• İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
  • İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
FIKIH
Browse:
  • Home
  • FIKIH
  • DARULHARPTE FAİZ

DARULHARPTE FAİZ

by Admin in FIKIH
Tags: darul harpte faiz, darulharpte faiz, yurt dışında faiz
Darul islam :Müslümanların yönettiği ,Müslümanların ibadetlerini yerine getirebildikleri ve emniyet içerisinde bulundukları yerdir.Zıttına darul harp denir.
Aşağıda genişçe izah edildiği üzere;  İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed’e göre ğayri müslim bir memlekette faiz yememiz caizdir.Örneğin Amerika’da bulunan bir bankaya yatırdığımız paranın faizi caizdir.Lakin  günümüz alimlerinden Ebu Hanife ve öğrencisi olan İmam Muhammed’in yanıldığını belirten Prof.Dr.Hayrettin Karaman ve Prof.Dr.Faruk Beşer gibi uzmanlar bulunmaktadır.Bu uzmanların zıttına yanılmanın söz konusu olmadığını belirten Yusuf Kerimoğlu gibi  uzmanlar da mevcuttur.Bu durumda da şu hadis mevzu bahis olur : ”İnsanlar sana fetva verseler bile sen bir de kalbine sor.”(Buhari,edebul müfret : s.86-87/A.B.Hanbel,Müsned : 4,228>İbrahim B.Muhammed el Hüseyni,bu hadisin senedinin hasen olduğunu belirtmiştir.Kaynak : El beyan vetta’rif : 1,93)
Harbi : Darul harp vatandaşlarıdır.
1- Prof.Dr.Hayrettin Karaman :
İmam Ebu Hanîfe ve Muhammed’e göre : kâfirin malı, küfür ülkesinde (dûru’l-harpte) dokunulmaz (ma’sûm) olmadığından faizli alış-veriş caizdir. Onlara göre bu bir akit değil, mübah olan bir mala, sahibi olan kâfirin rızası ile ve aradaki ahde riâyetsizlik etmeden el koymaktır. Şu halde o ülke kanunlarının izin verdiği ve anlaşmalara aykırı olmayan bu gibi muâmeleler caizdir.
Ebû-Yûsüf, Mâlik, Şâfi’î ve Ahmed b. Hanbel’e göre : bu caiz değildir. Müslüman dârul-harpte de olsa kâfir ile faizli alış-veriş yapamaz.( H. Karaman, İslâmın Işığında Günün Meseleleri,s.274 vd.; İbn Âbidin, ag. esr., C. IV, s. 195)
2- Yusuf Kerimoğlu :

