Yalan kötü bir huy, şeriatın imana sınır olarak gördüğü en büyük kötülüklerden biri ve münafıklık alametlerindendir. Geçmiş fetvalarda zikrettiğimiz belirli yerlerin dışında şeriat yalan söylemeye izin vermemiştir. İzin verilen hususlarda da şaka vari yalan söylemek diye bir şeyde yoktur.
Değil üzmek, aksine insanları güldürmek için bile yalan söylemeyi Peygamberimiz (sav) tehlikeli sayarak, şöyle buyurmuştur. “İnsanları güldürmek için yalan haber verenlere bir şeyler uydurarak anlatanlara yazıklar olsun, yazıklar olsun yazıklar olsun” 454.
Başka bir hadislerinde: “Kişi doğruda olsa cedeli (tartışmayı) ve şaka ederken yalanı bırakmadıkça gerçek mümin olamaz”455. Sonra ister ciddi olsun ister şakayla olsun Peygamberimizin mümin kardeşini tedirgin etmekten korkutmaktan sakındıran çok hadisi vardır.
Ebu Davud senediyle Abdurrahman bin Ebu Leyla’dan rivayet etmiştir. O da şöyle der: “Muhammed (sav)’in ashabı bize anlattı. Onlar Peygamber (s.a.v)’le birlikte geceleyin gidiyorlardı, içlerinden biri kalktı, peşinden de birkaç sahabi yürüyerek elinden ipi çekip aldı. Bunun üzerine adam çok korktu. Olayı gören Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hiç bir Müslüman’ı, Müslüman’ın korkutması helal değildir.”
Beşir’in oğlu Numan (Allah her ikisinden de razı olsun)’dan rivayet edilmiştir. O der ki: “Bir seferde geceleyin Resulullah’la beraberdik, adamın birisini hayvanı üzerinde uyuklama tutmuştu. Bir başkası da uyuklama tutan adamın ok kubrundan bir ok çekiverdi. Tabi adam birden uyanıverdi ve korktu bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiçbir mümine, mümini kortukmak helal değildir”456.
Abdullah İbni Saib, İbni Yezid’den, o da babasından, o da dedesinden (Allah onlardan razı olsun) rivayet etmiştir, o da Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Ciddi olsun şaka olsun, hiçbiriniz kardeşinin eşyasını almasın”457.
Peygamber (sav), sana güvenen, kulağıyla, kalbiyle seni dinleyen bir kardeşine yalan söylemeni hıyanetlerin en büyüklerinden saymıştır. Bu itibarla şöyle buyurmuştur: “Sana güvenerek ve inanarak seni dinlediği halde ona yalan söylemen ne büyük hıyanettir”458.
Bilhassa bu şekliyle ve bu münasebetle düşündüğümüz zaman hadislerin ışığında yalanın bu şeklinin 4 yönden haram olduğunu görürüz.
Birincisi: Kuran ve sünnetle yalanın haramiyeti sabittir.
İkincisi: Bu olay hiç gerek yokken hem adamın kendisini hem de ailesini, belli bir zaman tedirgin etmek ve korkutmak gibi şeriatın cevaz vermediği bir hareketi de beraberinde getirmektedir.
Üçüncüsü: Sana güvenerek inanan bir insana yalan söyleyerek ona hıyanet ediyorsun.
Dördüncüsü: Bizden yeşermeyen, çevremizde doğmayan alçak adetleri batıl taklitleri çevremizde yaygın hale getirmek gibi bir sakıncası vardır. Tabiatıyla bu işte, gayri Müslimlerin basit ve alçak adetlerini yayarak onlara benzemekten ibarettir.
Bugünün (Nisan bir) içerisinde söylenen bu tür yalanlar çoğunlukla topluma zarar verecek başka türlü davranışlara da yol açmaktadır.
Özetle söyleyebiliriz ki, yalan söylemek her gün için haramdır. Ama saydığımız hususlardan dolayı bilhassa bugünde haramlık derecesi daha da artmaktadır. Dolayısıyla bu yalanın işlerlik kazanmasına yardımcı olmak hiç bir Müslüman’a yakışmaz.
Allah muvaffak etsin.
454 Ebu Davud.
455 Ahmet bin Hanbel.
456 Taberani.
457 Tirmizi.
458 Ahmet bin Hanbel Taberani.
KAYNAK : PROF.DR.YUSUF EL KARDAVİ,ÇAĞDAŞ MESELELERE FETVALAR