Ah bu hocalar.
Hocanın algı problemi
Hoca diye vasıflanan kişi , okuduğunu yanlış anlamış olabilir.Bu duruma çok defa şahit olduk.
”Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa , Allah onun yemesini,içmesini bırakmasına değer vermez (Allah o oruca muhtaç değildir).”(1)
Bu hadisi görenlerden bazıları ; ’’Allah’ın değer vermemesi , bu orucun geçersiz olduğunu gösterir öyle ise oruç bozulmuştur.’’ diye bir kanıya kapılmaktadır.Bu kanı sebebi ile çevrelerindekilere de yalanın orucu bozacağını aşılamaktadırlar.Oysa durum böyle değildir.
Bu hadis bize gösteriyor ki oruç ile hedeflenen şey bizatihi açlık ve susuzluğu tatmak değildir.Zaten yapılmakta olan şey ile yapılan şeyin amaçlanması mantığa aykırı olurdu.Oruç tutmadaki hedef insanı olgunlaştırmaktır.Buhari şarihi İbn Hacer’in belirttiğine göre; Bir diğer Buhari şarihi İbn Battal hadisteki ‘yalan söylemeyi bırakmayanın orucunun değersiz olduğunu’ belirten mana için şöyle demiştir :” Onun manası yalan söz söyleyeni tahzir etmektir.Ya orucu bırak ya da yalanı bırak demek değildir.” İbn Arabi şöyle demiştir :”Bu hadis,zikrolunan o fiilden (yalandan) ötürü, oruçtan sevap alınamayacağını gösterir.Yalan sözün ağırlığı nedeni ile oruç sevap getirmez.” Kadı Beydavi:” Oruçtan maksat sadece açlık ve susuzluk değildir.Aksine şehvetten… uzak durmaktır.Bunlar hasıl olmayınca Allah o oruca kabul nazarı ile bakmaz.”demiştir. İbn Hacer de bu tür eylemlerin orucun faziletini noksanlaştıracağını belirtmiştir.Sevri ise faziletin noksanlaşması değil , orucun bozulacağını ileri sürmüştür fakat cumhur (alimlerin çoğunluğu) orucun yalan nedeni ile bozulmayacağını ifade etmiştir.(2) Öte yandan Leys’in rivayetine göre Mücahit: ”İki haslet orucu bozar: 1-Gıybet 2- Yalan” demiştir. (3) Yalan ve gıybetin orucu bozucu oluşunu ‘ Sevabını bozar/azaltır.’ diye anlamak doğru olacaktır.Yalan söylemek ve gıybet orucu bozmaz sadece sevabını azaltır. (4)
Esasında konu ile ilgili hadis de mevcuttur.Bu hadisi Fethu’l Bari’de göremesek de diğer Buhari şerhi olan Umdetu’l Kari’de (5) görmekteyiz.”Oruç sadece, yeme ve içmeden kesilme değildir.” (6) İlgili konuya Huccetü’l İslam İmam Gazzali de değinmiştir;
Bilmiş ol ki oruç 3 derecedir; 1- Avamın orucu 2 – Havassın orucu 3- Ahassu’l havasın orucu.Avamın orucu: İki organı (mide ve tenasül uzvunu) korumaktır.Havassın orucu: Bu yukarıdakilere ilave olarak,gözü,kulağı,dili,eli ,ayağı ve diğer azaları korumaktır.Ahassü’l havas: Avam ve havasın riayet edecekleri maddelere ek olarak ; kalbini hasis emeller,dünya düşüncelerinden sıyırmak ve Allah’tan başka her şeyden çekerek bütün mevcudiyetiyle Allah tealaya bağlanmak ve hatırına ondan başkasını getirmemektir.(7)
Halkın cevabı algıda hata etmesi
Hoca,sorulan soruya doğru cevabı veriyor ama halkın bir kısmı bu aldığı bilgiyi çarpıtıyor ya da bilgi eksikliğinden ötürü yanlış anlıyor.Hoca, “sünnet namazları kılsan güzel olur,kıl.”diyor,bunu duyan gidip “Sünnet namazları kılınmalıymış.” Diyor. “edilmeli,yapılmalı” ile “yapsan güzel olur.” Arasında çok fark vardır.Edilmeli,yapılmalı gibi kelimeler kural olarak vaciplik ve farzlığı ifade eder.Oysa yapsan daha güzel olur gibi cümleler, sünnet ve mendupluğu ifade eder.Elbette farz ile mendup arasında gereklilik ve sorumluluk bağlamında dağlar kadar fark vardır.
Doğmalık
(eleştiri süzgecinin delinmesi)
Hocaların büyük bir kısmı,kendi hocalarından duydukları bilgileri aktarmaktadır.Aynı durum internet siteleri için de geçerlidir,bir sitenin yazısı defalarca kopyalanır.Dogma olmanın zararı nedir ? Hocaların büyük bir kısmı,kendi hocalarını süper bilgin olarak düşünür.Öyle ki hata yapma ihtimali yok mu ? diye sorulunca var dese de bu cevap sadece lafta kalır.Oysa her insan yanılmaya meyillidir.(8)Oysa her şey delildir.(9)Her şey sadece niyet değildir.(10)Her kişi,duyma ile edindiği bilgiyi araştırmalıdır çünkü incelemelerimiz sonucunda pek çok yazarın/hocanın/alimin hata yaptığını görüyoruz.(11)Hata yapmak son derece doğaldır.Doğal olmayan taassuba (12) düşmektir.
Farklı mezhebe ait kitaplar okumak
Halk Hanefiyken,Şafii mezhebine ait bir kitaptaki bilgileri anlatmak…Demek ki her şeyden önce,okuduğumuz kitabın hangi mezhebe ait olduğunu bilmeliyiz.Hocanın biri,Şafii mezhebine ait bilgiler sunar,diğeri Hanefi mezhebine ait bilgiler.Daha sonra zıt görüşlü hocalar benim dediğim doğru,diyerek tartışırlar ya da halk,hangisinin doğru olduğuna karar vermeye çalışır.Örneğin Hanefi mezhebine göre abdestin farzı dörtken (13) Şafii mezhebine göre altıdır.(14) Mezheplere göre değiştiğini bilmeyenlerin işi oldukça zor.
