Bu yazı,Diyanet ile İlahiyat’ın hep aynı görüşü savunmadıklarını içerir.Bu yazı,İlahiyat kitaplarındaki yanlış bir bilgiyi deliliyle gözler önüne serer.
‘’İctihat yapacak ehliyete sahip olmayan kimseler,karşılaştıkları meselelerin çözümlerini/hükümlerini,belirli müctehidle sınırlı olmaksızın istedikleri müctehide –mensup oldukları mezhebe bakmaksızın-sormuşlardır.İctihad yapacak ehliyete sahip olmayan kimse ;
Karşılaştığı ve çözülmesi gereken bütün konuları da aynı müctehide sormasının hep aynı mezhebin görüşlerine uymasının şart olmadığı hususunda islam hukukçuları arasında görüş birliği/ittifak vardır.’’(İslam Dininin Temel Kaynakları ,safy : 364 -AÖF İLAHİYAT KİTAPLARINDANDIR.)
‘’ ortaya çıkan yeni meselelerde hep aynı mezhebe uymanın gerekli olmadığı konusunda islam hukukçuları fikir birliğine varmışlardır.’’(A.G.E SAYF :369)
Yukarıdaki bilgi yanlıştır çünkü farklı mezheplerin görüşlerinden yararlanabileceğimiz konusunda ve mezhep değiştirmenin caiz olduğu konusunda ittifak yoktur.Bu konuda ittifak olmadığını iki farklı kaynak ile delillendirelim ;
‘’Bir mukallidin, önceden taklit etmiş olduğu mezhebinden başka bir mezhebi; yahut, bir meselede bir müçtehidi diğer meselede de başka bir müçtehidi taklid edip edemeyeceği hususunda islâm âlimleri ihtilâf etmişlerdir: Fakihlerin ekserisi: «Kişi, kendi mezhebinden başkasını taklid edemez.Kendi mezhebinde devamı vaciptir…(derler) ‘’(Ömer Nesefi,Akait: mezhep değiştirme babı)
‘’…Bir mezhebe bağlı davranmanın ve hatta hep o mezhep üzere kalmanın vacip olduğu (dahası mezhebinden ayrılana tazir cezası uygulanması gerekeceği) yönünde fikirler ileri sürülür olmuştur.’’(Diyanet 2 ciltlik ilmihal sayf : 46)
YAZAN : EFsuNKAR