• İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
  • İlahiyat Arapça Eğitim Seti
  • D.B.Meal Video Takip
  • Sanal-Medrese
FIKIH
Browse:
  • Home
  • FIKIH
  • Hadîs-i Şeriflere Göre Evlenme Adabı

Hadîs-i Şeriflere Göre Evlenme Adabı

by Admin in FIKIH

1. Gerdek Gecesi Geline ikram Etmek
2. Gelinin Başına El Koyup Ona Dua Etmek
3. Gerdek Gecesi Eşlerin Birlikte Namaz Kılmaları
4. Birleşme Anında Ne Denir?
5. Eşlerin Münasebeti Nasıl Olmalıdır?
a) Hz. Cabir Şöyle Anlatmaktadır:
b) İbn Abbas Şöyle Anlatmaktadır:
6. Normal Yolun Dışındaki Münasebetin Haram Olması
a) Müminlerin Annesi Ümmü Seleme Şöyle Anlatmaktadır:
b) İbn Abbas Şöyle Anlatmaktadır:
c) Huzeyme B. Sabit Şöyle Anlatmaktadır:
7. İki Münasebet Arasında Abdest Almak
8. Gusül Abdesti Almak Daha Makbuldür
9. İki Eşin Birarada Yıkanması
10. Cünup Olan Kimsenin Uyumadan Önce Âbdest Alması
11. Bu Abdestin Hükmü
12. Cünup Olan Bir Kimsenin Abdest Yerine Teyemmüm Alması
13. Uyku Öncesinde Gusül Almak Daha Makbuldür
14. Hayızlı Kadınla Temas Etmek Haramdır
15. Hayızli Kadınla Temas Etmenin Kefareti
16. Hayızlı Hanımdan Kocasına Neler Helâldir?
17. Kadın Temizlendiğinde Ne Zaman Kocasına Helâl Olur?
18. Azil (Meni’nin Dışarı Akıtılması) Caizdir
19. Azlin Terki Evlâdır
20. Eşler Evlenirken Neye Niyet Etmelidir?

1. Gerdek Gecesi Geline ikram Etmek

Her müslüman erkeğin gerdeğe girdiği gece geline bir şeyler ikram etmesi müstehabdır.

Yezid kızı Esma (r.a ) şöyle anlatmaktadır:

Ben Aişe validemizi, Rasûlullah (s.a) için süsledim ve süsleme işi bittikten sonra, gidip, gelini görmesi için Rasûlullah’ı davet ettim. Hz. Peygamber (s.a) gel­di ve Aişe validemizin yanına oturdu. O sırada Hz. Peygamber’e büyükçe bir kap içinde süt getirildi. O sütten kendisi içti ve Hz. Aişe’ye uzattı. Hz. Aişe utanarak ba­şını önüne eğince ben; “Rasûlullah’in elindekini alsanal” diyerek onu ikaz ettim. O da aldı ve biraz içtikten sonra Hz. Peygamber (s.a); “Arkadaşına da versene” dedi. Bunun üzerine ben; “Ey Allah’ın Rasûlü! Onun

elinden almak istemiyorum. Siz ondan alın, biraz içtik­ten sonra bana verin ki sizin artığınızı içmiş olayım” deyince, Hz. Peygamber (s.a), süt kabını Hz. Aişe’nin elinden aldı ve biraz içtikten sonra bana uzattı. Otur­dum, süt kabını dizlerimin üzerine koydum ve Hz. Pey-gamber’in dudaklarının değdiği yere değmesi için du­daklarımı kabın kenarlarında gezdirerek içtim. Sonra Hz. Peygamber, kabı yanımda oturan diğer kadınlara vermemi söyledi. Kadınlar; “İştahımız yok, biz içmeyelim” deyince Hz. Peygamber; “Yalan ile açlığı birarııya getir neyin!” diye buyurdu.[4]

2. Gelinin Başına El Koyup Ona Dua Etmek

Temas vaktinde veya daha önce erkeğin gelinin al­nına el koyup besmele çekmesi ve bereketli olması için dua etmesi gerekir.

Hz. Peygamberin (s.a ) şu hadisteki duası okun­malıdır:

Biriniz evlendiğinde veya cariye edindiğinde, onun alnına elini koyarak şöyle dua etsin: “Ey Allahım! Senden bu hanımın ve üzerinde yaratılmış olduğu ahlâkın hayrını talep eder, onun ve ahlâkının şerrinden sana sığınırım”. Eğer bir kimse, bir deve (veya başka bir hayvan) satın alırsa, hörgücüne tutunup aynı duayı yapsın.[5]

3. Gerdek Gecesi Eşlerin Birlikte Namaz Kılmaları

Gerdek gecesi, gelin ile damadın birlikte iki rekât namaz kılması müstehabdır. Bu hususta Selef-i Salibin den iki eser[6] nakledilmektedir.

a) Ebu Useyd’in azadlısı olan Ebu Saîd şöyle an­latmaktadır:

Köle iken evlendiğimde, İbn Mesud, Ebu Zer ve Huzeyfe de dahil olmak üzere bazı sahabîleri davet et­tim. Namaz vakti geldiğinde Ebu Zer imam olmak is­teyince, diğer sahabîler; “Ey Ebu Zer! Sen dur” dedi­ler. Ebu Zer; “imamlığı ev sahibi mi yapacak?” dedi ve ben köle olduğum halde, onlara imam oldum. Na­mazdan sonra gerdekle ilgili olarak bana tavsiyelerde bulunup, şöyle dediler: “Gelin, içeri girdiğinde iki re­kât namaz kıl. Namazı kıldıktan sonra sana gelenin Al­lah’tan hayrını iste, şerrinden O’nasığın. Duadan son­ra bildiğin gibi hareket et![7]

b) Şakîk şöyle anlatmaktadır:

Ebu Harız adlı birkimse İbn Mesud’a geldi ve; “Bakire bir kızla nişanlandım. Fakat beni beğenmiye-ceğinden endişeleniyorum” ûtd\. Bunun üzerine İbn Me­sud kendisine şöyle tavsiyede bulundu: “SevgiAllah’ tandır. Nefret ise, Allah’ın size helâl kıldığını haram gös­termek isteyen Seylan’dandır. Bunun için, hanımın sa­na geldiğinde ona, sana uyarak iki rekât namaz kılma­sını söyle (bir diğer rivayette) ve şöyle dua et: Ey yüce Allahıml Beni ehlime, ehlimi de bana bereketli kıl. Ha­yırlı olduğu sürece bizi bir arada tut. Ayrılmak her iki taraf için de daha hayırlı olduğu zaman bizi ayır.[8]

4. Birleşme Anında Ne Denir?

Müslüman bir erkek, nanımıyla birleşeceği zaman ;. şöyle demelidir: “Allah’ın adıyla başlarım. Ey yüce Al­lahıml Bizi şeytandan uzaklaştır, bizi koru ve bize ih-:: san edeceğini de şeytanın şerrinden emin kıl51. Hz. Pey-. gamber (s.a); “Bu duayı okuyan kimseye, Allah bir ço­cuk verirse, şeytan o çocuğa hiçbir zarar veremez” di­ye buyurmuştu. [9]

5. Eşlerin Münasebeti Nasıl Olmalıdır?

Erkek, normal yoldan (çocuğun geldiği yerden) olmak kaydıyla istediği şekilde hanımiyla temas edebilir. Nitekim, “Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza di­lediğiniz şekilde gelebilirsiniz” (Bakara: 223) buyurulmuştur. “Dilediğiniz şekilde”; yani yüzüstü, sırtüstü, yan yatarak veya ayakta… (Hangi şekilde olursa olsun, ilişki normal yoldan olmalıdır. Aksi takdirde Livata fiili işlenmiş olur ki bu büyük günahlardandır. Nitekim Al­lah Teâlâ Lut kavmini bu cürmü işledikleri için helak etmiştir).

Bu hususta birçok hadîs varsa da, biz sadece iki ianesini nakletmekle yetineceğiz. Tevfik Allah’tandır. Çünkü herşey O’nun kudreti dahilindedir.

a) Hz. Cabir Şöyle Anlatmaktadır:
Yahudiler kişinin, haramıyla onu yüzüstü yatı­rarak temas etmesi haiinde -ki bu çocuğun geldiği yol­dan olsa bile- doğacak çocuğun şaşı olacağına inanıyor­lardı. Onların bu uydurmasın! reddetmek maksadıyla; “Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şe­kilde gelebilirsiniz” (Bakara: 223) ayeti nazil oldu. O zaman Hz. Peygamber (s.a); “Normalyoldan olduk­tan sonra, dilediğiniz şekilde hanımınıza yaklaşabilirsiniz” buyurmuştur.[10]

b) İbn Abbas Şöyle Anlatmaktadır:
Ensar daha önce putperest idi. Yahudiler ise Ki­tap Ehli olduklarından kendilerini Ensar’dan (Evs ve Hazrec kabilesinden) daha bilgili görürlerdi. Nitekim bu nedenle Medineİiler de birçok işlerinde onlara uyar­lardı. Yahudiler hanımlarıyla onları bir yana yatırarak münasebette bulunurlar ve kadının mahrem yeri örtü­lü olurdu. Nitekim Ensar da bunu onlardan öğrenmişti. Kureyşliler ise hanımlarını açık-saçık bir şekilde ya­tırır; sırtüstü, yüzüstü ve mümkün olan her şekilde te­mas ederlerdi. Muhacirler, Medine’ye geldiklerinde, mu­hacirlerden bir müslüman, Ensar’dan bir kadınla evlendi ve kendi âdetlerine uygun olarak münasebette bulun­mak istedi. Ancak hanımı bu âdeti hoş görmeyerek iti­raz etti ve ona; “Bizim âdetimiz yanüstüdür. Sen de ya böyle yaparsın ya da benden uzaklaşırsın” dedi. Bu me­sele, Hz. Peygamber’in (s.a) kulağına gidecek kadar bü­yüdü. İşte bunun üzerine, “Kadınlarınız sizin tarlanız-dır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz” (Baka­ra: 223) ayeti nazil oldu.[11]

6. Normal Yolun Dışındaki Münasebetin Haram Olması

Bir önceki bölümde zikredilen ayet ve hadislerden de anlaşılacağı gibi, kişinin hanımıyla normal yolun dı­şında bir şekilde temas kurması kesinlikle haramdır. Böyle bir temasın haram olduğunu bildiren bazı hadis­leri nakledelim!

a) Müminlerin Annesi Ümmü Seleme Şöyle Anlat­maktadır:
Muhacirler Medine’ye geldiklerinde Medineli ka­dınlarla evlendiler. Kureyşli kadınlar kocalarının arzu­larına uyarak, ellerini yere koyarlardı. Oysa Medineli kadınlarda böyle bir âdet yoktu. Muhacirlerden biri, Medineli (Ensar’dan) olan hanımına ellerini yere koya­rak münasebette bulunmayı teklif edince; hanımı bu me­seleyi Hz. Peygamber’e sorduktan sonra, kendisinin tek­lifine uyabileceğini söyledi. Allah Rasûlü’ne geldi ve fa­kat utandığı için bir türlü söyleyemedi. Bunun üzerine meseleyi bana açtı ve ben de onun namına Resûlullah’a sordum. İşte o zaman “Kadınlar sizin tarlanızdır…” ayeti nazil oldu ve Hz. Peygamber, normal yoldan ol­mak kaydıyla hertürlü şeklin caiz olabileceğini söyledi.[12]

b) İbn Abbas Şöyle Anlatmaktadır:[13] Hz. Ömer, Rasûlullah’a (s.a); “Ey Allah’ın Rasülü! Ben helak oldum” deyince,Hz. Peygamber, “Se­ni helak eden nedir?” diye ona sordu. Hz. Ömer, “Ihı gece yükümü değiştirdim (hanımımı yüzüstü yatırarak münasebette bulundum)” diye cevap verdi. Bunun üze­rine Rasûlullah, “Kadınlarsizin iarlamzdır… “ayeti na­zil oluncaya kadar, Hz. Ömer’e cevap vermedi. Sonra normal yoldan olmak kaydıyla islediği şekilde müna­sebette bulunabileceğini söyledi.

c) Huzeyme B. Sabit Şöyle Anlatmaktadır:
Biri Hz. Peygamber’e (s.a) gelip, normal olma­yan yoldan kadınlarla münasebet etme hakkında sor­du. Hz. Peygamber, helâl olduğunu söyleyince adam dönüp gitti. Biraz uzaklaştıktan sonra, Hz. Peygamber adamı yanına çağırdı ve ona şöyle dedi: “Sen bana nasil sormuştun ? Eğer sorun ‘Hangi yoldan yapılabilir?’ şeklindeyse, ancak normal yoldan yapılabilir. Diğeri caiz .değildir. Binaenaleyh Allah, hakkı söylemekten hiçbir zaman çekinmez. Kadınlarınızla normal olmayan yo­lun dışında sakın birleşmeyin!.[14]

d) “Allah hanımı ile normal yolun dışında müna­sebette bulunan kimsenin yüzüne bakmaz. [15]

e) “Hayız halindeki hammıyla (bunu helâl bilerek) münasebette bulunan, hammıyla normal yolun dışın­da temas eden ve kâhine gidip, onun dediklerine ina­nan kimse, Muhcmmed’e nazil olan Kur’an’a inanma­mış demektir. [16]

7. İki Münasebet Arasında Abdest Almak

Meşru’ yoldan yapılan münasebetten sonra, yeniden temas etmek isteyen kimse, Hz. Peygamberdin şu emri nedeniyle abdest almalıdır:

“İçinizden biri hanımıyla temasta bulunduktan sonra, tekrar temas etmek isterse, iki temas arasında abdest alsın. (Bir rivayete göre; Namaz abdesti aldığı gibi abdest alsın).[17]

8. Gusül Abdesti Almak Daha Makbuldür

İki münasebet arasında gusül almak (yıkanmak), abdest almaktan daha evlâdır.

Ebû Râfî şöyle anlatmaktadır. Hz. Peygamber (s.a) hanımlarının odalarına gittiğinde, her odada ayrı ayrı guslederdi. Bir gün ben kendisine; “Ey Allah’ın Rasûlül Niçin bir gusül ile yetinmiyorsun?” diye sordum. Hz. Peygamber; “Gusül yapmak daha uygun ve daha temizdir” buyurdu. [18]

9. İki Eşin Birarada Yıkanması

İki eşin, birbirlerinin mahrem yerlerini görseler bile- bir yerde yıkanmaları caizdir. Nitekim bu hususta birçok hadis varid olmuştur.

a) Hz. Aişe şöyle anlatmaktadır:

Rasûlullah ile birlikte aynı kaptan su alarak yı­kanırdık. O mübarek elini çıkardığında ben, ben çıkar­dığımda ise o elini sokardı. Rasûlullah benden daha ça­buk davrandığı için, ben; “Bana da bırak, bana da bırak” diye bağırırdım. Biz bunu (yıkanmayı) yanyana oturarak yapardık.[19]

b) Hayde oğlu Muaviye (r.a) şöyle anlatmaktadır:

