmadığını şu sözleri ile ifade etmiştir.’’Bidatları sadece haram ve mekruh hükmüyle sınırlandıramayız.Bir bidat bazen mübah,mendup ve vacip olabilir…’’(16)
III. İmam Muhammed Zürkani:’’Bidata dair 5 hüküm vardır ; 1-Vacip 2-Mendup 3-Mübah 4-Mekruh 5-Haram.’’ (17)
IV. Şemsettin Muhammet b.Ebi’l Feth :’’Bidat ikiye ayrılır;1-Bidatı dalalet 2 – Hüda bidatı.Bidat hüküm itibari ile beşe ayrılır. ’’(18)
V. İbn Abidin:’’Bidat (yapmak) bazen vacip olur ; sapık fırkalara reddiye için delil hazırlamak,Kur’an ve sünneti doğru anlamak için Nahiv (Arap grameri) öğrenmek gibi.Bidat yapmak bazen mendub olur;Medrese yapmak gibi.Bazen bidat yapmak mekruh olur ; mescitleri süslemek gibi… (19)
VI. İbn Asakir :’’Tüm bidatler sapıklıkla sıfatlanamaz çünkü bıdatın çirkini olduğu gibi haseni de vardır. (20)
VII. İbn Esir de bidatı ikiye ayırmıştır : ’’Bidat ikidir;1-Hidayet (hasen) bidat 2-Dalalet (seyyie) bidatı.Kitap ve sünnetin zıttına olanlar reddedilir.Umumi bir mendubun altına dahil edebileceğimiz bidatlar ise teşvik edilir,övülür,hoş görülür.’’ (21)
Bidatı sadece luğavi kısım olarak ikiye ayıranlar da vardır.Luğavi olarak bidat için ,hasen ve seyyie kısımlarından bahsedilebilir.Oysa şer’i olarak böyle bir şeyden bahsedilmez.(22)
Bidatı men eden genel ayet ve hususi hadis mevcuttur.’’Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.’’ (23) Hafız İbn Kesir bu ayeti tefsir ederken ’’Yani Allah resulunun emrine muhalefet edenler…Resulun sözlerine uyan alimlerin sözleri ve amelleri kabul edilir,ona muhalif olan söz ve ameller kabul edilmez.Yani Resulun şeriatine aykırı olandan kork,sakın,bu aykırılık ister zahiri ister batini olsun durum budur. اَنْ تُصٖيبَهُمْ فِتْنَةٌ (Başlarına bir bela gelmesi) yani bidat veya nifak veya küfürleri nedeni ile kalplerine bela…’’(24) Burada dikkat edilmesi gereken yer , ünlü müfessirin bu ayeti tefsir ederken bidat kelimesi kullanmış olmasıdır.
’’… Kim, Allah’tan bir yol (şer’i delil) gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır?…’’ (25) ’’… Nefis arzusuna uyma (delile uy), yoksa seni Allah’ın yolundan saptırır…’’(26)
’’Her kim din işlerimizde bir şey ihdas ederse/yeni bir şey getirirse o merduttur/reddedilmiştir. ’’ (27)
فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ وَإِنَّ كُلَّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ ’’…Hiç şüphesiz ki uydurulan her şey/asılsız olan her şey ,bidattır.Yine hiç şüphesiz ki her bidat sapıklıktır.’’ (28)Hafız İbn Receb bu hadisin şerh ederken ’’Bu hadis dinin asıllarından bir büyük asıldır,hiç bir şey bu asıldan hariç tutulamaz.’’ der. (29)
كُلُّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ وَكُلُّ بِدْعَةٍ ضَلَالَةٌ وَكُلُّ ضَلَالَةٍ فِي النَّارِ ’’…Her uyduruk (şey) bidattır ve her bidat sapıklıktır.Her sapıklık (yapan) da ateştedir…’’(30)Beyhaki , İbn Abbas’tan şu sözü rivayet etmiştir :’’ Allah’ın en öfkelendiği şey,bidattır…’’ (31)
[ H-a-s-e-n bidat münakaşasıBidatı hasenin var olduğunu ileri süren alimler genelde 4 delile dayanır :1-Güzel bir yol açmaya dair hadis 2-Hz.Ömer’in Ne güzel bidat sözü 3-Hadid,27 numaralı ayet 4- Mezhepler arası icma’ 5-Her bidatı yasaklayıcı hadisin, kötü olan her bidat manasına geleceğine olan kanı.
Bidatın yasak olduğuna işaret eden ayet ve bidatın yasaklığını ifade eden açık hadislere yer verdik.Hatta bu hadisler,’’tüm bidatlar/kullü bid’at’’ şeklinde tercüme edilmiştir.Tüm bidatler yasaksa başta İmam Şafii olmak üzere pek çok alim nasıl olur da hasen bidatten bahseder ?Bunun delili nedir ?Öncelikle hasen bidata delil olan hadise yer verecek,ardından sahabenin bidata bakışına yer verilip münakaşaya değinilecektir.
مَنْ سَنَّ فِي الإِسْلامِ سُنَّةً حَسَنَةً عُمِلَ بَعْدَهُ بِهَا كَانَ لَهُ أَجْرُهَا وَأَجْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لا يَنْقُصُ ذَلِكَ مِنْ أُجُورِهِمْ وَمَنْ سَنَّ فِي الإِسْلامِ سُنَّةً سَيِّئَةً عُمِلَ بِهَا بَعْدَهُ كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لا يَنْقُصُ ذَلِكَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ
“Kim İslam’da iyi güzel bir yol ortaya koyarsa orya koyduğu o yolun ecri ve kendisinden sonra, onunla (o yolla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden kıyamet günü ona verilir. Kim de İslam’da (Müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı yolun günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksilmeden ona aittir.” (32)
Şarani bu manadaki hadisler için ’’ Güzel ve yeni olan şeyler ortaya koymak için bu hadis bize izin verdi.’’ der. (33) Şatibi ise buna karşı çıkar.Bu hadis ile delil getirip güzel/iyi olması şartı ile kendinden bir şeyler tasarlayarak ortaya koymanın caiz olduğunu iddia edenlerin varlığından bahseder.Sonra da Şatibi bu anlayışa ’’Bu hadislerden maksat kendinden bir şeyler ortaya koymak değildir.O hadisle murad edilen nebevi sünnetle sabit olan ameldir.’’ sözleriyle cevap verir.(34) Aslında bidat sahiplerinin hiç biri ’’Benim meydana getirdiğim bidat çirkindir.’’ demez.Her biri kendi bidatı için İslam’da güzel bir yol olduğunu iddia eder.
