Bu yazının ele alınışının asıl nedeni ‘Ebu Hanife’ye yöneltilen eleştiriler ve bu eleştirilerin haklılık payının’ izharıdır. Read More»
EBU HANİFE VE HADİS 2
Ebû Hanîfe’nin Hadîs Kabûlündeki Şartları
Yukarıda Ebû Hanîfe’nin (radıyallahu anh) muhaddis yönünü tamamlayan bir hususun, onun hadîs kabulünde koyduğu şartlar olduğunu söylemiştik. Usûl-i Serâhsî’den çıkararak aşağıda kaydedeceğimiz kaideler, onun bu yönünü ve hadîs hususundaki titizliğini belirtmekle kalmayıp, usûl-i hadîs’in onun zamanında fiilen mevcudiyetini de gösterecektir. Ebû Hanîfe’nin koyduğu şartlardaki “sıkılık”, o devirde yaygınlık kazanan hadîs uydurma faaliyetlerine karşı İmamın din-i mübîni koruma endişesiyle izah edilmektedir:
1- Haber-i vâhid, yanında toplanmış olan usûle muhalefet etmemelidir. Zira bu usûl, şer’î kaynaklardan araştırmalar sonunda elde edilmiştir. Muhâlif olma durumunda iki delilden kuvvetlisi ile amel prensibine uyarak, haber-i vâhidi terketmiş ve bu haberi şâz addetmiştir.
2- Haber-i vâhid, Kitab’ın umûmi prensiplerine ve zâhirlerine muhalefet etmemelidir. Muhalefet halinde kitâbın zâhirini almış, rivâyeti terketmiştir. Burada da prensip “iki delilden kuvvetlisiyle amel”dir. Ama bu rivayet, mücmel âyeti beyan zımnında veya yeni bir hüküm koyan nass ise o zaman hadîsi almıştır.
3- Haber-i vâhid meşhur sünnete muhâlefet etmemelidir. Meşhûr sünnet kavli veya fiili olsa farketmez, hüküm aynıdır. Burada da “iki delilden kuvvetlisiyle amel” prensibi câridir. Read More»
EBU HANİFE VE HADİS
Ebû Hanîfe Hadîste Nâkiddir, Cerh Ve Ta’dîl Sahibidir
Tirmizî, İlel’inde[1] Yahyâ’l-Hımmânî’den şunu rivâyet eder: “Ebû Hanîfe’yi işittim şöyle diyordu: “Câbiru’l-Cûfi’den daha yalancısını, Atâ’dan daha efdalini görmedim.”
Beyhâkî “el-Medhâl”inde senedli olarak Abdülhâmid el-Hımmânî’den şunu nakleder: “Ebû Sa’d es-San’ânî’yi dinledim, Ebû Hanîfe’ye doğrularak dedi ki:
“Ey Ebû Hanîfe, Sevrî’den hadîs alma husûsunda ne dersin? dedim” Cevâben:
“Ondan hadîs yaz çünkü O, Ebû İshâk’ın Hâris’ten naklen rivâyet ettiği hadîslerle, Câbiru’l-Cûfi’nin hadîsleri hâriç diğer bütün rivâyetlerinde sikadır.”
Bu rivayet Süfyân ve benzerlerinden suâl edecek kadar çağdaşları nazarında hadîste tekaddüm ettiğine, onların rivâyetlerini intikâd ettiğine delîl olmaktadır. Süfyân’ın şu sözünü daha önce zikretmiştik: “Beni hadîs için oturtan Ebû Hanîfe olmuştur.” Bu rivâyet de onun cerh ve tâdîl husûsundaki sözünün makbûliyetine bir delîl olmaktadır. Eğer bir kimseyi tâdil ederse nâs ona doğru akın eder ve başına üşüşürdü.
Ebû Hanîfe, Zeyd İbnu Ayyaş hakkında şunu söyler: “Bu zât meçhuldür.” (Bu sözü Hâfız İbnu Hacer Tehzîb’de nakleder). Ebû Hanîfe der ki: “Talk İbnu Habîb Kaderî idi” Yâkub İbnu Şeybe der ki: “Aliyyü’bnu’l-Medînî’ye Rakbetu’bnu Maskala’nın Süfyân İbnu Uyeyne tarafından Ebû Hanîfe’den rivâyet edilen sözü hakkında ne dersin? Aliyyü’bnu’l-Medînî onu tanıdı ve: “Ben o sözü bilmiyorum” dedi. Read More»
Takvim
P | S | Ç | P | C | C | P |
---|---|---|---|---|---|---|
« Mar | ||||||
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 |
Add some widgets to this area!