Taassuba düşmek
Hocanın biri a cemaatine mensupken,diğer hoca b cemaatine mensuptur.Bu durumdakilerin bir kısmı,cemaatin hocasına uyar,o ne derse kabul eder,kaynak sormaz.Oysa kaynaklar hocaya sorulmayacaksa kime sorulacak? Bilinmeyen konu olunca hocanın dediği kabul edilir,adeta müctehit(!) Oysa onun ki sadece bir görüştür.Bize lazım olsan ise müctehitlerin fetvalarıdır. X adlı cemaate mensup olan üç beş kişi , caminin hocasına ’Bu gece tespih namazı kıldıracak mısın?’ diye sorar.Caminin hocası ’tespih namazını cemaat halinde kıldırmak Hanefi mezhebine ters’ der. (15) X cemaatine mensup olan üç beş kişi , bunu kabul edemez ve ’bizim cemaatte kıldırılıyor,sen yanlış biliyorsun.’ der.İmam hatip kaynak gösterin deyince,cevap olarak ’bizim hocalar’ cümlesi ile karşı karşıya kalır !
Cahillik
Hocaların bir kısmı , bilgisi olmadığı konularda kafasına göre hüküm vermektedir.Bu yanlışlığın çok ciddi bir sorun olduğunu belirtmek gerekir.Müctehitlik mertebesine ulaşmayanların din adına bir şey söylemesi sakıncalıdır.Hocaların bu tavrı bazen cahil görünmemek için bazen de kendi görüşünün doğru olduğuna inanmasından kaynaklanır ama her iki durumun da ana nedeni aynıdır.(16)
Yanlış bilgi içeren kitap okunması
Esasen bu madde de cahillik maddesine bağlıdır.Bir bilginin kitapta yer alıyor olması,o bilginin doğru olduğu anlamına gelmez.Bu altın kuraldır.Ali F.Yavuz’un İlmihal’inde Reğaib gecesiyle ilgili bölümde ’’On iki rekat namaz kılmışlardır.’’yazmaktadır.(17)Oysa bu hadis sahih değildir.(18)Seyfettin Yazıcı-L.Şentürk imzalı İlmihal’de ’’Bu geceye mahsus ’Reğaib namazı’ adıyla bilinen ve kılınan namazın da bir dayanağı yoktur…Bu konudaki hadisler sahih değildir.’’ (19) Bu durumda yukarıda örnek olarak verilmiş ilmihallerden yanlış bilgi içereni okuyan başka,doğru bilgi içereni okuyan yine başka bir bilgi aktaracaktır. Bu aktarımlar karşısında kalan halk,”Hocalar hep farklı şey söylüyor.” diyecektir.
Diyanet ile Mezhep arasında kalmak
Diyanetin kitapları ile mezheplerin temel kitaplarının nadiren de olsa çeliştiğini gözlemlemekteyiz.Bu ikilemde kalan hocanın hangi tarafı seçeceği bir muammadır.Bu haldeki iki hocadan birisi mezheplere tabi kitaptan aktarım yapsa , diğer hoca ise Diyanetin kitabının görüşünü halka aktarmış olsa… ’Bu hocalar neden farklı cevaplar verir?’ sorusu doğmuş olur.Bu konuya örnek olarak; Hanefi mezhebi ile Diyanet’in çeliştiği bir noktaya değinelim.Dini nikah esnasında bulunacak şahitlerin cinsiyeti meselesi.Hanefi mezhebine göre nikah esnasında iki erkek veya bir erkek iki kadın şahit olarak bulunmalıdır.Nikah esnasında kadının şahitliği kabul görmez.(20) Oysa Diyanet bu görüşte değildir.Diyanete göre iki kadın şahit olsa nikah geçerlidir.(21)
____________
Dipnotlar
1-Buhari ,savm,8 (H.N.1903) ,Daru İbn Kesir,1.Baskı,2002 ;Ayrıca bak.A.B.Hanbel,Müsned;Ebu Davut,Sünen;Tirmizi;İbn Mace;İbn hibban,Sahih ; Beyhaki,Sünen-i Kübra
2-Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.393, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut
3-Gazzali,İhyau Ulumi’d Din,c.1,s.660-661,Bedir yayın evi,İstanbul; Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.394, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut
4-Bak. İmam Serahsi, el Mebsut,kitabu’s Siyam;Prof.Dr.Vehbe Zuhayli , el Fikhul İslami ve Edilletuh , kitabu’s Siyam;Mevsili , el İhtiyar Li Ta’lili’l Muhtar, kitabu’s Siyam;İbn Abidin, Reddül Muhtar, kitabu’s Siyam;Prof.Dr.Yusuf el Kardavi ,Teysir’ul Fıkh , kitabu’s Siyam;A.Cezeri,Kitabu’l Fıkh ale’l Mezahibi’l erbea, kitabu’s Siyam;D.İ.B iki ciltlik ilmihal,Oruç
5-Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.393, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut
6-İbn Huzeyme,Sahih; Abdullah bin Vehb,Muvatta;Sünen-i Kübra,Beyhaki; Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.4,s.117,Darul Marife,Beyrut
7-Gazzali,İhyau Ulumi’d Din,c.1,s.659,Bedir yayın evi,İstanbul/
الصوم ثلاث درجات صوم العموم وصوم الخصوص وصوم خصوص الخصوص
أما صوم العموم : فهو كف البطن والفرج عن قضاء الشهوة . 1
وأما صوم الخصوص : فهو كف السمع والبصر واللسان واليد والرجل وسائر الجوارح عن الآثام .2
وأما صوم خصوص الخصوص : فصوم القلب عن الهمم الدنية ، والأفكار الدنيوية ، وكفه عما سوى الله بالكلية 3
Arapça metin , Arapça baskıdan alınmıştır.Tercüme ise kısmen az önce adı verilen yayın evinden alınmıştır.Yaklaşık tercüme için bak.D.İ.B iki ciltlik ilmihal , c.1,s.380,Ankara,2006/
النَّظْرَةُ سَهْمٌ مَسْمُومٌ مِنْ سِهَامِ الشَّيْطَانِ ” (Şehvet nazarı ile) bakmak,şeytanın zehirli oklarından bir oktur.” (Müsned-i Şihab;İbn Cevzi,el-Tebsira) İlgili hadis , Taberani’nin Mucemu’l Kebir’inde aynı mana farklı lafızlarla geçmektedir. إِنَّ النَّظْرَةَ سَهْمٌ مِنْ سِهَامِ إِبْلِيسَ مَسْمُومٌ