İbn Mes’ud (r.a),konu Allah’ı zikretmek bile olsa bidatı yasaklardı.Daha önce varlığı bilinmeyen bir şekilde Allah’ı tesbih eden bir grubu görünce onlara ’’Bu bidattır,zülümdür.’’ dediği malumdur.(35)
Muhammed b. Vaddah’ın rivayet ettiğine göre ’’ İnsanlar arafe günü Mescid-i Nebevi’de ikindiden sonra dua etme amaçlı toplanmıştı.Sonra Nafi’ çıkıp, ey insanlar!Siz burada bidat işliyorsunuz.Bu sünnet değildir.’’ demiştir. (36)
Konevi’nin nakl ettiğine göre Taftazani şöyle demiştir :’’ Zem edilen bidat,sahabe,tabiin döneminde olmayıp sonradan ortaya çıkan ve şer’i bir delile dayanmayan şeylerdir.’’ (37) Said B.Nasır el-Ğamidi İmam Ebu Hanife’nin “Resulullah’tan gelen hadisler (merfu hadisler) başımız gözümüz üzerinde yeri vardır (mecburen uyarız.).Sahabe hadislerinde (mevkuf) ise biz (fakihler) birini seçmekte özgürüz(sahabe arasında ihtilaflı konular var.).Tabiine ait hadislere (maktu’) gelince biz de adam onlar da adam.” (38) sözünü hatırlatır ve tabiinin bidatın kapsamı dışına çıkartılmasına itiraz eder.(39)Çünkü ona göre peygamberimiz ve sahabenin uygulaması dışında,kim yeni bir şey getirirse bidat sayılır,kişilerin tabiinden olması bu anlayışı değiştirmez.
الاقْتِصَادُ فِي السُّنَّةِ خَيْرٌ مِنَ الاجْتِهَادِ فِي الْبِدْعَةِ Abdullah ibni Mes’ud:’’Sünnetle yetinmek,bidat kapsamındaki i ictihattan daha hayırlıdır.’’demiştir.(40) Abdullah b.Ömer (Allah ondan razı olsun):’’Her bidat sapıklıktır.İnsanların gözünde güzel olsa da durum budur.’’demiştir.(41)
لا يَصِحُّ الْقَوْلُ إِلا بِعَمَلٍ وَلا يَصِحُّ قَوْلٌ وَعَمَلٌ إِلا بِنِيَّةٍ وَلا يَصِحُّ قَوْلٌ وَعَمَلٌ وَنِيَّةٌ إِلا بِالسُّنَّةِ
Ebu Hayyan , Hz.Hasan’dan şöyle işittiğini rivayet etmiştir :’’Amelsiz söz sahih değildir.Amel ve söz niyetsiz geçerli değildir.Niyet,amel ve söz sünnete dayanmaksızın geçerli değildir.’’(42)
Hasen bidatın delilleri nelerdir ?
Allame Suyuti’nin her bidatı haram olarak görmediğini belirtmiştik (43).Dahası Muhaddis Suyuti,hasen bidatın varlığına dair alimler arası icma olduğunu (44) ifade eder. Bilindiği üzere peygamberimizin ümmeti dalalet/sapıklık üzerine icma’ etmez.(45) Peygamberimizin ümmeti sapıklık üzerine icma etmeyeceğine göre ve alimler arası bidatı hasenin varlığına dair icma’ var olduğuna göre; Bidatı hasen diye bir şeyin varlığı kesindir.Aksine görüşler olsa da icma’ dan sonra o görüşler ihdas edildiğinden şaz/kural dışı/kabule şayan olmayan olarak kalır.
Öte yandan bilindiği üzere vahiy peygamberimiz ile son bulmuş ve ayetle sabit olduğu üzere din kemale ermiştir.Bu ayeti göz önüne alırsak Hz.Osman’ın Cuma namazı için ikinci ezanı okutması bidat sayılır ve bunun adı bidatı hasendir.Öte yandan bir şeyin bidat sayılabilmesi için sahabe devrinden sonra peyda olması gerektiğini ileri sürenler için bu delil bağlayıcı değildir.Dalalet olan bidatlara örnek olarak kaderin inkarı,cehmiyye ve mürcie ve benzerlerinin bidatları verilebilir. (46)
Konunun iki ucuna delil olarak kullanılan hadislere değinmek de gerekir.Çünkü bu iki hadis zahiren çelişkili görünmektedir(muhtelifu’l hadis) ; 1- ’’Tüm bidatlar sapıklıktır.’’(47) 2- ’’Her kim İslam’da güzel bir yol açarsa…’’(48)
İki numaralı hadis için şunları söyleyebiliriz ; Güzel yol,yeni yoldan bir cüzdür;Her ’’yeni yol’’ güzel yoldan cüz değilken;her güzel yol ’’yeni yoldan’’ bir cüzdür.Ortaya yol koyabilmek için , bir çığır açabilmek için bunun yeni olması gerekir.Dolayısı ile her yeni şey bidattır.Her yeni şey bidat olunca ve ’’güzel olan yeni şeylerin resul tarafından övgüye mazhar olduğunu sahih hadisle’’ bilince , hasen bidatın varlığı kendisini izhar eder.Bundan sünnet kast edilmiş olsa ’’güzel bir yol ’’denilmesi gereksiz olurdu çünkü sünnetlerin hepsi güzeldir.Dolayısı ile sünnet dışı bir şey kast edilmiştir.Peki neden sahabiler, bidatler güzel olsa bile karşı çıkmıştır ?,diye sorulsa… Her sahabinin bu hadisten haberdar olduğunu iddia edebilecek tek kişi yoktur,diye cevap verilebilir.Öte yandan sahabilerin tamamının yeni yola/bidata karşı çıktığını da kimse söyleyemez.Aşağıda değinileceği üzere hulefai raşidinden ’’güzel bidat’’ tabirini kullanan vardır.Öte yandan mezhep imamları , sahabeden gelen nakiller arasında tercih yaparak hüküm bina ederler.Filanca sahibi ile filanca mezhep arasında zıtlık gözükebilir.Bu durum,o mezhebin hata içinde olduğuna delil olamaz çünkü mezhepler o sahibinin görüşünü almamış olsa da başka bir sahabinin görüşünü almış olabilirler.Bu yüzden bir alimin görüşü ile bir sahabinin sözü uyuşmadığında o mezhebi yanlış yolda olarak nitelemek büyük hatadır.