Ben Hz. Peygamber’e; “Ey Allah’ın Rasûlü! Avret yerlerimizin ne kadarını gösterebilir, ne kadarım örtebiliriz?”diye sorduğumda, Hz. Peygamber, “Av­ret yerini hanımın ve cariyen dışında herkesten gizle” buyurdu. Bunun üzerine ben; “Ey Allah’ın Rasûlü! Her­kes birarada bulunduğu için örtünmek zor olursa, na­sıl davranmak gerekir?” dıyz sordum. Hz. Peygamber (s.a), “Elinden geldiğince herkesten gizlemeye çalış” di­ye cevap verdi. Ben tekrar, “Ey Allah’ın Rasûlü! Tek başımıza ve tenha bir yerde olursak, yine avretimizi aça­bilir miyiz?” sorunca, Hz. Peygamber; “Allah, in­sanlardan daha çok utanılmaya layıktır” dedi.[20]

10. Cünup Olan Kimsenin Uyumadan Önce Âbdest Alması

Cünub olan eşler, ancak abdest aldıktan sonra uyu­yabilirler. Nitekim bu konuda birçok hadis varid ol­muştur.

a) Hz. Aişe şöyle demektedir:

Hz. Peygamber (s.a) cünup iken yemek veya uyumak istediğinde, avret mahallini yıkar ve namaz abdesti gibi abdest alırdı.[21]

b) İbn Ömer şöyle rivayet etmektedir:

Babam (Hz. Ömer), Hz. Peygamber’e; “Cünup olarak uyuyabilir miyiz? diye sorduğunda, Hz. Pey­gamber; “Evet, abdest aldığınız takdirde uyuyabilirsi­niz (Bir rivayete göre; Abdest al, avret mahallini yıkas sonra uyu)” diye buyurdu. [22]

Diğer bir rivayette: “Evet, abdest aldıktan sonra, istenilirse gusledene kadar uyunabilir” denilmektedir.

Bir başka rivayette ise: “Evet, uyunabilir, isteni­lirse abdest de alınabilir” diye buyurulmaktadır.

c) Ammar b. Yasir şöyle rivayet etmektedir:

Hz. Peygamber (s.a) üç sınıf insana meleklerin yaklaşamayacağını söylemiştir: “Kâfir bir kimsenin le­şine, bedenine kadınlara mahsus -heluk- diye adlandı­rılan kokuyu sürene ve cünup iken abdest almadan yatana.[23]

11. Bu Abdestin Hükmü

Cünup iken alınan abdest şer’an vacip değildir. Sa­dece müekked olan müstehab davranışlardandır. Nite­kim Hz. Ömer; “Cünup iken uyuyabilir miyiz?”diye sorduğunda, Hz. Peygamber (s.a), “Evet, uyuyabilir­siniz, dilerseniz abdest de alabilirsiniz” diye cevap ver­miştir. [24]

Bu abdestin müstehab olduğunu, Hz. Aişe’nin ri­vayet ettiği bir hadis teyid etmektedir. [25] (Fakat yuka­rıdaki 19 nolu hadiste buyurulduğu gibi takvayı göze­ten bir kimse hiç olmazsa ya abdest almalı ya da teyem­müm etmelidir).[26]

12. Cünup Olan Bir Kimsenin Abdest Yerine Teyemmüm Alması

Eşler abdest yerine bazen teyemmüm alarak da ya­tabilirler. Nitekim Hz. Aişe; “Rasûlullah cünup iken uyumak istediğinde abdest alır ya da teyemmüm ederdi” buyurmuştur. [27]

13. Uyku Öncesinde Gusül Almak Daha Makbuldür

Eşlerin uyumadan önce yıkanmaları daha iyidir. Nitekim Abdullah b. Kays, Hz. Aişe’ye, “Rasûlullah cünup iken ne yapardı; yıkanmadan önce mi uyurdu, yoksa uyumadan önce mi yıkanırdı?'”diye sorduğunu ve Hz. Aişe’nin şöyle cevap verdiğini bildirmektedir:

“Her iki şekilde de olurdu, Bazan yıkandıktan son­ra uyur, bazen de abdest alarak uyurdu!” Bunun üzerine Abdullah b. Kays şöyle der: “Bu hususta Ümmet-i Muhammed’e genişlik ihsan eden yüce Allah’a hamdolsun.[28]