Bir kaç farklı lafızla İmam Gazzali’nin İhyau Ulumi’d Din’inde de geçmektedir.Bak.c.1 (salihlerin orucu) ,s.660 / يَا عَلِيُّ! لا تُتْبِعِ النَّظْرَةَ النَّظْرَةَ؛ فَإِنَّ لَكَ الْأُولَى، وَلَيْسَتْ لَكَ الآخِرَةُ
“Ey Ali! Bir bakışın peşinden tekrar bakma (ard arda bakma) ! Çünkü birinci bakış, senin hakkındır (kasıtlı olmadığı için birinci bakışında sana bir şey yoktur.) İkinci bakış ise, senin hakkın değildir (kendi isteğinle olduğu için ikinci bakışında sana günah vardır.)” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/304;Ebu Davud;Tirmizi;Elbani ‘Sahihu’l-Cami’de 7953 numaralı hadiste, hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.)
8-Nisa,28
9- Fussilet,53;Saffat,156;Kasas,49-50;Araf,33;Muhammed,14;En’am,148;En’am,149;Mü’min,35;Mimin,56;Bakara,185;Bakara,164;Ali İmran,105;Ali İmran,151;Ali İmran,184;En’am,104;Araf,71;Yunus,13;Yunus,6;Enfal,42;Hac,71;Neml,64;Ankebut,35;Tur,38
10- Ameller niyetlere göredir , bununla beraber iyi niyetim vardı diyerek her şeyi mübah göremeyiz.Önce amellerin niyetlere göre olduğunu görelim ardından bu hadisin her şeyi kapsamadığını göreceğiz.
إِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى دُنْيَا يُصِيبُهَا أَوْ إِلَى امْرَأَةٍ يَنْكِحُهَا، فَهِجْرَتُهُ إِلَى مَا هَاجَرَ إِلَيْهِ
“Ameller ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resulü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resulüne müteveccih sayılır. Kim de nail olacağı bir dünya veya nikahlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.”
(Kısa dil bilgisi :
إنما , hasr ifade eder.Sadece/yalnızca/ancak/başka değil…Buna ayetlerden de pek çok örnek bulabiliriz.Örneğin : إِنَّمَا الحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ ’’ Şüphesiz dünya hayatı ancak/sadece bir oyun ve eğlencedir. ’’(Muhammed,36) Bk.Kirmani, El-Kevâkibu’d-Derârî fî Şerhî Sahîhi’l-Buhârî,c.1,s.17, Daru ihyau turasi’l Arabiy,Beyrut,2.Baskı,1981; Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.1,s.12,Darul Marife,Beyrut; İmam Nevevi,Müslim şerhi (el-Minhac) ,c.13,s.54,1.Baskı,1929,el-Matbaatu’l Misriyye bi’l Ezher / أعمال kelimesi , عمل kelimesinin çoğuludur.Cemi kıllettir.Kıllet çoğullar 10’dan yukarıyı kapsamaz diye kural vardır.Buna göre,tüm niyetleri kapsar mı ? diye bir soru sorulsa cevap olarak denir ki bu kural nekreler içindir,marife kıllet cemiler için değildir.Bu anlatım aynen niyyat kelimesi için de geçerlidir.Bk. Ayni,Umdetu’l Kari,c.1,s.61, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut… أعمال kelimesi hadiste marife olarak geçmiştir. الأعمال (el-amal/ameller) denir ki bu kelimedeki elif-lam harfleri istiğrak içindir.Bu durumda tüm amelleri kapsar.Gerek namaz,gerek oruç,zekat,hac … olsun.Öte yandan istiğrak olmasına karineler el verişli olmadığından tüm amelleri kapsamaz da denilmiştir. Bk. Ayni,Umdetu’l Kari,c.1,s.63, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; Kirmani, El-Kevâkibu’d-Derârî fî Şerhî Sahîhi’l-Buhârî,c.1,s.17,Daru ihyau turasi’l Arabiy,Beyrut,2.Baskı,1981; Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.1,s.11,Darul Marife,Beyrut…Öte yandan ’amellerin mükemmelliği niyetlere göredir.’ diye anlayanlar da olmuştur.Yani onlara göre amelin geçerli olmasaı değil,faziletinin yüksek olmasında amel şarttır./Amal kelimesi mübtedadır,raf alameti sonunda yer alan zahir zammedir. نيات kelimesi de نية kelimesinin çoğuludur. نوى ـ ينوي (Darabe-yedribu babı) kelimesinden müştaktır. يصيب fiilinin mazisi أصاب ’dir.İf’al babından muzaridir. مانوى Ma,mevsuledir.Neva fiili,mazi fiildir.Mukadder fetha üzerine mebnidir.Fethanın zuhuruna teazzur mani olmuştur.Bu fiilin faili ise müstetirliği cevazen olan huve zamiridir.Bu cümle sıla cümlesidir ve iraptan mahalli yoktur. فمن ’deki ’fe’ harfi isti’nafiyyedir.Men ise şart ve cezm harfidir.Sukün üzerine mebnidir.Mahallen merfu ve mübtedadır.Haberi ise şart cümlesi ve cevabıdır. كانت nakıs mazi fiildir.Fetha üzerine mebnidir.Şart fiili olduğundan mahallen meczumdur.Ta,müenneslik tasıdır. هجرته ’daki hicret kelimesi kane’nin ismidir.Merfudur,raf alameti sonunda yer alan zahir zammedir.Ayrıca muzaftır.Ha zamiri muzafun ileyhtir,bu yüzden mahallen mecrurdur.Muttasıl ve zamme üzerine mebni zamirdir. إلى harfi cerdir. الله mecrur isimdir.Cer alameti kesradır.Car ve mecrur kane’nin mahzuf haberine mutealliktir.Ayrıca car ve mecruru kane’nin haberi sayıp bunları (car ve mecruru) mahallen mensup sayabiliriz…
Tahric :
Hadisin lafızlarında farklılıklar mevcuttur.Bazı rivayetlerde بِالنِّيَّاتِ (çoğul) niyetler manasında geçerken , bazı rivayetlerde بِالنِّيَّةِ (tekil) niyet olarak geçmektedir.Bazı rivayetlerin başında da إنما kelimesi geçmez , hadis direk الأعمال lafzı ile başlar.Hadislerin bazıları da الأعمال بِالنِّيَّةِ فمن كانت şeklindedir yani ما نوى lafızları geçmez.Ayni farklı lafızları 6 olarak belirtmiştir.Elbette bu rakam sadece Buhari’de geçenler içindir.
1. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Suyuti – Ciyad
2. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Hadis-i Ebu Kasım el Celiy
3. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el cami fil ilel ve marifetu rical,Ahmet B.Hanbel
4. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ elfevadidi celile ,İbn ukayl
5. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Ebü’l-Fütuh Mecdüddin Muhammed b. Muhammed b. Ali et-Tai, Kitabü’l-erbain fi irşadi’s-sairin ila menazili’l-müttakin
6. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Fevaid,Ebu hasan bin Talha el Ne’li (2 kez)
7. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Şerhu müsned-i Ebu Hanife,Molla Aliyyül Kari,s.221,Daru Kutubi’l İlmiyye,Beyrut,1.Baskı,1985
8. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Müsned, A.B.Hanbel
9. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Müsned,A.B.Hanbel
10. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ elfevaidi müntekat ala şerhil imameyn,Muhammed bin Muhtar bin Müeyyid billah
11. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Hadis-i Ebu Nasr
12. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el Zühd,Hünad bin el sirry
13. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Safvetuttefasir , Ebu zür’a tahir bin muhammed el Makdisi
14. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ meşiha, ebi Abdullah el Razi (2 kez geçer)
15. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ elfevaidi müntekat an şuyuhi sikat,muzaffer bin hüseyn bin besti
16. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Sahihlerden 40 hadis,ismail bin ahmet bin muhammed nisaburi
17. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ ehadis, an şuyuh ebi muhammed el be’lebekky
18. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ el fevaidi mültefizza vel feraidil mültekitta,muhammad bin mekki bin ebi el reca (2 kez)
19. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ meşihah, Ebu huseyn bin muhtedi billah
20. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ fevaidi muhrace , şuyuhu ebi abdullah el müezzin
21. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ sahih-i buhari,muhammed bin ismail el Buhari
22. اَلْأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ sahih-i buhari,muhammed bin ismail el Buhari
23. الْعَمَلُ بِالنِّيَّةِ sahih-i buhari,muhammed bin ismail el Buhari
24. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ ehadisu ve hikayat , ebu tahir el selefi
25. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ ibn neccar,tarihu bağdat
26. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Sahih,müslim bin haccac , İmare,155 (1907)
27. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ cerh ve tadil,ibn ebi hatim el razi
28. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ isaratül fevaid,ibn abdil ber
29. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ ibn Asakir,el erbein
30. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el meşihatul bağdadiyyetu,ibn müslime el emevi
31. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ el tuyuriyyat , ebu hasan el tuyuriyye (2 kez)
32. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ isaratül fevaid,ibn abdil ber
33. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ emali,Abdulmelik bin bişran
34. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el tuyuriyyat , ebu hasan el tuyuriyye
35. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el emali vel kıraat,hasan bin ali bin affan
36. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ siyeru alamu nübela,zehebi
37. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ siyeru alamu nübela,zehebi
38. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Tabakatül Şafiiyetil kübra,Sübki
39. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ siyeru alamu nübela,zehebi
40. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Sünen,İbn Mace
41. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ tabakatu şafiiyyin,ibn kesir el Dımaşk
42. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ ibn hacer el askalani,mucemu şeyhatu meryem
43. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ el ahadisu erbein,ibn nasiriddin el dımaşk
44. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ el ruvat,el erbeatu aşer,ziyaul makdisi
45. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ Sünen,Ebu Davut el sicistani
46. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ sehavi,el mekasidül hasene
47. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ El cami’ , muhammad bin isa el Tirmizi
48. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ El Muvatta,Malik bin enes
49. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ ezzuhd vel rakaik , İbn Mübarek
50. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el bahr,Ebu bekr El Bezzar
51. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Sünenil kubra,el Nesai (4 kez)
52. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ süneni suğra,Nesai (3 kez)
53. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ el münteka,İbn Carut el Nisaburi
54. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Tehzibul asar,İbn hacer el Taberi
55. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Sahih,İbn Huzeyme (3 kez)
56. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ Mustahrec , Ebu Avane (2 kez)
57. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ şerhu sünnet,huseyn bin mesud el Beğavi
58. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ şerhu sünnet,huseyn bin mesud el Beğavi
59. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ İbnül Münzir,el evsad fi sunen vel icma vel ihtilaf (2 kez)
60. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ şerhu meanil asar,tahavi
61. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّةِ müşkilul asar, tahavi
62. إِنَّمَا الأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ el ilel,ibn ebu hatim el Razi
Cerh-Tadil : (Yukarıda tam metni verilmiş olan Buhari hadisi içindir.)
I. عبد الله بن الزبير (el-Hümeydiyyu Abdullah b. Zübeyr) Sika,hafız.İbn Adiy bu zat için , ’Min hayri’n nas’ demiştir yani insanların en hayırlılarındandır.Beyhaki de Şuabu’l İman’da bu zattan sika olarak bahsetmiş ve ’huccettir.’demiştir.İbn Hibban da el-Sikat’ta bu zata yer verip ’Sahibu sünnet’ demiştir.Ahmet b.Hanbel bu zat için ’Bize göre imamdır.’ demiştir.
II. سفيان (Süfyan,lakabı İbn Ebi İmran’dır.) Sika,hafız,hüccet.Beyhaki,Sünenü’l Kübra’da bu zattan bahsedip sika demiştir,daha sonra da hafız ve hüccet demiştir.Hakim de el-Müstedrek’te bu zattan hafız ve sika diye bahsetmiştir.İbn Hacer el-Askalani , Takrib’te bu zattan sika,hafız,fakih ve imam olarak bahsetmiştir.
III. يحيى بن سعيد الأنصاري (Yahya b.Seid el-Ensariy) Sikadır. Ebu Hatim el-Razi sika demiştir.İbn Hibban da bu zattan el-Sikat’ta sika olarak bahsetmiştir. İbn Hacer el-Askalani , Takrib’te bu zattan sika olarak bahsetmiştir.
IV. محمد بن إبراهيم تيم (Muhammed b.İbrahim el-Teymiy) Sikadır.Bk.İbn Hibban,el-Sikat; İbn Hacer el-Askalani , Takrib
V. علقمة بن وقاص (Alkame b. Vakkas el-Leysiy) Sikadır. Sikadır.Bk.İbn Hibban,el-Sikat; İbn Hacer el-Askalani , Takrib
VI. عمر بن الخطاب (Ömer b.Hattap) Sahabidir.Raviler hakkında daha geniş bilgi için bk. Ayni,Umdetu’l Kari,c.1,s.44, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.2,s.147,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar)
Şarihler bu hadise ne kadar yer ayırdı ?
Buhari şerhleri ;
I. Kirmani 9 sayfa (el-Buhari bi şerhi’l Kirmani)
II. İbn Hacer el-Askalani 10 sayfa (Fethu’l Bari)
III. Bedreddin Ayni 28 sayfa (Umdetu’l Kari)
IV. Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii 84 sayfa (el-Tevzih li şerhi camii’s sahih)
Elbette şarihlerin bu açıklamaları Sahih-i Buhari’de geçen ilk hadis içindir.Oysa bu hadis Sahih-i Buhari’de tekrarlı olarak geçmektedir.Örneğin Ayni, kitabu’l İman adlı bölümde bu hadise 8 sayfa daha yer verir…
Müslim şerhleri ;
I. İmam Nevevi 3 sayfa (el-Minhac)
II. Kadı İyaz 2 sayfa (İkmalu’l-Mu’lim)
III. Suyuti 2 sayfa (el-Dibac)
IV. Cabir Derbendi Dehli 3 sayfa (Fethu’l-Mülhim)
Allah teala nebisine ve tüm nebilerine ’amellerin niyetlere bağlı’ olduğunu vahyetmiştir.Bunun da delili Allah tealanın ayetleridir(el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.2,s.119,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar. Bk. ’’Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.’’ Beyyine,5…“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.’’ Şura,13)
Ameller ancak niyet ile sahih veya fasit , merdut veya makbul olur.Herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan odur.Yani hayırdan ve şerden neyi kast ederse onu karşılık olarak onu bulur.İhlas gibi,riya gibi…(Şerhu müsned-i Ebu Hanife,Molla Aliyyül Kari,s.221,Daru Kutubi’l İlmiyye,Beyrut,1.Baskı,1985)
İmam Şafi, Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medini, Ebu Davud, Tirmizi, Darekutni ve Hamza el-Kenani’nin bu hadisin İslamın üçte biri(yle alakalı) olduğuna ittifak etmiştir.Bazıları da üçte bir değil de dörtte bir demiştir.Dinin geri kalan kısmını tayin etme hususunda ihtilaf meydana gelmiştir. İbn Mehdi bu hadis için ilimden otuz konu ile ilgilidir, der.İmam Şafii ise 70 ilmi konu ile ilgilidir der.(Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.1,s.11,Darul Marife,Beyrut)Denilmiştir ki ; Niyet , amelden daha beliğdir bunun için amelsiz de olsa niyet kabul edilirken , niyetsiz amel kabul edilmemektedir.İyilik yapmaya niyet etmenin bir karşılığı varken,niyetsiz yapılan ibadetin karşılığı yoktur.Nitekim bir hadiste ’Müminin niyeti,amelinden hayırlıdır.’ buyurulmuştur.(Ayni,Umdetu’l Kari,c.1,s.71, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut;İmam Nevevi,Müslim şerhi (el-Minhac) ,c.13,s.53,1.Baskı,1929,el-Matbaatu’l Misriyye bi’l Ezher)
Bu hadisin sıhhatine dair en ufak şüphe yoktur. Bu hadis,İslamın rükünlerinden ve imanın kurallarından biridir.Bu hadisle bağlantılı olarak fukaha,muhaddis ve şarihler arasında bir hayli ihtilaf meydana gelmiştir.Örnek : İmam Malik bu hadise binaen , Ramazan orucu için Ramazan ayının evvelinde tek niyet ile (Niyet ettim 1 ay oruç tutmaya) tüm ayı oruçlu geçirmenin caiz olacağına hükmetmiştir,gerekçe olarak da bir aylık orucun tek ibadet olması ileri sürülmüştür.Ebu Hanife,Şafii,Ahmet (R.Anhum) ise bir rivayette , her gün için ayrı niyet edilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.Gerekçe olarak da her günün ibadeti müstakil/başlı başına bir ibadettir,denilmiştir.(Ayni,Umdetu’l Kari,c.1,s.68, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.1,s.11-40,Darul Marife,Beyrut)
Bu hadis,şer’i amellerin muteber oluşunun ve sevap getirisinin niyete bağlı olduğuna delildir.Peki bu hadis ne kadar şümullüdür ? Evzai,Ebu Hanife ve diğerlerine göre abdestin geçerlilik şartları arasında niyet yoktur.(ilgili hadis bu konuyu kapsamaz.)Onların delili ise abdest almanın müstakil/başlı başına bir ibadet olmayışıdır.Abdest , bir başka ibadetin geçerlilik şartları arasında yer alır,namaz gibi.Ayrıca bu hadis samimiyetten bahsetmektedir,her güzel şeye niyet etmenin gerekli olduğuna delil değildir diyen şarihler de vardır.(Fethul Bari,İbn Hacer el-Askalani,c.1,s.11-40,Darul Marife,Beyrut; Cabir Derbendi Dehli, Fethu’l-Mülhim,c.3,s.369,Daru ihyai turasi’l Arabiy,1.Baskı,2006,Beyrut)