Muarız hadislere dönmek gerekirse ; Yeni bir yol ortaya koymaya diğer hadis karşı çıkmıştır,denilebilir.Bunun izahı olarak şöyle denilebilir ; o hadis âmm/genel/külli bir mana ifade eder.İki numaralı hadis,bir numaralı hadisi tahsis etmiştir.Nitekim hadislerin tahsis özelliği olduğu ilim ehlince malumdur. (49)İki hadis de sahih olunca tahsise gidilmesi en doğru yoldur.Bunu bilen 4 mezhep alimlerinin ekseriyeti bu yolu seçmiştir.Bu durumda her bidatın sapıklık olduğunu belirten hadisin tahsisten sonraki manası ’’ Çirkin olan her bidat sapıklıktır..’’ veya ’’ Güzel bidatler istisna , tüm bidatler sapıklıktır.’’ şeklinde olur.Bidatı hasenin varlığına dair getirilen ikinci delil ise Hz.Ömer’in ’’Ne güzel bidat’’ sözüdür.
“Urve b. Zübeyr, Abdurrahman b. Abdilkari’den naklen şöyle anlattı: Bir ramazan gecesi Ömer b. el-Hattab (r.a) ile mescide gittik. Baktık ki, insanlar dağınık gruplar halinde; kimi tek başına kimi de cemaatle namaz kılıyordu.Bunun üzerine Ömer, “Bana öyle geliyor ki, bunları bir imam arkasında toplasaydım daha güzel(iyi örnek) olacaktı” dedi. Sonra kararlılık göstererek Übeyy b. Ka’b’ın arkasında onları topladı.
Başka bir gece yine Ömer’le birlikte çıktık. İnsanlar, imamlarıyla birlikte namaz kılıyorlardı. (Bu hali gören) Ömer şöyle dedi: “Bu güzel bir bidat oldu”(Ni’me’l-bid’atü hâzihi). Ne var ki, namazlarını gecenin sonuna tehir ederek şimdi uyuyanların seher vakti, şu anda kıyamda olanların / namaz kılanların vaktinden daha faziletlidir.” (50)
Zürkani ’’ Hz.Ömer’in ’ Ne güzel bidat.’cümlesi, ’’Her bidat sapıklıktır.’’ hadisinin her bidatı kapsamadığına işarettir.’’ der.Böylece Zürkani, bir hadisin diğer hadisi tahsis ettiğini ifade etmiş olur.(51) Elbette Zürkani’nin bu anlayışına da itiraz gelmiştir; Aslında Hz.Ömer’in eylemi ve sözü bidat değildir.Aksine o nebinin sünnetidir.İbn Battal , Buhari hadisinin (52) şerhinde ’’Şüphesiz ki Ramazan kıyamı (teravih namazı) sünnettir.Hz.Ömer,nebimizin sünnetinden başka bir yol çizmedi.(53) Şatibi de bu hadis,onun sünnet olduğuna delildir,der.Çünkü teravihin ilk kılınış şekli , Ramazan’da mescit içinde cemaatle teravih kılmanın sıhhatine delilidir.Bundan sonra cemaatle kılınışının men edilmesinin sebebi ise o namazın farz kılınması endişesine dayanır.Bu durum onun genel olarak yasaklanmasına delalet etmez.Çünkü peygamberimizin zamanı vahiy zamanıydı ve ona ’İnsanların bu şekilde amel etmesi luzumludur.’ şeklinde vahiy gelebilirdi.Ne zaman ki peygamberimiz ahirete göçtü,böylece teşri’ bitti.Teşri’ bitince de durum aslına döndü.(54)
Öte yandan Hz.Ömer’in ’’Ne güzel bidat/çığır.’’ sözünün mevkuf olduğu dolayısı ile merfu hadis
(her bidat sapıklıktır) üzerine mevkuf hadisin delil getirilemeyeceğini belirtenler de vardır.(55)
Diğer bir itiraz ise buradaki ’’bidat’’ ten kastın luğavî bidat olduğudur.Şer’i bidat olamaz çünkü teravih namazı nebimizin sünnetidir.Ömer (r.a)’in fiili değildir.O ancak sünnete tabi olmuş ve onu yaşatmıştır.
Hafız İbn Kesir bidatı ikiye ayırır ve şöyle: ’’Bidat iki kısımdır.Bazen şer’i bidat olur,hadislerde geçtiği üzere…Bazen de Hz.Ömer’in sözü gibi luğat bakımından bidat olur.’’ der.(56) İbn Receb ’’ Selefin sözleri arasında geçen bidat,şer’i değil ,luğat bakımından olan bidattır.’’ der. (57)
Hasen bidatın diğer bir delili : ’’Sonra bunların peşinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.’’ ( 58) ayetidir.
İbn Kesir :’’Bir hayrı sonradan ortaya koyan kimsenin onu devam ettirmesi ve onu bırakıp zıttına yönelmemesi gerekir ki, bu ayetin kapsamına girmesin…’’ (59)demektedir.Nitekim ayete dikkat edilirse Allah’a yaklaşma amaçlı sonradan ortaya konulan fiiller/bidatler yerilmemiştir.Bu durum,her bidatın zem edilmediğine en açık delildir.
İbn Mes’ud ve bidate karşı sert tutum içeren diğer sahabilerin görüşlerine ise İmam Azam’ın sözü hatırlatılarak cevap verilir.Nitekim sahibiler arasında her konuda ittifak yoktur.Dolayısıyla mecburen sahabi sözleri arasında tercih yapılacaktır.
Bazı alimler tarafından ,senedi zayıf veya uydurma hadise dayanan her ibadet bidat sayılmış ve zayıf hadis üzerine hüküm bina edilemez denilmiştir..(60) Elbette zayıf hadisler akait konusunda delil olarak gösterilemese de bir amelin faziletine dair delil olarak kullanılabilir diyen alimler de vardır.Dolayısı ile zayıf hadisle amel edilip edilemeyeceği konumuzla yakından ilişkilidir.