14. Hayızlı Kadınla Temas Etmek Haramdır

Hayızlı bir kaçına, kocasının yaklaşması haram­dır. Çünkü Allah Teâlâ, Kur’an’da şöyle buyurmakta­dır:

“Sana hayzın durumunu sorarlar. De ki: O (ka­dınlar a )Gziy et veren bir şeydir. Hayızlı iken kadınlar­dan uzak durun, temizlenene kadar onlara yaklaşma­yın. Temizlenince Allah’ın emrettiği yoldan onlara yak­laşın. Kuşkusuz ki Allah tevbe edip, temizlenenleri sever” (Bakara: 222).

Bu hususla ilgili olarak birkaç hadîs zikredeiim:

a) “Hayızlı olan hanımına yaklaşan veya normal olmayan yoldan münasebette bulunan veya kâhine gi­dip, onun sözlerim tasdik eden kimse Muhammed’e in­dirileni inkâr etmiş demektir.[29]

b) Enes b. Malik şöyle anlatmaktadır:

Yahudiler hayız olan kadını evden dışarı çıka­rırlardı. Onunla birlikte yemez, içmez ve birarada otur­mazlardı. Hz. Peygamber’e yahudilerin bu durumu so­rulduğunda, Bakara: 222. ayeti nazil oldu. Hz. Peygam­ber (s.a); “Onlarla birarada oturabilir, cinsi münase­bet dışında herşeyiyapabilirsiniz”diye buyurunca, ya-hudiler, “Bu adam hiçbir âdetimizi beğenmiyor ve hep­sine muhalefet ediyor” dediler.

Useyd b. Hudayr ile Ubbad b. Bir adlı iki sâhabî gelip, Hz. Peygamber’e, “Ey Allah’ın Rasûlül Yahu­diler şöyle şöyle diyor. Bizde hayızlı kadınlara dokun­mayalım mı?” diye sorunca, Hz. Peygamtaer’in mübarek yüzü öyle kızardı ki biz o ikisine kızdığını sandık. Onlar da, bu hâli görünce hemen dışarı çıktılar. O es­nada Hz. Peygamber’e hediye olarak süt getirildi. Hz. Peygamber onların ardından birini göndererek geri ça­ğırttı. Huzura geldiklerinde, kendilerine biraz önce ge­len sütten ikram etti. O zaman, Hz. Peygamber’in on­lara kızmadığını anladık.[30]

15. Hayızli Kadınla Temas Etmenin Kefareti

Nefsine hâkim olamayıp, hayızlı olduğu halde ha-nımıyla temas e *en kimse bir veya yarım dinar kefaret vermelidir.

İbn Abbas şöyle rivayet etmektedir:

Hayızlı olduğu halde hanımıyla münasebette bulunan kimse bir veya yarım dinar sadaka versin.[31]

Bir veya yarım dinar vermek,kefaret verenin du­rumuna bağlıdır. Zengin ise bir dinar, fakir ise yarım dinar vermelidir. Nitekim bazı hadislerde bu durum be­lirtilmiştir.[32]

16. Hayızlı Hanımdan Kocasına Neler Helâldir?

Kişi, hanımına cima’ dışında her şekilde yaklaşa bilir. Nitekim bu hususta birçok hadis varid olmuştur.

a) “Hayız halindeki hanımınıza cima’ dışında her, şeyi yapabilirsiniz.[33]

b) Hz. Aişe şöyle anlatmaktadır:

Hayızlı olduğumuz zamanlar, Hz. Peygamber (s.a) bizim izar (peştemal) bağlamamızı ister, izar bağ­ladıktan sonra, bizimle aynı yatakta yatardı.