İşin diğer yüzüne göre ise ’insanları ibadet yapmaya teşvik için hadis uydurdum , insanları günahtan alı koymak için hadis uydurdum’ demenin caiz olmadığıdır.Niyetim iyi idi demek bu meyanda kurtarmaz.Konu ile ilgili mütevatir hadis vardır.Kafu el-Ezhârü’l-mütenâŝire fi’l-ahbâri’l-mütevâtire,Suyuti,s.23,kitabul ilm,1 , Mektebetül islami,1985
“Kim benim hakkımda kasten yalan uydurursa ateşteki yerine hazırlansın.” Hadis mütevatirdir.
Bu hadisin geçtiği 104 yer yazılmıştır.1. Buhari,Sahih : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ > Ravileri sikadır.2. Buhari,Sahih : مَنْ تَعَمَّدَ عَلَيَّ كَذِبًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ > Ravileri sikadır.3. Buhari,Sahih : مَنْ يَقُلْ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ > Ravileri sikadır.4. Buhari,Sahih : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ > Ravileri sikadır.5. Buhari,Sahih : إِنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبٍ عَلَى أَحَدٍ مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ > Ravileri sikadır.6. Sahih,Müslim : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ7. Sahih,Müslim: مَنْ تَعَمَّدَ عَلَيَّ كَذِبًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ8. Tirmizi ,Cami’ : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ9. Ebu Davut,Sünen : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ10. İbn Mace,Sünen : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ11. Darimi,Sünen : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ12. A.B.Hanbel,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ13. A.B.Hanbel,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ14. A.B.Hanbel,Müsned : مَنْ يَقُولُ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ15. İbn Hibban ,Sahih : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ16. İbn Hibban ,Sahih : مَنْ يَقُولُ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ17. Hakim Nisaburi,el Müstedrek ala Sahihayn : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ18. Hakim Nisaburi,el Müstedrek ala Sahihayn : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ19. Nesai,Sünen-i Kübra : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ20. Nesai,Sünen-i Kübra : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ21. Beyhaki,Sünen-i Kübra : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ22. Beyhaki,Marifetu Sünen : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ23. Ebu Davut Tayalisi,Müsned: مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ24. Ebu Davut Tayalisi,Müsned: مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ25. Müsned-i Hümeyd: مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ26. Müsned-i Şafii : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ27. İbn Ebi Şeybe,Müsned: مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ28. Bezzar,Müsned: مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ29. Bezzar,Müsned: إِنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبِ عَلَى أَحَدٍ، مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ30. Bezzar,Müsned: مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ31. Ebu Yala,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ32. Ebu Yala,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ33. Ebu Yala,Müsned : إِنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبِ عَلَى أَحَدٍ، مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ34. İbn Hacer,Metalibu Aliye : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ35. İbn Hacer,Metalibu Aliye : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا لِيُضِلَّ بِهِ النَّاسَ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ36. İbn Hacer,Metalibu Aliye : مَنْ قَالَ عَلَيَّ شَيْئًا لَمْ أَقُلْ، فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ37. Taberani,Müsned-i Şamiyyin : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ38. Ebu Hanife,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا، أَوْ قَالَ مَا لَمْ أَقُلْ، فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ39. Ebu Hanife,Müsned : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ40. Müsned-i Şihab : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ41. Müsned-i Şihab : مَنْ تَعَمَّدَ عَلَيَّ كَذِبًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ42. Müsned-i Rabia Bin Habib : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ43. Heysemi , Keşful Estar : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ44. İbn Ebi Şeybe,Musannef : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ45. İbn Ebi Şeybe,Musannef : مَنْ تَقَوَّلَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ46. Ömer Bin Raşid,el Cami’ : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ47. Taberani,Mucemu Sağir : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ48. Taberani,Mucemu evsad : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ49. Taberani,Mucemu Kebir : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ50. Taberani,Mucemu Kebir : مَنْ قَالَ عَلَيَّ شَيْئًا لَمْ أَقُلْ، فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ51. Ebu Yala,Mucem : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ أَوْ رَدَّ عَلَيَّ شَيْئًا أَمَرْتُ بِهِ، فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ52. İbn Arabi,Mucem : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ53. İbn