Zayıf hadis ile amel etmenin hükmü
Bu konu önemlidir çünkü zayıf hadisle amel etmenin caiz olup olmayışına göre bir şeyin bidat olup olmadığına karar verilir.Zayıf hadisle amel edilmez diyenlere göre, zayıf hadisle sabit olan şeyler bidat olacaktır (61) ; zayıf hadisle amel edilir diyenlere göre ise o şey bidat olmayacaktır. Nureddin Itr konu ile ilgili şöyle der :’’İhtilafun kebirun beynel ulemai fil ameli bih./Bu hadisle amel konusunda ulema arasında büyük ihtilaf vardır.’’ (62) Dolayısıyla zayıf hadis delil midir ? Bu konuda alimlerin görüşü üçe ayrılır ;
a- Bazı alimler helal,haram,farz,vacip,terğib ve terhib ve diğer tüm konularda zayıf hadisle amel edilir demiş ve amel edilebilmesi için iki şart öne sürmüştür;1-Hadis,şiddetli zayıf olmayacak. 2-Aynı konuda bu zayıf hadisin zıttını ifade eden sahih bir hadis olmayacak.(63)Bu görüşte olan alimlerden bazıları şunlardır;
I. İmam Ahmet b.Hanbel (64)
II. İmam Şafii (65)
III. Ebu Davut Sicistani (66)
Hatta Ebu Musa el Medeni’nin belirttiğine göre A.B.Hanbel ’’ Ey oğlum sana hadisteki yolumu tarif edeyim ; Aksini gösteren (sahih hadis olmadıkça) , ben zayıf hadise muhalif olmadım.’’ demiştir. (67)
İbn Receb , A.B.Hanbel’in bu sözüne şöyle yorumda bulunur:’’A.B.Hanbel,zayıf hadisin zıttını gösteren hadis yoksa, zayıf hadisle delil getirirdi.Onun zayıf hadisten kastı Tirmizi’nin ’’hasen’’ ile murat ettiğine yakındır.’’(68) Şatibi ise A.B.Hanbel’in bu anlayışına pek de sıcak bakmaz ve şöyle der ’’O görüş bir müctehidin görüşüdür.Onun ictihadı doğruya da hataya da ihtimal taşır çünkü onun bu görüşünün bir delili yoktur…(69)
İmam Nevevi , konuda ihtiyat olunca ahkam (Haram-helal,bey’ , nikah,talak vb.) konularında bile zayıf hadisle amel edilir ,ihtiyat dışında ise zayıf hadisle amel edilmez,demiştir.Aynı Görüşü Suyuti de paylaşmaktadır. (70)
Bu alimler kendi görüşlerine delil olarak ’’ O hadisin asıl hükme isabet etmesi muhtemeldir.İsabet ederse,peygamberin sözüne uymaktan ötürü sevap alınır.O hadis asla isabet etmezse sevap alınmayacağı gibi günaha da dahil olmaz.Öte yandan o hadisle amel etmek,diğer adamların görüşlerinden daha faziletlidir.Ayrıca hadisi ihmal etmektense onunla amel etmek fazilettir.’’ düşüncesine dayanmıştır.
b-Bazı alimler zayıf hadisle hiç bir konuda amel edilmez demiştir.Bu görüşte olan alimlerden bazıları şunlardır;
I. İmam Buhari
II. İmam Müslim
III. Ebu Zür’a el-Razi
IV. Ebu Hatim el-Razi
V. İbn Hibban
VI. Hattabi
VII. İbn Hazm (Zahiri mezhebinin ikinci imamı)
VIII. İbn Arabi
IX. İbn Teymiyye (Çok tartışmalı bir isim)
X. Şevkani
XI. Elbani (Müteşeddit) (71) Bu alimler kendi görüşlerine delil olarak ’’Zayıf hadis zan ifade eder.Zan şüphe demektir ve nebimiz şüpheli şeylerden uzak durmayı (72) emretmiştir.’’ fikrine sarılırlar.
c- Sakındırmak-teşvik etmek ve fazilet bahislerinde zayıf hadisle amel edilir.Bunun dışında kalan farz,vacip,haram,helal ve akait… konularında amel edilmez.Bu görüş, kabul edilen görüştür.
Allame Suyuti’nin Kifaye’ye (73)dayandırarak Tedrib’te (74) belirttiğine göre ’’İbn Hanbel,İbn Mehdi,İbn Mübarek ’Helal ve haram konusunda rivayette bulunurken şiddetli/ince eleyip sık dokuyan oluruz ; faziletli konularda rivayet ederken müsamahakar/zayıflığa çok dikkat etmeyen oluruz.’demişlerdir.
Allame Celalettin Suyuti , hadis ekolü ve diğer ekollere göre zayıf hadisin rivayetine dikkat etmek gerekir. ’’Zayıf hadis rivayet etmek istediğin zaman ’’ Kale resulullah(Allah’ın resulu buyurdu/söyledi) deme.Aksine rivayet edildiğine göre,bize ulaştığına göre,nakl edildiğine göre,hikaye edildiğini göre…’’ de.Hadisin sahih veya hasen olduğu aşikar olunca ’’Kale resullah/Allah’ın resulu buyurdu.’’ de. (75)
Hadis senetleri alanında ince elemek gerekmez ve mevzu hadis hariç,zayıf hadisle onun zayıf olduğunu beyan etmeden amel emek caiz olur.Şu kadar var ki helal,haram gibi hükümler ve Allah’ın sıfatları alanında zayıf hadisle amel olmaz.Daha açık ifade ile akait ve ahkamda zayıf hadisle amel edilmez.’’ (76)
Bu alimler kendi görüşlerine delil olarak ’’Amel ettiğimiz bu hadis sahihse/doğruyu içeriyorsa hakka muvafakiyet gösterir ve bunda bir sorun olmaz.Bu hadis zahiren zayıf olduğu gibi batınen de zayıf olursa bu durumda biz bu hadisle hüküm bina etmediğimiz için üzerine mefsedet terettüp etmez.Bu amel bireyseldir.Yapılan şey dine aykırı olmayınca en kötü ihtimalle sevap alınmasa da günah da alınmayacaktır.Oysa en iyi ihtimalle hadisin ardından gidildiği için sevap alınacaktır.’’ fikrine sarılırlar ve zayıf hadisle amel için bazı şartlar ileri sürerler.Bu şartlar şunlardır ;
1-Zayıf olan bu hadis,şiddetli zayıf olmayacaktır.
2-Bu hadis,aslı olmayan/yeni bir şey getirmeyecek,genel bir aslın içine haml edilebilecek bir şey ifade ediyor olması gerekir.Yani zaten var olan bir şeye dahil edilebiliyor olması gerekir.
3-Bu hadisle amel ederken kesin olarak sevap alacağım şeklinde inanmamak gerekir.Bu hadisle sadece ihtiyat gereği amel edildiği bilinmelidir. Bu ikinci ve üçüncü maddeyi İbn Dakik ile İbn Adis’selam’ın zikrettiği söylenmiştir.
4-Sadece faziletli ameller konusunda amel edilir.
5-Bu zayıf hadisimizin zıttını gösteren sahih bir hadis olmamalıdır.
