• İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
  • İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
FETVALAR
Browse:
  • Home
  • FETVALAR
  • Haber-i Vâhid ve Mütevatir Hadisin imanla ilişkisi

Haber-i Vâhid ve Mütevatir Hadisin imanla ilişkisi

by Admin in FETVALAR
Tags: Haber-i Vâhid ve Mütevatir Olmayan Hadisleri Red veya Kabul İman ve Küfrü İcab Ettirir mi?, haberi vahide inanmayanın durumu nedir, mütevatir hadisi kabul etmemek kafir eder mi

“Haberi vahid, ilm-i yakıni (kesin bilgi) gerektirmez.

Çünkü bunda ravinin hata etme ihtimali vardır. Tabiki oravi hakkında hüsn-ü zanna ve âdil olması durumunun belli olması dolayısıyla ravinin sıdk (güvenilirlik) yönünün ter­cih edilmesine dayanarak (haberi vahidden dolayı) kendi­siyle amel edilmesi vacib olan bir delil mutlaka ortaya çık­maktadır. O halde bu gibi haberlerin hükmü, delilinin kuv­veti dolayısıyla sabittir ve bu hüküm şudur; Onu inkâr eden tekfir edilemez. Çünkü onun delili ilm-i yakîni gerektirmez. Ancak ona uygun olarak amel etmek vacib olur. Çünkü onun delili kendisiyle amel edilmeyi gerektirmektedir. Eğer bunu inkâr eden kişi, tevile dayalı olarak değil de doğrudan ha-ber-i vahid’i inkâr ediyorsa böyle bir kişi sapıktır. Ancak ha-ber-i vahid’le amel etmeyi vacib olarak kabul ettiği halde, onu tevile dayalı olarak inkâr eden kişi sapık olarak nitelen­dirilemez.[82]

İmam Serahsi mütevatir haber hakkında da şöyle yaz­maktadır:

“Bunun (mütevatir) tarifi şu şekildedir: Birbirinden deği­şik bölgelerde yaşadıkları halde yalan üzerine ittifak etmele­ri mümkün olmayan büyük insan topluluklarının devirden devire, Rasûlullah’tan (s.a) zamanımıza kadar muttasıl olarak naklettikleri haberdir. Buna örnek olarak, namazla­rın sayısını, namaz rekatlarının sayısını, zekat miktarını, diyet vs. gibi diğer haberleri gösterebiliriz. O halde farklı bölgelerde yaşadıkları halde aynı haberi nakleden ravilerin çokluğu herhangi bir uydurma töhmetini ortadan kaldırır. Böyle bir haberi sanki Rasûlullah’tan (s.a) işitiyoruz gibi­dir. Böyle bir haber cumhur-u fukahaya göre ilmi yakinî ge­rektirir. [83]

Bundan sonra İmam Serahsî özü itibariyle haber-i vâhid kısmına giren, ancak birçok rivayette aynı müşterek mânânın bulunması hasebiyle bu müşterek mânânın teva­tür derecesine yükselmesini söz konusu etmektedir. Hadis ıstılahında bu habere haber-i meşhur denmektedir. Bu ko­nuda alimlerin ihtilaflarını zikrettikten sonra İmam

Serahsî’nin tercih ettiği görüş şudur:

“Bu gibi haberlerin üçe ayrıldığını bildiren Isa b. Ebân şöyle demektedir: Bunlardan birinci kısmını inkâr edenlere sapık denilebilir, ancak kâfir denilemez. Örneğin; evli iken zina edenin cezasının recm olduğunu inkâr eden kimse gibi. İkinci kısmı inkâr edenlere ise sapık denilemez, ancak hatalı denilebilir ki, bu kişilerin günahkâr oldukları endişesi du­yulur. Örneğin; mest üzerine meshetmeyi bildiren haberi ve­ya bir cinsin doğrudan alış-verişinde tefâdül’ün[84] haram olduğunu bildiren haberi inkâr eden kişi gibi. Üçüncü kısmı inkâr edenlerin ise günahkâr olma tehlikeleri yoktur, ancak onların görüşlerinin yanlışlığı gösterilebilir. Bu kışıma ahkâm babında fukahanın kabul edilip edilmemesi husu­sunda ihtilaf ettiği birçok haber girmektedir.[85]

Bu konuyu dikkatle incelerseniz, rededdilmesi veya ka­bul edilmesinin iman ve küfrü etkilediği meselelerin, sade­ce, Rasûlullah’tan (s.a) bize kadar katiyet bildiren bir ilim kaynağından gelen meseleler olduğunu anlarsınız. Söz ko­nusu kaynak ise ya Kur’an-ı Kerim’dir ya da İmam Serahsî’nin şartlarını açık bir şekilde bildirdiği mütevatir nakildir. Haber-i vâhid veya meşhur rivayetler olarak nak­ledilen şeyler ise delillerinin kuvvetine uygun ehemmiyeti haizdirler. Ancak bu haberlerden hiçbiri, imam etkileyebile­cek ve onu kabul etmeyeni kâfir kılabilecek oranda önemi haiz değildir. Hadislerde Mehdi ile ilgili gelmiş olan haber­ler Hadis Usûlü’ne uygun olarak tenkide tabi tutulsa, bu ha­berlerin mest üzerine meshetmek ve riba’1-fazl rivayetlerin mertebesine bile çıkamadığı görülür.

[82] Usûl’tis, Serahsî, 1/112

[83] Usûl’üs, Serahsî, 1/282-283

[84] Tefadül: Fazla alma. (Çev.)

[85] Usûlüs Serahsî, 1/293
KAYNAK : MEVDUDİ,FETVALAR

AdminPost author

Merkez-i Delil

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

You must be logged in to post a comment.

Takvim

Ocak 2023
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  
« May    

Add some widgets to this area!

Ulumulislam.com 2022 Sanal Medrese

WhatsApp ile görüşelim