Arabi,Mucem : مَنْ تَقَوَّلَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ54. İbn Kani’ , Mucemu Sahabe : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ55. İbn Mukri,Mucem : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ56. İbn Bişran,Emali : مَنْ تَقَوَّلَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ57. Busiri , Emali : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ58. İbn Ebi Hatim,el İlel : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ59. İbn Şahin ,Nasihul hadis ve mensuhuh : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ60. Hakim , el Medhal : وَلَا تَكْذِبُوا عَلَيَّ فَمَنْ كَذِبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ61. Hakim,Marifetu ulumil Hadis : مَنِ افْتَرَى عَلَيَّ كَذِبًا مُتَعَمِّدًا بِغَيْرِ عِلْمٍ، فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ62. Hatib,el Kifaye fi İlmir Rivaye : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ63. Hatib,el Kifaye fi İlmir Rivaye : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ، وَمَنْ حَفِظَ شَيْئًا فَلْيُحَدِّثْ بِهِ64. Hatib,Takyidul İlm : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ65. Kadı İyaz , Usulul Rivaya : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ66. İbn Ebi Davut , el Be’s : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ67. Beyhaki , el Ba’s vel Nuşur : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ68. Beyhaki,Şuabül İman : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ69. İbn Yusuf,el Asar : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ70. Tahavi,Şerhu Meanil Asar : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ71. Tahavi,Müşkilul Asar : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ72. Tahavi,Müşkilül Asar : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ73. Tahavi,Müşkilul Asar : إنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبٍ عَلَى أَحَدٍ، مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ74. İbn Abdil Ber,el Temhid : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ75. Ebu Nuaym,Hilyetül Evliya : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ76. Ebu Nuaym,Hilyetül Evliya : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا لِيُضِلَّ بِهِ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ77. Ebu Nuaym,Delailun Nubuvve : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ78. Beyhaki,Delailun Nubuvve : مَنْ تَقَوَّلَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ79. Yakub Bin Süfyan,el Marife ve’l Tarih : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ80. İbn Ebi Asım,el Ahad ve’l Mesani : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ81. İbn Ebi Asım,el Ahad ve’l Mesani : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ82. Ukayli,Zuafaul Kabir : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ83. İbn Hibban,el Mecruhin : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ84. Cürcani,el Kamil Fi Zuafai’r Rical : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ85. Cürcani,el Kamil Fi Zuafai’r Rical : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ86. Cürcani,el Kamil Fi Zuafai’r Rical : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا لِيُضِلَّ بِهِ النَّاسَ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ87. Darekutni,el İlel: مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا لِيُضِلَّ بِهِ النَّاسَ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ88. Darekutni,el İlel: مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ89. Ebu Nuaym,Ehbaru Esbehan : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ90. Ebu Nuaym,Ehbaru Esbehan : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ91. Hatib Bağdadi,Tarihu Bağdat : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ92. Rafii,el Tedvin : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ93. İbn Ebi Heysem,Tarih : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ94. Ebu Kasım AbdullahBin Muhammed Bin Ahmed Bin Yahya Bin Haris el Sa’di,Fezailü Ebu Hanife ve Ehbaruhu ve Menakibuhu : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ95. İbn Neccar,Zeyl Tarihu Bağdat : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ96. Zehebi,Siyeru Alamu’n Nubela : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ97. Mizzi,Tehzibul Kemal . مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ98. Buhari,Edebül Müfred : مَنْ تَقَوَّلَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ99. İbn Abdil Ber,Camiu Beyanil İlm ve Fazlihi : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ100. İbn Cevzi,Mevzuatül Kübra : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ101. İbn Cevzi, Mevzuatül Kübra : مَنْ قَالَ عَلَيَّ مَا لَمْ أَقُلْ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ102. Mevzuat-u Sağani : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ103. İbn Arrak, el Asarul Merfua fi ahbaril mevzua : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ104. Sehavi, Mekasidül Hasene fima iştehera alel elsine : مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
11-Örn. 1 : Rağaib namazının müstehap oluşunu bir hadise dayandırmak hatadır.Hadis hatası için bk.Gazali,İhyau ulumi’d din,c.1, s.554-555,Bedir yayın evi,tercüme eden: Ahmet SERDAROĞLU,Cağaoloğlu,İstanbul;