6-Bu madde sadece İbn Hacer’e ait olduğundan yazılmadı. (77)
Zayıf hadisle amel konusunda orta görüşü tercih ederiz.Orta görüş şudur ;
I. İmam Nevevi şöyle der:’’Ulema, zayıf hadisle fezaili amalde (faziletli amellerde) amel etme hususunda ittifak etmiştir. ’’ (78)
II. İbn Hacer el-Heytemi :’’Zayıf,mürsel,mudal,munkatı’ hadislerle fezaili amal alanında amel edileceğine ittifak edilmiştir.’’ (79)
III. Aliyyül Kari : ’’ İttifakla sabittir ki , zayıf hadisle fezaili amal (faziletli ameller) alanında amel edilir.’’ (80)
IV. Abdurrahman b. Mehdi :’’ Biz sevap,ceza ve fezaili amal rivayet ederken hadislerin senetlerinde müsamahakar oluruz;helal ,haram ve ahkam hadisleri rivayet ederken hadis senetlerinde şiddetli/çok titiz oluruz.’’ (81)
V. İbn Ebi Hatim:’’ Teşvik,sakındırma,zühd,adab konularında zayıf hadis yazılır.Helal ve haram konularında ise bu hadislerle delil getirilmez.’’ (82)
VI. Beyhaki : ’’Bir kısım hadis vardır ki bunların senetlerinde yer alan raviler meçhuldür veya yalancılıkla itham edilmiştir veya getirdiği haberi kabul etmemizi gerektiren diğer şartlar ek* Yasak Kelime Kullandınız *.Dolayısı ile o hadis zayıftır.Bu hadis hüküm alanında kullanılmaz.Dualar,sakındırma ve teşvik etme ve meğazi alanında ise bu hadis kullanılabilir.’’ (83)
Abdest dualarıyla bidat konusuna bakalım;
….
اَللّهُمَّ اَعْطِنى كِتَابى بِيَمِينى وَحَاسِبْنى حِسَابًا يَسيرًا
’’Ey Allah’ım, kitabımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle.’’
اَللّهُمَّ لاَ تُعْطِنى كِتَابى بِيَسَارى وَلاَ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِى
’’ Ay Allah’ım, kitabımı solumdan ve arkamdan verme.’’ … ve devamında yer alan dualar hadisle mi sabittir ? Sabitse bu hadis sahih midir ?
İmam Nevevi :’’Abdest azalarının dualarına gelince … nebimizden bu alanda hiç bir hadis gelmemiştir/bu dualar hadisle sabit değildir.Fukaha ’Seleften gelen bu duaları müstehap görmüştür. ’’ demiştir. (84)
İbn Kayyim :’’Besmele ve bir iki dua hariç,abdest için azaları yıkama esnasında okunan hiç bir dua nebimizden gelmemiştir. (85)
Bu dualara bidat denir mi ?
Bu dualar bidattır diyen alimler mevcuttur.Üstelik bu dualara bidat diyen alimlerin ekserisi,bidatı haseni kabul etmeyenlerdir.Yani onlara göre bu dualar bidatı seyyiedir ve onlara göre bu dualarda bulunmanın asğari hükmü mekruhtur. (86) Gerçi ayet,hadis ve sahabi sözüyle sabit olmadığına göre ve o devirden sonra meydana gelen her şey bidattır diyen alimlere göre bu duaların bidat olmasından başka bir ihtimal zaten yoktur.Bununla beraber bu dualara bidat,denilemez (denilse de hasendir ve hükmü mühstehaptır.) çünkü bu dua metinleri nebimizden gelmemiş olsa da dua etmenin bir aslı vardır.Yüce Allah ’’ أُدْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ ’’ buyurmuştur. Yani ’’Bana dua edin ki kabul edeyim.’’ buyurmuştur.(87) Allah teala dua etmemizi istemiştir ve bizler de dua ediyoruz.Bidat olması şöyle dursun direk Allah’ın isteğine raci olan bir eylemde bulunuyoruz dolayısı ile bu bidat değildir.Hadisle sabit olmayışı,o dualara özel fazilet yüklenemeyeceği manasına gelebilir.Bu durumda abdest azalarını yıkarken farklı dua okumak normal karşılanır.Ayrıca dinde duanın aslı genel olarak bulunduğundan hiç bir dua bidat değildir.Lakin biz gelip bu duaları edene şu kadar sevap var dersek bu sefer buna inanarak amelde bulunanları yanıltmanın yanında bu eylem bidata dönüşecektir.Çünkü dua etmenin aslı genel olarak bulunsa da bu duaların o sevaplara kavuşturucu olacağına dair hiç bir asıl yoktur.’’Şu kadar sevap var derken neye dayandınız ?’’diye sorulur.Bu soruya delil ile cevap vermek gerekir.Delil yoksa ,asılsız oluğu manasına gelir.Her asılsız şey , bidattır.Her bidat sapıklık,her sapıklık da ateştir.(88)
Bidat yönünden başka bir misal;
من قام ليلتي العيدين محتسبا لله لم يمت قلبه يوم تموت القلوب
“Kim, bayram gecelerini, o günün şuuruna ererek ihya ederse, kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez.” (89)
Bu hadisin isnadı zayıftır.Nitekim hafız İbn Hacer (90) bu hadisin senedinin zayıf olduğunu belirtmiştir.Elbani ise bu hadis için çok zayıf demiştir.(91) İmam Nevevi bu ve ’’Kim bayram gecesini ihya ederse…’’(92) hadisine yer verdikten sonra,’’ Hepsinin isnadı zayıftır.’’der.(93)Dolayısı ile zayıf hadis ile amel edilip edilemeyeceği büyük önem taşır.
Şafii mezhebinin bakışı
İmam Nevevi:’’Bayram gecelerini namaz ve diğer taatlerle ihya etmek müstehap görülmüştür.’’ der. (94) Çünkü imam Nevevi ve pek çok alimin anlayışına göre zayıf hadisle amel edilebilir.Oysa bu alanda müteşeddit olanlara göre böyle bir hadise dayanarak yapılan şeyler bidat olur.Buna karşılık biz biliyoruz ki geceleri namaz ve diğer taatlerle geçirmeye dair ayet ve mütevatir hadislerin teşviği söz konusudur.Allah’a zikir ve dua ve benzeri şeylerle,her vakitte yaklaşmayı hedefleriz.Bu durumda bayram gecelerini kapsadığı gibi her geceyi kapsayıcıdır.45 cilt olan Mevsuatu’l Fikhıyye’de belirtildiği üzere ; bu hadisin zayıf veya uydurma olmasının önemli olmadığına işaret olsun diye ’’Bunun manası o gecede namaz kılmanın müstehap olmadığı değildir.Aksine gece namazı zaten her gece için meşrudur.Bunun için ulema,bayram gecelerini namazla geçirmenin müstehap olduğuna dair ittifak etmiştir…Hadisin zayıf olmasının manası;bu gecedeki namazların ’’fazladan olan faziletinin’’ ihtimalinin zayıf olmasıdır.’’(95)Yoksa namaz her zaman fazilettir.
