BİR MUSİBET
Kumandanlarından biri bir zafer dönüşü Halife Hz. Ömer’in huzuruna çıktı. Yanında kısa boylu, tıknaz biri bulunuyordu. Hz. Ömer “Bu kim?” diye sordu. Kumandan anlattı: “Efendim bu benim sağ kolumdur. Hangi görevi verdimse başarı ile tamamladı. En gizli haberleri yerine ulaştırdı. Bazen bir orduya bedel hizmet gördü. Zaferlerimi onun sayesinde kazandım diyebilirim.”
Aradan zaman geçti, aynı kumandan halifenin huzuruna yeniden çıktı. Ama mağlup bir kumandan olarak Halife sordu:
– Hani sağ kolun nerede?
– Sormayın ya Ömer, ihanet etti, düşman tarafına geçti.
Hz. Ömer bu defa konuştu:
– Allah’tan başka hiç kimseye dayanmamak gerektiğini geçen sefer söyleyecektim vazgeçtim. Bir musibet bin nasihattan yeğdir diye düşündüm.
HZ. ALİ’NİN BÜYÜKLÜĞÜ
Birgün ashab Peygamberimiz (s.a.v)’den Hz. Ali’yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara sordu:
– Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler:
– Yine iyilik ederiz.
– Yine kötülük yapsa?
– Biz yine iyilik ederiz?
– Yine kötülük yapsa?
Ashab cevab vermedi, başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti.
Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi. Rasulullah Hz. Ali’ye sordu:
– Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın?
– Yine iyilik ederdim.
– Yine kötülük yapsa?
– Yine iyilik yapardım.
Hz. Peygamber soruyu tam yedi defa tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da “yine iyilik ederdim” diye cevap verdi. Ashab,
– Ya Rasulallah, Ali’yi çok sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler.