Soru:
Arkadaşlar arasında, yenenin kola, tatlı vs. ısmarlayacağı şekilde futbol vb. oyunlar oynuyorlar. Bu da kumara girer mi?
Cevap:
Evet, bu (oyunda yenen veya yenilenin bir şeyler ısmarlaması ve tarafların bunu yiyip içmesi) da kumara girer. Caiz olan oyunların kumara alet edilmemesi, kazananın, kazanma sonucunda oyuna girenden (girenlerden) bir menfaat elde etmemesi gerekir.
Soru:
Hocam marketler çekiliş kuponu veriyorlar, insanlar araba vs. çıkması için o kuponları alıyorlar, buna haram demiyoruz, oysa milli piyango gibi şeylere haram diyoruz; aradaki fark nedir?
Cevap:
Bir ticaret veya zenaat ile meşgul olan kimse müşterilerini arttırmak için onlar arasında kur’a çekerek veya belli bir miktarda alım yapanları, iş verenleri tespit ve tercih ederek hediyeler verebilir, bir şeyler bağışlayabilir; bunda sakınca yoktur. Piyango ve benzerleri böyle değildir. Piyango idaresi başka bir iş yaparak ve o işten kazandığının bir kısmını ayırarak müşterilerine dağıtmıyor (hibe etmiyor, bağışlamıyor); bilet alanların paralarını topluyor, çekiliş yaparak (bir nevi kur’a çekerek) onların bir kısmına veriyor, kendisi de büyük bir pay alıyor. Bilet alanlar verdikleri para karşılığında bir mal veya hizmet almıyorlar, parayı idareye veya bileti kazananlara da bağışlamıyorlar; bilet alanın amacı az verip çok kazanmaktır. Kazanma yolu da kumardır; yani birçok kişinin parasını bir araya getirip, her biri büyük pay kendinin olsun diye beklerken içlerinden birkaçına (kurayı, çekilişi kazananlara) vermekten ibarettir. Üç beş kişinin ortaya birer milyon lira koyup zar atarak, kâğıt çekerek, atlar koşturarak… hangisininki kazanırsa parayı alması ile piyango vb. arasında bir fark yoktur. Dükkandan, marketten alış veriş yapan verdiği paranın karşılığı olan mal veya hizmeti almaktadır, market sahibinin verdiği armağan ise onun kendi kazancından ayırıp verdiği bir bağıştır. Kumar oynayan (bilet alan, totoya, lotoya para yatıran) bu para karşılığında idareden bir mal almaz, toplanan paradan -verdiğine nisbetle daha fazla olan miktarı- kazanmak ister; kazandığı da diğer bilet alanların, kazanmak isteyenlerin, oyuna/çekilişe katılanların paralardır. İdarenin dince kumar sayılan bu işlemden kazandığı paranın bir kısmını veya tamamını kamu yararına, hayır ve hasenâta harcaması yapılan şeyi meşrulaştırmaz, helal hale getirmez. Haram sayılan yoldan kazanılan diğer paralar da böyledir; onları iyi yerlerde harcamak yapılan işi meşrulaştırmaz; mesela elde etme yolu hırsızlık ise bunu hırsızlık olmaktan çıkarmaz, hükmünü değiştirmez.
KAYNAK : Prof.Dr.Hayrettin Karaman,Soru Cevap Makalesi