Ebu Şam :’’İbn Salah,Berat gecesini ibadetle ihya eden için fazilet vardır .Müstehaptır fakat cemaatsiz olmalıdır,der.’’ demiştir. (96)
Hanefilerin konuya bakışı :
I. Bahr’da ifade edildiği üzere :’’Ramazan,bayram ve Şaban ayının (Berat gecesi) 15.gecesini ve … ihya etmek menduptur.Teravih hariç , ne kadir gecesi,ne berat gecesi,ne bayram gecesi,ne Cuma gecesi ne de başka bir gece için özel bir namaz rivayet edilmedi.Bu geceleri ihya amaçlı camilerde toplanmak çirkindir.’’(97)
II. Molla Hüsrev :’’Ramazanın son 10 gecesini,bayram gecelerini … Berat gecesini ihya amaçlı namaz kılmak menduptur. Bu geceleri ihya amaçlı camilerde toplanmak çirkindir.’’(98)
Malikilerin konuya bakışı :
İbn-i Hac el Maliki ’’ Mescitte bunun için toplanmamak şartı ile bayram gecelerini namazlı geçirmek güzeldir.’’(99)
Muhammed b.Yusuf el Maliki ’’Geceleri ihya etmek menduptur.’’ (100)
Bidatın hasen münakaşası
İbn Salah’’Kendisi hakkında özel bir nas varid olmadığı halde makbul olan nice namaz vardır.Bunlardan birisi de Reğaib namazıdır.Bunlara bidat denilmez.Diyecek olan,o namazın aslı kitap ve sünnete rucu ettiği için ’’bidatı hasen’’ der. ’’ (101)demektedir. Bu görüşün zıttına Elbani ’’O namaz bidattır,merduttur. Nitekim bu şekli ile bu namazın aslı yoktur,uydurulmuştur.Bu durumda onun , tüm bidatları zemleyen/kötü gören hadisin umumiyeti gereği, dalalet/sapıklık olması lazımdır.’’ der.Alimlerin Reğaib namazı üzerine münakaşa etmesinin sebebi ise Reğaib namazının delilinin sahih olmayışıdır.(102)
Aliyyül Kari , İbn Kayyim’in :’’Abdest azaları üzerine okunan zikir hadislerinin tamamı batıldır.’’ dediğini nakl eder.Sonra da Aliyyül Kari bu nakil üzerine ’’Bil ki o zikirlerin delili olan hadislerin sabit olması gerekmez.Sabit olmayışı,onların mekruh ya da zem edilmiş bidat olmasını da gerektirmez.Aksine onları okumak müstehaptır,ulema ve meşayihil kiram onları okumayı güzel görmüştür.’’ der.
Bidatle ilgili son sözleri seleften alalım;
I. Fazıl Bin İyaz şöyle demiştir :’’Her kim bidat uyduran birisi ile arkadaşlık ederse,Allah onun amelini/sevabını siler…Yolda bir bidatçıya raslarsan yolunu değiştir…’’ (103)
II. İmam Malik :’’Hevasına uyan topluluk ne kötü bir topluluktur.Onlarla selamlaşmayın.’’ (104)
III. Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir :’’Şeytan için insanların masiyet işlemesinden daha güzel olan şey , insanların bidat çıkarmasıdır…’’ (105)
IV. Süfyan demiştir ki :’’ Her kim bidat duyarsa bunu yaymasın…’’ (106)
_____________________________________
Dipnotlar
1-Bak.Lisanul Arab,13,224;Kamusul muhit,4,239;Mucemu mukayis elluğat,3,60;Cemheretu’l luğat,1,95;Esasu’l belağa,s.310
2-el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzuatu elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.22,c.1
3- el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzuatu elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.23,c.1; İbn Hacer el-Heytemi ,el Fetava’l hadis,s.280 ; Ebu Şam’ın belirttiğine göre ’’Bidat’’ kelimesi ,çoğunlukla ’’mekruh’’ hükmü gösterir.Bak.el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzuatu elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.23,c.1 ;Hadis hafızı ve Buhari şarihi olan İbn Hacer şöyle demiştir:’’Luğavi bidatın zıttına şeriat örfünde bidat zem edilmiştir.Benzeri olmayan/uydurulmuş her şey bidat diye adlandırılır,ister hasen ister ğayri hasen olsun durum budur.’’Bak.Fethul Bari (Buhari şerhi) , c.13,s.253,Daru’l Marife,Beyrut
4-Suyuti,el Emru bi’l ittiba’ ve’l nehyu ani’l ibtida’,s.81,1990,1.Baskı,Daru İbn Kayyim,tahkik: Hasan Selman,Riyad
5-el İtisam,1,43
6-Menakibu’ş Şafi,1,468-469
7-el Emru bi’l ittiba’ ve’n nehyu ani’l ibtida’,s.12
8-Fethul Bari,2,394,Darul Marife,Beyrut
9-İhya-u Ulumi’d -Din,2,248
10-Reddül Muhtar,Haşiye,1,376
11-Umdetu’l Kari,c.11,126
12-Muvatta şerhi,c.1,238 ; İmam Malik, ’’ İnsanların gözüne hoş gözükse bile bidat ortaya koyan kişi,Muhammed (
A.Selam
)’in kendi risaletine hiyanet ettiğini ileri sürmüş olur çünkü Allah teala ’’…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim…’’ (Maide,3’ten) buyurmuştur.Din o gün tamam olunca,bugün uydurulan şey dinden olamaz.’’ der. (Şatibi,İ’tisam,1,62)
13-el-Mubdi’ fi şerhi’l Mukni’,s.334
14-Mektubat , 186. Mektup,s.277,Daru’ş Şefkat,İstanbul-Fatih,2002
15-Mektubat , 186. Mektup,s.279,Daru’ş Şefkat,İstanbul-Fatih,2002
16-el-Havi,1,192
17-Muvatta şerhi,c.1,238
18-el-Mubdi’ fi şerhi’l Mukni’,s.334
19-Reddül Muhtar,Haşiye,1,376
20-Tebyinu Kizb Müfteri,s.97
21-Ğaribu’l hadis,1,106,Mektebetu’l ilmiyye,Beyrut
22-el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzuatu elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.23,c.1; İbn Hacer el-Heytemi ,el Fetava’l hadis,s.280
23-Nur süresi,24.ayetten
24-İbn Kesir,Tefsir-i Kur’an’il Azim,c.6,s.90 (Nur,64) ,Daru Tayyibe,1.Baskı,1997,Riyad
25-Kasas,50
26-Sad,26
27-Buhari,el Camiu’s Sahih,2697 numaralı hadis (Kitabu’s Sulh),Daru İbn Kesir,Dımaşk-Beyrut,1.Baskı,2002
Buhari hadisinin ravileri hakkında cerh-tadil :
يعقوب (Yakub b.İbrahim b.Kesir b.Zeyd)
إبراهيم بن سعد (İbrahim b.Sa’d b.İbrahim b.Abdurrahman b.Avf)
سعد بن إبراهيم (Az önceki ravinin babasıdır.)
