• İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
  • İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
FETVALAR
Browse:
  • Home
  • FETVALAR
  • Emri Bil Maruf Farizasını Nasıl Yerine Getirmeli?

Emri Bil Maruf Farizasını Nasıl Yerine Getirmeli?

by Admin in FETVALAR
Tags: Emri Bil Maruf Farizasını Nasıl Yerine Getirmeli?, emri bil maruf nehyi anil munker ne demektir

Soru:

Emr-i bi’lmaruf ve nehy-i ani’l münker (iyiliği emredip kötülükten menetme) meselesi bir süredir zihnimi iyice meş­gul ediyor. Bir yandan kötülüklerden menetmek (nehyi ani’l münker) ile ilgili hükümlerin şiddetim görüp, diğer yandan da kötülüğün günümüzdeki geçerliliğini veya yaygınlığını göz önüne getirince, bu hükümlerin nasıl tatbik edilebileceği meselesinin içinden bir türlü çıkamıyorum. Eğer nehy-i ani’l münker ile; kötülüğü görünce susmak yerine, insanları şifa­hi olarak kötülükten menetmek kasdediliyorsa, (çünkü elle alıkoymak, fiilen menetmek kişinin imkanları nisbetindedir ve istisnalar dışında herkes şifahi olarak kötülükten menet­me gücüne sahiptir) bu durumda insanın her anını bu işe vermesi gerekmektedir. Çünkü her yeri kötülük (münker) kaplamıştır. Artık kötülüğün ulaşamadığı bir yer düşünüle­mez bile. Ayrıca bu işteki en büyük engel kötülükten menedilen kişinin bunun kendi iyiliği için yapıldığını görmezlikten gelerek ya da kabul etmeyerek kırılması, gücenmesi, hatta öfkelenip karşı mücadeleye girmesidir. Bu konuda başımız­dan ilginç olaylar geçmiştir: Bir kişi ne kadar yumuşak ve iyi sözlerle kötülükten menetmiş olursa olsun, muhatabı bunu iyi karşılamamakta, aksine, ya söylenenlerle hiç ilgilenme­mekte veya ters bir cevap vermektedir. Hatta en iyi karşıla­yanın yaptığı da söylenenleri dinleyip susmaktan başka bir şey olmamaktadır. Şüphesiz, bu susmanın da bir sınırı var. Bir yerden sonra o da buna tahammül edememektedir. So­nuç olarak söylenenlerin herhangi bir etkisi olmamaktadır. Örneğin; yolda giderken tesettüre uymamış bir kadım gör­düğümüzde ona yol üzerinde meseleyi anlatmazsak, bir da­ha nerede görüp de meseleyi anlatacağız. Hiç bir zaman ikin­ci bir firsat elimize geçmeyecek. Acaba bu kadını yolda geçer­ken durdurup meseleyi anlatmak size göre uygun mudur? Aynı şekilde tavır ve davranı şiarı iyi olmayan kadınlara na­sıl öğüt verilebilir? Bir kadın, ne kadar rezil olursa olsun, kendine öğüt verirseniz iyi karşılamaz. Herhangi bir derse veya toplantıya çağrılsalar da kesinlikle gelmezler. Bu du­rumda onlara yönelik olarak bu fariza nasıl yerine getirile­cek?

Son olarak şunu da sormak istiyorum: Erkeklerin kadın­lara, kadınların erkeklere tebliğ etmeleri icabeder mi? Yok­sa herkes kendi cinsinden kişilere mi tebliğ yapacak yalnız­ca?

Cevap:

İyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek hükmü umu­midir. Ancak, bu hükümle amel ederken kişinin hikmete dikkat göstermesi gerekmektedir. Zaman ve ortam gözet­meksizin her yerde aynı üslubla iş yapmak bazen aksi tesir gösterir. Sizin için gözlerinizi kapayarak bu hükmü her yer­de ve ortamda uygulayabileceğiniz genel bir usul ortaya koy­mak benim için zor bir iştir. Bu konuda asıl önemli olan, ya­vaş yavaş, kendi tecrübelerinizden ders almanızdır: Her ge­çen gün ve her ortamda kişiyi anlayarak emri bi’l mâruf ve nehy-i ani’l münker hizmetini yerine getirebilecek münasib bir yol benimseyerek hikmet ve basiret kazanmamzdır. Bu işi yaparken önceleri siz de hata yapabilirsiniz. Hatta bazı durumlarda siz hata yapmazsınız da muhatabınızın cevabı uygunsuz olabilir. Ancak böyle tecrübelerle doğru yolu öğrene öğrene usulünüzü geliştirirsiniz. Bu işten soğuyup bırak­mamak ve her tecrübe sonunda hata yapıp yapmadığınızı, yaptıysanız o hatanın ne olduğunu ve muhatabınızın sizi terslemesi durumunda, onu doğru yola getirmek için daha iyi bir üslûbun bulunup bulunmadığını araştırıp, bu konular üzerinde iyice düşünmeniz şarttır. Böylece, tecrübelerle doğ­ru yolu öğrene öğrene, etkinliklerinizi geliştirip yaygınlaştı­racaksınız. Bu işin büyük bir sabır gerektirdiğini aklınızdan çıkarmamalısınız. Herhangi bir kötülüğü görüp de onu en­gellemenizin o an için mümkün olmadığı durumlarda onu er­teleyin ve daha başka münasip bir fırsatı kollayadurun. Bu­na ilaveten şöyle bir yol daha var: Kötülük, engellemenizin oldukça güç olduğu bir yerde cereyan ediyorsa, o yeri terkediniz. Eğer herhangi bir sohbet, toplantı ve benzeri yerlerde bu gibi bir durum söz konusu olursa oradan ayrılınız. Böyle du­rumlarda yaptığınız hareketin sebebini insanlar kendileri öğrenmek isteyeceklerdir. İşte o zaman aradığınız firsat ka­pınıza gelmiş olacaktır. Bu gibi durumlarda, oldukça müla­yim bir şekilde, onlara ayrılış sebebinizi beyan ediniz ve “siz­leri engelemek benim gücümü aşan birşey, ancak, Allah’ın (c.c) hükümleri ve O’nun Rasulü’nün bildirdikleri aleyhine yapılan şeylere katılma cüretine de sahip değilim” deyiniz. Siz belli birkaç mesele hakkında da görüşlerimi öğren­mek istiyorsunuz. Sorularınızı şöyle cevaplayabilirim: Yol­dan geçen örtüsüz kadınları, o anda durdurup meseleyi an­latmaya çalışmak uygun değildir. Açıklık-saçıklık öyle bir musibet haline geldi ki, bu musibetin bireysel olarak önüne geçme imkanı artık kalmadı. Artık bu musibet toplumsal ıs­lah önlemleri ile ancak tedavi edilebilir. Şu an sizin bu konu­da yapabileceğiniz, kendi tanıdığınız kadınlardan açıklık-saçıklık hastalığına yakalanmış olanlara Allah ve Rasûlünün hükümlerini ulaştırmaya çalışmaktan ibarettir. Tavır ve davranışları bozuk olan bir kadına tebliğ ederken, kendi­sini bozuk davranışh olarak gördüğünüz şüphesini onda uyandırmayacak bir yol izlemelisiniz. Yine, ona bozuk davranış aleyhine nasihat vermek yerine, öncelikle onun kal­binde iman, Allah korkusu ve ahirette hesaba çekilme kaygusunu yerleştirmeye çalışmalısınız. Eğer herhangi bir top­lantıya gelmiyorsa, onun da katılabileceği bir toplantı hazır­layıp kıyamet, ahiret, cennet ve cehennemle ilgili bahisler açınız ve Allah Teâlâ’nın hâzır ve nazır olduğu duygusunu onun kalbine yerleştirmeye çalışınız.

Emr-i bil maruf ve nehy-i ani’l münker hükmünün mu­hatabı olarak kadınlar ve erkekler eşit statüdedirler. Ancak, kadınların kendi çevreleri içerisinde bu farzı yerine getirme­leri gerekmektedir. Elbette yakınları, oturup kalkabildikle­ri, sohbette bulunabildikleri aile içinden namahrem erkek­ler de bu konuda kadınların muhatabı olabilirler. Genel ola­rak erkeklere nasihatta bulunmak, kadınların üzerine dü­şen bir farz değildir. Ancak, kadınlar neşredecekleri yazılar­la bu hizmette bulunabilirler.

KAYNAK : MEVDUDİ,FETVALAR

AdminPost author

Merkez-i Delil

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

You must be logged in to post a comment.

Takvim

Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« May    

Add some widgets to this area!

Ulumulislam.com 2022 Sanal Medrese

WhatsApp ile görüşelim