İmam Şâfiî,Hz. Mekhul’den gelen hadisin mürsel olduğunu ve değişik tevillere (yorumlara) müsâit bulunduğunu beyan ederek, Darûl Harp’te de olsa, kâfirden faiz alınamayacağını beyan etmiştir. Hanefi fukahâsı; Mekhûl’den rivâyet edilen hadis rivâyetine itirazda bulunanlara; “Bir kimsenin malının mâsum (dokunulmaz) olabilmesi için; ya iman, ya zimmet akdi şarttır. Halbuki harbî (İslâm’a karşı savaşan kâfir) için; iki durum da söz konusu değildir. Bu hususta hadis-i şerif’in var olmadığını kabul etsek dahi; harbînin malının mâsum olmadığı açıktır. Kaldı ki; harbîlerin mallarını kendi kanunları ve rızâları gereğince almaktadırlar. Aldatma ve hiyânetten söz etmek mümkün değildir” şeklinde cevap vermişlerdir. İmam Ebû Yusuf, bu hususta muhâliftir; yani o, dâru’l-harpte de harbîlere karşı da olsa fâizin câiz olmadığı kanaatindedir (İbn Âbidin, c. 11, s. 163). Ancak, Hanefî ulemâsı bu konuda fetvanın İmam Azam Ebu Hanife’nin kavline göre verileceğini tasrih etmiştir. Sonuç olarak; Darû’l Harp’te müminlerin; harbîlerin mallarını, onların rızâlarına uygun olarak almaları mubahtır. (Yusuf Kerimoğlu, Emanet ve Ehliyet, Ölçü Y. İst. 1985, c. 2, s. 177-181)
3- Prof.Dr.Faruk Beşer :
Dâru’l-harp’te faizin cereyan edip etmemesiyle Türk bankalarından faiz alıp yemek ayrı ayrı şeylerdir. Önce bu hüküm sadece İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed’in kabul ettiği ve İmam Ebu Yusuf dahil, Şafiî, Malik ve Ahmed gibi diğer imamların karşı olduğu bir hükümdür. “Dâru’l-harp’te müslümanla harbî arasında faiz olmaz” anlamındaki bir hadise dayandırılır. Hadis, “Nasbu’r-râye” sahibi Zeyla’nin ve Aliâme İbn Hümâm’ın tesbitlerine göre “âhad” bir haberdir ve garîbtir (sahih değildir).( Zeyla’î, Nasbu’r-Râye, lV/44; İbn Hümâm, Fethu’l-Kadîr, VII/39.)
İmam Şafiî böyle bir hadisin sabit olmadığını, binaenaleyh, delil olamayacağını söyler. Nitekim hadis, meşhur on hadis kitabında bulunmadığı gibi, “dâru’l-harb” ifadesi de bunun dışında hadislerde geçmemektedir. “Dâru’l-harb”, “Dâru’l-İslâm” gibi terimler sonradan müctehit imamlar döneminde ortaya çıkan terimlerdir. Nitekim İbnü’l-Esîr de “en-Nihâye” adlı değerli eserinde “dâr” kelimesi ile ilgili böyle bir terimden söz etmemektedir. İşin bir yönü budur. Diğer bir yönü de bu hükmün usûl kaideleriyle çelişmesidir. Çünkü “haber-i vahidle ziyade, nesih sayılacağından caiz olmaz.” Bu haber de haber-i vahiddir. Kabul edilmesi halinde faizi ayırım yapmadan (mutlak olarak) yasaklayan naslara ziyade bir hüküm getirmiş olur ki, bu caiz değildir. İşin, Allâme İbn’ Hümâm’ın da irdelediği bir üçüncü yönü vardır ki, sorunun cevabı açısından önemli olan da budur:
İmam Azam ve İmam Muhammed bu hükmü verirken, parayı iktisadî bir silâh olarak düşünüp, Müslüman’ın onu kafirin ülkesinde ve onun rızasıyla, herhangi bir yolla alabileceğini, böylece onu iktisaden zayıf düşüreceğini, Müslüman’ın hiçbir surette faiz veremeyeceğini, yani fazlalığı Müslüman’ın alması halinde bunun caiz olabileceğini kastettiklerini, arkadaşları olan imamlar açıklamışlardır. Nitekim İmamı Azam kumarı da aynı kategoriye sokmuş ve yüzde yüz kazanacağını bilmesi halinde Müslüman Darül-Harpte bir harbî ile kumar oynayabilir, demiş ve meseleye Rum Sûresinin başında işaret edilen ve Hz. Ebu Bekr’in Şirk diyarı olan Mekkelilerle girdiği bahsi delil göstermiştir. Çünkü bahsin kumardan başka bir anlamı yoktur ama Hz. Ebu Bekr kazanacağını Allah Rasûlünün haber vermesiyle kesinlikle bilmektedir. Durum böyle olunca İmam Azam ve İmam Muhammed’in cumhurun karşısındaki bu görüşlerini alsak dahi, günümüzde müslümanın hiçbir yerde onların görüşüne göre de banka faizi alıp yiyemeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü faiz sistemi artık değişmiş ve fertlerin yerini müesseseler almıştır. Diyelim ki Almanya’da bir Müslüman 100 markını bankaya yatırmış ve meselâ yılda %I0 faiz almış, sene sonunda da parası I 10 mark olmuş olsun. Banka, hali hazırdaki sisteme göre bu sayede bu mevduatın (ankes hesabı ayrıldıktan sonra) yaklaşık 5 katı kredi verebilecek ve daha yüksek, meselâ %I5 faiz uygulayacağından 5×15=75 DM. kazanmış olacaktır. Yani Müslüman Ahmet kendi kazandığı 10 DM. karşılığında Alman Hans’a 65 DM. kazandırmış olacaktır. Görüldüğü gibi buna caiz diyen hiçbir İslâm hukukçusu yoktur. Türkiye için durum daha da değişiktir. Darül-harp olduğunu söyleyen görüşten hareket etsek dahi, faiz müessesesi dediğimiz gibi bir banka olacaktır ve banka Yahudi Mişon’un ve Mişonlaşan Türk’ün olsa bile bir taraftan Ahmet Ağa yatırıp, öbür taraftan Mehmet Ağa almış olacağından, bir yönüyle Müslüman faiz vermiş, öbür yönüyle de Müslüman, Müslümandan faiz almış olacaktır. Bu ise hiç caiz görülemez. (Prof.Dr.Faruk beşer,Fetvalarla Çağdaş Hayat)
Elimdeki faiz parasını nereye harcayabilirim ?
Prof.Dr.Faruk beşer,Fetvalarla Çağdaş Hayat:
Her ne maksatla olursa olsun, faize ve faiz muamelesi yapan kuruluşlara para yatırılamaz. Her nasılsa bankaya yatırılan bir paranın faizi de bankaya bırakılamaz. Böyle bir davranış, belki de faiz alıp yemekten daha büyük bir günah olur.
Çünkü faizin haram oluş hikmetlerinin başında, onun sömürüye, zulme sebep olması, servet sahiplerinin fakiri ezmelerine imkân sağlamasıdır. Biriken faizi almamak, bu sömürü ve zülüm mekanizmasını iki kere güçlendirmek olur. Alınca da bunu kişi şahsına ve hayır işlerine harcayamaz. Sözünü ettiğiniz şahsa, arkadaşınız için-Allah’u a’lem verilebilir.En doğrusu, faiz parası halkın sırtından soyulduğu için yine halka çevrilmeli ve kötü bir para olduğuna dikkat çekmek için de, meselâ umuma ait tuvalet gibi yerlere harcanmalıdır. Ne gariptir ki, duyduklarımız doğru ise, özellikle doğudaki vatandaşlarımızın bankalardan milyarlarca faizsiz yatırılmış mevduatları varmış. Bu, cahil Müslüman’ın maskara oluşunun tarihi bir delili sayılmaya sezadır.
AdminPost author

Merkez-i Delil

No Comments on “DARULHARPTE FAİZ”

  1. yakuti 09/10/2010 at 16:36

    Yaw arkadaş ! Bu yurt dışında yaşayıp ta faiz alış-verişlini mubah görenler ne menem müslümandırlar ki, gayr-ı müslümlerin memleketlerine hem kendi istekleriyle gidiyorlar, hem de orayı “darul harp” kabul edip, faizli alış verişlerde bulunuyorlar ! Herşeyden önce orada senin ne işin var ? Müslüman ülkelerin çivisi mi çıktı ? Bu sorunun cevabını versene ? “İş için gittim!” diyorsan bu kez adam gibi orada müslümanlığı yaşasana ! Yani, bir gayr-ı müslim ülkeye faiz alıp-vermek için gidilir mi ? Var mı böyle bir şey İslâmda ?Nerde görülmüş ? Müslüman ülkelerde yaşayan milyonlarca insan acından ölüyor mu ? Sen neden bir müslüman ülkede yaşamayı tercih etmedin-etmiyorsun ? Herşeyden önce bu soruların cevabını ver hınzır !

  2. Benay kayla 11/03/2011 at 16:00

    Sadece şunu sormak istiyorum sadece şunu;ENFLASYON var ve şu an bankaların verdiği bu enflasyonun yanına bile gelemez.Birde ne yapalım hadi 20.000 liram var ne ev alabiliyorum ne arsa nede ihtiyacım için harcama yapabiliyorum çünkü ve almam lazım..Lakin evler geçen yıl 90.000 idi bu yıl 130.000 oldu seneye 200 derler artık bu sadece bir örnek ben dirimki herşeyi ama herşeyi düşünün o na göre fetva verin ve Ebu Hanife Hz lerine yanıldı deyin .Allah herşeyin en iyisini bilir ..deyip bırakıyorum.

  3. admin Post author11/03/2011 at 20:23

    Ben, ” yanıldı.” diyemem.Yanıldığını söyleyenler var diyorum.Ebu hanife’ninki bir ictihattır.Doğru bulur uygular ya da yanlış bulur uygulamazsınız.

    Tekrarlamak da fayda var : ”İnsanlar sana fetva verseler bile sen bir de kalbine sor.”(Buhari,edebul müfret : s.86-87/A.B.Hanbel,Müsned : 4,228>İbrahim B.Muhammed el Hüseyni,bu hadisin senedinin hasen olduğunu belirtmiştir.Kaynak : El beyan vetta’rif : 1,93)

    Kendimi müctehid olarak görmediğim için fetva veremem sadece kitaplarla aram iyidir,okur aktarırım.

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

You must be logged in to post a comment.

Takvim

Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« May    

Add some widgets to this area!

Ulumulislam.com 2022 Sanal Medrese

WhatsApp ile görüşelim