قاسم بن محمد (Kasım b. Muhammed b. Ebi Bekr)
عائشة (Aişe- Hz.Aişe)
Ravilerin tamamı sikadır/güvenilirdir.Bak.İbn Hacer el Askalani,Takrib.Hadis metin ve senediyle sahihtir.;Ayrıca bak.Müslim;Ebu Davut;A.B.Hanbel,Müsned;İbn Hibban,Sahih;Darekutni,Sünen;Beyhaki,Sünen-i Kübra;Ebu Yala,Müsned…
28-Ebu Davut,Sünen,Kitabu’s Sünnet,Babu fi luzumis’sünnet,5,13-15;Tirmizi,Ebvabu’l İlm,4,408;İbn Mace,Mukaddime,babu ittibau sünneti’l hulefai’r Raşidin,1,71-72;A.B.Hanbel,Müsned,4-126-127/İmam Tirmizi bu hadis için hasen-sahih demiştir.
A.B.Hanbel’in Müsned’inde geçen hadisin ravileri için cerh-ta’dil:
ضحاك بن مخلد (Dahhak b.Mahlad b.Dahhak)
ثور (Sevr b.Yezid b. Ziyad)
خالد بن معدان (Halid b.Me’dan)
عبد الرحمن بن عمرو السلمي (Abdurrahman b.Amr Sülemi) : Makbul ravidir.
عرباض بن سارية (İryaz b.Sariye)
Ravilerin birisi makbul,gerisi sikadır.Bak.İbn Hacer,Takrib.
29-Camiul ulum ve’l Hikem,2,128
30-Nesai,Sünen-i Suğra,3,188;İbn Huzeyme,Sahih; Nesai,Sünen-i Kübra;Mucemu’l Kebir,Taberani…
İbn Huzeyme’nin Sahih’inin senet incelemesi:
الحسين بن عيسى (Huseyin b.İsa el-Bistamiy)
أنس بن عياض (Enes Ya’ni b.İyaz)
جعفر بن محمد (Cafer b.Muhammet b.Ali)
عتبة بن عبد الله (Uteybe b.Abdullah b.Atiyye)
عبد الله بن المبارك (Abdullah b.Mübarek)
سفيان (Süfyani Sevri)
جعفر (Cafer b.Muhammet b.Ali b.Hüseyin b.Ali b. Ebi Talib)
محمد الباقر (Muhammet Bakır,önceki ravinin babası)
جابر بن عبد الله (Cabir b.Abdullah el Ensari) : Sahabidir.
Ravilerin tamamı sikadır.Bak.İbn Hacer el Askalani,Takrib.
31-Beyhaki,Sünenü’l Kübra,4,316; Ayrıca bk. Nasbu’r raye,2,491
32-Müslim,2,704,705
33-el Yevakitu ve’l Cevahir fi beyani akaidi’l ekabir,2,44
34-İ’tisam,1,304-307
35-Suyuti,el Emru bi’l ittiba’ ve’l nehyu ani’l ibtida’,s.83,1990,1.Baskı,Daru İbn Kayyim,tahkik: Hasan Selman,Riyad….
Sahabe bidat konusunda çok titizdir.Kur’an’ın cem edilmesi hususunda halife ile Zeyd b.Sabit arasında ’’Nebinin yapmadığını ben nasıl yaparım ?’’ (Buhari,Fezailil Kur’an,babu cem’ul Kur’an,9,10,No : 4986) şeklinde bir diyalog geçtiği bilinmektedir.Maliki olan Şatibi’nin bu duruma şöyle değindiğini bilmekteyiz : ’’Kur’an’ın cem edilmesine dair nebimizden hiç bir şey varid olmamıştır.(hadis yoktur.) Fakat onlar bu işi maslahat olarak gördüler.Bu eylem,şeriati korumaya yöneliktir.’’(İ’tisam,2,117) Sahabenin bu uygulamasına bakarak şunu söyleyebiliriz,’’Maslahat gereği yeni bir şey ortaya konabilir.’’ nitekim bu anlayış,bidate karşı en sert tutum alanlardan birinin anlayışıdır.
36-İbn Vaddah,el-Bid’,s.46
37-İkameti’l hac,19
38-el Medhal sünen-i kübra,sayfa,111;Serahsi ,el Mebsut ,11,3 ;Siyeru alamu nubela,6,401;el Takrir vel Tahrir,2,415
39-Hakikatu’l bidati ve ehkamiha, s.369
40-Mevkuf hadis.Şerhu usuli itikadi ehli sünnet ve’l cemaat,Alkai,s.4,10 Numaralı hadis,1.Baskı,2002,Kütübül ilmiyye,Beyrut
41-İbn Mervezi,el Sünnet,s.94,N.83;el İbane,1,339,N.205;Alkai,Şerhi Usuli İtikat ehli Sünnet ve’l Cemaat,1,92,N.126;Beyhaki,el Medhal ilel Sünen,1,179,N.191
42- Mevkuf hadis. Şerhu usuli itikadi ehli sünnet ve’l cemaat,Alkai, 14 Numaralı hadis,1.Baskı,2002,Kütübül ilmiyye,Beyrut
43-Bak.16 numaralı dipnot.
44-el Emru bi’l ittiba’ ve’n nehyu ani’l ibtida’,s.12
45-لا يجمع أمتي على ضلالة، ويد الله على الجماعة – Ümmetim dalalet üzerine birleşmez.Allah’ın yardımı cemaatle/toplulukla beraberdir.Bak.Suyuti,Camius’sağir,1818/isnadı hasen,manası sahihtir;Aynı hadisi Elbani’nin Sahih’i Cami’sinde de görüyoruz.Oradaki hadis ise senet ve mana yönünden sahihtir,1848; لا تَجْتَمِعُ أُمَّتِي عَلَى ضَلالَةِ aynı manaya gelen bu hadis A.B.Hanbel’in Müsned’inde geçmektedir.
46-Daha geniş bilgi için bak.Said B.Nasır Ğamidi,Hakikatu’l bid’ ve ehkamiha,s.100-111,Mektebetur rüşd,Riyad
47-Bak.28 numaralı dipnot.
48-Bak.32 numaralı dipnot.