İlgili hadisin asılsız olduğuna , Gazzali’nin her insan gibi hata yaptığına bk.İmam Nevevi, el-Mecmû, c,3, s, 548,Mektebetu’l İrşad,Memleketu’l Arabiyyetu’s Suudiyye;Bu namazın bidat olduğunu,çirkin olduğunu ,ilgili hadisin mevzu/asılsız olduğunu belirten başka alimler de vardır.Bk.Cemaat halinde kılmak bidattır.Bk.İbn Nüceym, el-Bahru’r-Raik,c.2,s.93,Daru kutubi’l ilmiyye,1.Baskı,1997,Beyrut ;İbn-i Hacer el-Heytemi , el-Fetâvâ’l-Fıkhiyyetu’l-Kubra, c, 1, s, 216; İbn Hâc el-Maliki,el-Medhal,c, 1, s,294;el-Ehadisu’z Zaifetu ve’l Mevzuatu elleti yestedllu biha ala bid’il ibadat,s.636-640,Mektebetu’l Mearif,1.Baskı,2008,Riyad;Zehebi,Tarihu’l İslam,28,351;Siyeru alamu nubela,23,143;İraki, El-Muğni an Hamlil Esfar,2,157,Hadis n.633; ‘’Mevzudur.Ravileri meçhuldür.Bu namaz,Reğaib namazı adı ile meşhurdur.Hadis hafızlarının ittifakı ile o hadis,mevzudur .Bu konuda pek çok kitap yazılmıştır.’’ Bk. Fevaidi Mecmua,Şevkani,s.61 ,Mektebetu’l İslami,3.Baskı,1987,Beyrut;İbn Cevzi,Kitabu’l Mevzuat,2,124-125;Zehebi,Telhisu’l Mevzuat,s.185,Mektebetu’r Rüşd;el-Asarul merfua fi ahbari’l mevzua,Leknevi (hadis dalında yüksek lisans öğrencilerine okutulmaktadır) ,s.59-60,Daru kutubil ilmiyye,1.Baskı,1984,Beyrut; Şevkani, Tuhfetüz-zakirin,s.143; وهي بدعة ، الحديث الوارد فيها موضوع باتفاق المحدثين ‘’O (Reğaib namazı) bidattır.Bu konuda varid olan hadis ,muhaddislerin ittifakı ile mevzudur. ‘’Bk.Tenbihul Ğafilin,İbn Nehhas,s.496 ;El-Bais ala inkari’l bid’ ve’l havadis,s.61-67,2.Baskı,1981,Mekke;İbn Hacer el-Askalani,Tebyini’l Aceb,s.36,18.Hadis,1987; وصلاة الرغائب موضوع بالاتفاق ‘’İttifak ile Reğaip namazı (nın hadisi) mevzudur.’’ Acluni,Keşfü’l-Hafâ, c,2, s,410, 3. Baskı, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1998 ;Nevevi,el-Minhac şerh Sahih-i Müslim ,c.8,s.20,1.Baskı,1929,el-Matbaatu’l Mısriyye bi’l Ezher ;Bk.İbn Recep,Letaiful mearif,s.228,Daru İbn Kesir,5.Baskı,1999,Beyrut;Bu hadisin hangi yıl uydurulduğuna dair bak. el-Ehadisu’z Zaifetu ve’l Mevzuatu elleti yestedllu biha ala bid’il ibadat,s.639,Mektebetu’l Mearif,1.Baskı,2008,Riyad ;Bk.İraki, El-Muğni an Hamlil Esfar,s.156-157,Daru Tayyibe,1.Baskı,1995,Riyad
;
Örn. 2 : Mevlüt ÖZCAN’ın , ‘’Mevlit merasimleri bidattır.’’ (Din görevlisinin el kitabı,s.510,Sabır yay. Ocak,2005,15.Baskı) derken , ‘’Gelenekleşen sakal duasının yapılmasında dini hiçbir sakınca yoktur…Sakal duası sonradan ihdas edilmiştir…’’ demesi yani açık ifade ile ‘’bidattır.’’ (Mevlüt ÖZCAN,Din görevlisinin el kitabı,s.621,Sabır yay. Ocak,2005,15.Baskı) Demeyişi dikkat çekicidir.Her ne kadar ihdas kelimesi bidat kavramını işaret etse de terim olan ‘bidat’ kavramının tıpkı mevlit konusunda olduğu gibi kullanılması beklenir.
;
Örn.3 : Din İşleri Yüksek Kurulu eski üyelerinden, Lütfü Şentürk ile Seyfettin Yazıcı tarafından yazılan,islam ilmihali,sayfa,36,Ankara,16.Baskı,2009 . Bu kitaba göre İsrafil aleyhisselam Sür’a 3 defa üfleyecektir.Oysa Diyanet’i temsil eden kitaba göre durum bu değildir.Sür’a iki defa üflenecektir.Bk.DİB,İki ciltlik ilmihal,c.1,Ankara,2006,s.124
12-Sözlükte “bir dine, bir görüş ve düşünceye veya bir partiye aşırı ve körü körüne bağlanmak, taraf olmak, akraba ve kavminin fertlerine yardım etmek ve onları aşırı biçimde kayırmak” anlamlarına gelen taassup, terim olarak, din, ahlâk, âdet gibi konularda haksızlık ve husumet derecesine varacak kadar saplantıya düşmek demektir. Olumsuz anlamda kullanılan bu tür taassup bilgisizlikten, muhakemesizlikten ve aşırı inatçılıktan kaynaklanmaktadır. DİB,Dini Kavramlar Sözlüğü ’’TAASSUP’’ mad.
13-el-İhtiyar,c.1,s.7,Daru kutubil ilmiyye,Beyrut.
14-DİB,İki ciltlik ilmihal,c.1,Ankara,2006,s.197
15- Kadir gecesi gelince akla tespih namazı gelmektedir.Tespih namazı kılmayı kadir gecesine ait bir ibadet gibi görenler vardır.Oysa tespih namazının belli bir vakti yoktur,nafile namazların kılınabildiği her vakitte kılınabilir. (Prof.Dr.Vehbe ez-Zuhavlî, el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletühü,Darul Fikr, 1985, 2, 49)Hanefi olanlar ,tesbih namazını cemaatle değil,tek başına kılmaya özen gösterilmelidir.(Nafile namazların cemaat halinde kılınıp kılınamayacağı ihtilaflı bir konudur.Hanefi fıkıh kaynakları ‘teravih,kusuf (güneş tutulma) namazı ve istiska (yağmur dua) namazı hariç’ hiçbir namazı cemaatle kılmaya sıcak bakmaz,mekruh görür.( Hanefilerin görüşleri için bk.İmam Muhammed -İmam Azamın öğrencisi- elAsl c,1s.395,Alemul kutub,1990,1.Baskı,Beyrut;Mevsili,el-İhtiyar,c.1,71-72;Serahsi,Mebsut,c.2,s.125,Gümüşev yayıncılık,İstanbul,2008; Alimlerin çoğunluğuna göre nafile namazlar cemaatle kılınabilir;İbn Kudame,Muğni c,1,s.442 ;Azim abadi,Avnul Mabud,2,224;İmam Malik cemaatle nafile namaz kılmakta sakınca görmemiştir,Müdevvenetül Kübra,1,97;Nevevi,el-Mecmu,4,55)
16-“Eğer bilmiyorsanız,bilenlere sorun.” Nahl,43 ; ’’Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.’’ İsra,36
17- ’’On iki rekat namaz kılmışlardır.’’ bk.Ali Fikri Yavuz,İslam İlmihali,s.456,İstanbul Dağıtım ,Cağaloğlu,İstanbul,2002
18- bk.11 numaralı dipnot.
19- ’’Berat gecesine mahsus bir namaz ve ibadet yoktur.’’ bk.S.Yazıcı,L.Şentürk,İslam ilmihali,s.333,Ankara,16.Baskı,2009
20-Mevsili,el-İhtiyar,c.3,s.83,Camiatul Ezher; İbrahim Halebi,Mültekal Ebhur,s.45,Der-seadet,1309,Matbaatu Osmaniyye
21- D.İ.B iki ciltlik ilmihal,c.2,s.206,Ankara,2006