49-OMÜ ilahiyat Fakültesi,Prof.Dr.Muhsin KOÇAK,Usulu fıkıh,sayfa,11
50-Buhari,2010 numaralı hadis.Daru İbn Kesir,Dımaşk,1.Baskı,2002
51-Muvatta şerhi,1,238
52-Kitabu salati’t Teravih,babu fazli men kame Ramazan,4,318,h.2012
53-Şerhu Sahih-i Buhari,4,147
54-İ’tisam,1,325
55-el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzua elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.62,c.1
56-Tefsiri Kur’an’il Azim,1,398
57-Camiul ulum ve’l Hikem,2,128
58-Hadid,27
59-İbn Kesir,Tefsir-i Kur’an’il Azim,Hadid,27),Daru Tayyibe,1.Baskı,1997,Riyad
60-Ahkamu’l Cenaiz,Elbani,s.306;Şatibi,el İti’sam,2,16
61-Said B.Nasır Ğamidi,Hakikatu’l bid’ ve ehkamiha,c.2,s.14,Mektebetur rüşd,Riyad
62-Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.291,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010
63-Nureddin Itr, Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.291,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010
64-Fethu’l Muğis,1,333; Nureddin Itr, Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.291,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010
65-Aksini gösteren hadis olmadıkça mürsel hadisle amel etmiştir. Fethu’l Muğis,1,333
66-Nureddin Itr, Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.291,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010;İbn Mendeh’in anlattığına göre ;Ebu Davut Sicistani bir konuda sahih hadis olmayınca isnadı zayıf hadis tahric ederdi çünkü ona göre zayıf hadis,insanların görüşlerinden daha güçlüdür;Ulumu’l Hadis,İbn Salah,33-34
67-Hasaisu’l Müsned,s.27,tahkik : Ahmet Şakir
68-Şerhu İlelu’l Tirmizi,1,344
69-İ’tisam,2,16-17
70-el Ezkar,s.47;Tedribur’ravi,1,351
71-Geniş bilgi için bak.Said B.Nasır Ğamidi,Hakikatu’l bid’ ve ehkamiha
72-Tirmizi,2518; Tirmizi’nin belirttiğine göre bu hadis hasen-sahih’tir.Hakim ve İbn Hibban isnadı sahih demiştir, bakınız:Mekasidul Hasene fima iştehera alel elsine,c.1,s.257(manası zaten sahihtir.)
Hadisin ’’ Sana şüphe veren şeyleri terk et, şüphe vermeyen şeyleri yap.’’ kısmı pek çok kitapta geçer;Nesai,Sünen-i suğra;Sünen-i Darimi;A.B.Hanbel,Müsned;İbn Huzeyme,Sahih;İbn Hibban,Sahih;Hakim,Müstedrek;Nesai,Sünen-i Kübra;Beyhaki,Sünen-i Kübra;Ebu Davut Tayalisi,Müsned;Müsned,Bezzar;Müsned-i Ebu Yala;Metalibu Aliye,İbn Hacer;Müsned-i Şamiyyin,Taberani;Abdurrezzak,Musannef;İbn Ebi Şeybe,Musannef;Taberani,Mucemül Kebir;İbn Arabi,Mucem;Şuabul İman,Beyhaki;el Tahkik fi mesailil hilaf,İbn Cevzi;el Zühd,A.B.Hanbel…
73-s.163
74-Tedribu’r Ravi Fi Şerhi Takribi’n Nevevi,Allame Suyuti,s.351,Mektebetu’l Kevser,Riyad
75-Nureddin Itr,Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.296,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010
76-Tedribu’r Ravi Fi Şerhi Takribi’n Nevevi,Allame Suyuti,s.350,Mektebetu’l Kevser,Riyad;Nureddin Itr,Menhecu’n Nakd fi ulumil hadis,s.296,Daru’l Fikr,2.Baskı,2010
77-el Ehadisu’s Zaife ve’l Mevzuatu elleti yustedellu biha ala bid’i fi’l ibadat,Camiatul islami (Üniversite),Ramiz Halid Hacı Hasan,Mektebetu’l Mearif,Riyad,1.Baskı,2008,s.84-85,c.1 ;Tedribu’r Ravi Fi Şerhi Takribi’n Nevevi,Allame Suyuti,s.351,Mektebetu’l Kevser,Riyad
78-el-Erbeun,s.12 ; Şerhu Sahih-i Müslim,1,85
79-Fetava’l hadis,s.132
80-el-Esraru’l Merfua,s.315;Mirkatu’l Mefatih,2,381
81-el Medhal,s.29
82-el Cerh ve Ta’dil,1,10
83-Delailu’n Nübüvve,1,34
84-el-Ezkar min kelami seyyidi’l ebrar,s.74,81.Dua,Daru’l Minhac,1.Baskı,2005,Beyrut
85-Zadu’l Mead,1,195
86-Said B.Nasır Ğamidi,Hakikatu’l bid’ ve ehkamiha,Mektebetur rüşd,Riyad
87-Mümin,60
88-Bak.30 numaralı dipnot.
89-İbn Mace,Sünen,No:1782
90-Futuhatu’r Rabbaniyye,4,235
91-Silsiletu ehadisi zaife,521
92-Benzer hadisler mevkuf ve merfu olarak rivayet edilmiştir.Ebu Derda,Mevkuf hadis.
93-el-Mecmu’,5,36
94-el-Mecmu’,5,36
95-Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, el-Mevsuatu’l Fıkhiyye,2,235,2.Baskı-1983
96-el-Bid’ ve’l Havadis,s.44
97-İbn Nüceym, el-Bahru’r Raik,2,56
98-Molla Hüsrev,Dürerül Hükkam,1,117
99-el-Medhal,1,232
100-el-Tac ve’l İklil,2,574
101-el Red Ale’tterğib an salati’rreğaibi’l mevzua,18-19
102-İbn Hacer el Asklani,Tebyini’l Aceb,s.11;İraki,Tahric-i İhya,174,2.2;İmam Nevevi, el-Mecmu,c.3,s.548;Müslim şerhi,c.8,s.20;İbni Hacer el-Heysemi,el Fetâvâ’l-Fıkhiyyetu’l-Kubra,c.1,s.216
103-Elkai,Şerhu usuli itikat ehli sünnet,1,138-139;İbane,1,42-2;İbn Cevzi,Telbisu İblis,s.14;Zehebi,Siyeru alamu nubela,8,435;Acurri,el Şeriat,s.64;Şatibi,İ’tisam,1,130;Zehebi,Siyer…,6,29;Tabakatu’l hanabile,2,42-44 // Ebu Kallabe de bidatçılarla oturmaya karşıdır; Elkai,Şerhu usuli itikat ehli sünnet,1,134;Darimi,Sünen,1,108;Acurri,el-Şeriat,s.56-62;A.B.Ahmet,Sünnet,s.18;Beğavi,Şerhu Sünnet,1,227
104-Beğavi,Şerhu Sünnet,1,229
105-Elkai,Şerhu usuli itikat ehli sünnet,1,132;Ali b.Ca’d,el Müsned,No:1885;Ebu Nuaym,Hilyetu’l Evliya,7,26;İbn Cevzi,Telbisu İblis,s.13;Beğavi,Şerhu Sünnet,1,216
106-Beğavi,Şerhu Sünnet,1,227;Zehebi,Siyeru alamu nubela,7,261