Hz. Aişe, bu sözüne ilave ederek, Hz. Peygamber’­in izardan sonra eşiyle mübaşerette bulunduğunu da söylemiştir.[34]

Not: Mübaşeret, cima’ anlamına gelirse de, bura­da cima’ olmaksızın kadına yaklaşmak kastedilmiştir!

c) Hz. Peygamber’in hanımlarından rivayet olun­duğuna göre, Rasûîullah hayızh hanımına yaklaşmak istediğinde, ona avret mahallinin aşağısını örtmesini söy­ler ve sonra istediğini yapard.[35]

17. Kadın Temizlendiğinde Ne Zaman Kocasına Helâl Olur?

Kadm hayız halinden çıktığında, (kendisinden kan kesildiğinde) avret mahallini yıkadıktan veya abdest al­dıktan veya guslettikten; yani bunlardan birini yerine getirdikten sonra kendisine yaklaşmak caiz olur. [36] Çünkü Allah Teâlâ; “Temizlendiklerinde Allah ‘m em­rettiği yerden onlara yaklaşın. Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever” (Bakara: 222) buyurmuştur. [37]

18. Azil (Meni’nin Dışarı Akıtılması) Caizdir

Hanımının rahmine menisini akıtmaması kocaya caizdir.

a) Hz. Cabir şöyle demiştir: “Kur’an nazil olduğu halde, biz azil yapıyorduk”..

Hadisin diğer bir şekli şöyledir: “Hz. Peygamber’in zamanında bizler azil yapardık ve Hz. Peygamber bil­diği halde azli bize yasaklamadı.[38]

b) Ebu Said el-Hudrî şöyle anlatmaktadır:

Bir kişi gelip Hz. Peygamber’e şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Benim doğurgan bir cariyem var ve ben onunla münasebette bulunurken başkalarının yap­tığı gibi azil yapıyorum. Fakat yahudiler, “Azil, evladı bir nevi diri diri gömmektir” diyorlar. Siz bu konuda ne buyurursunuz?”. Hz. Peygamber; “Yahudiler ya­lan söylüyorlar! Allah Teâlâ eğer o çocuğu yaratmak isteseydi, O’nu engellemek senin haddine miydi?” di­ye cevap verdi. [39]

c) Hz. Cabir şöyle anlatmaktadır:

Bir kimse gelip, Hz. Peygamberce şöyle sordu: “Ey Allah ‘in Rasûlü! Benim bize hem hizmetçilik, hem de bahçıvanlık yapan bir cariyem var. Ben onunla mü­nasebette bulunuyorum fakat aynı zamanda hamile kal­masını da istemiyorum. (Bu durum karşısında ne yap­mam gerekir?)”. Hz. Peygamber (s.a); “Dilersen azil yapabilirsin, fakat (şunu da bil ki), takdir edilen evlat ona muhakkak verilecektir” buyurdu.

Bir süre sonra aynı kişi gelerek, Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasûlü! Cariyem hamile kaldı” deyince, Hz. Peygamber (s.a); “Ben sana daha önce dememiş miydim? Ona takdir edilen verilecektir” diye buyurdu.[40]

19. Azlin Terki Evlâdır

Azil her ne kadar caiz ise de, hiç yapılmaması çok daha iyi ve uygundur. Çünkü azil yapıldığında kadın da memnun olmaz. Şayet kadının da isteğiyle yapıla­cak olursa, bu takdirde evlenmenin maksatlarından olan ümmetin çoğalması hedefi zarar görür. Nitekim Hz. Peygamber; “Sevimli ve doğurgan kadınlarla evlenin ki diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar edebileyim” diye buyurmuştur.[41]

Bu nedenden dolayı kendisine azlin hükmü sorul­duğunda Hz. Peygamber “O gizlice ev­lat gömmektir” demiştir. [42]Bu hikmete binaen, Ebu Said el-Hudri’nin rivayet ettiği bir hadiste, azlin terkedilmesinin daha uygun ol­duğuna işaret edilmiştir:

Bir defasında yanında azilden bahis açıldığın­da Hz. Peygamber; “Sizden biri bunu niye yapar? İyi bilin ki yaradanı Allah olmayan hiç kimse yoktur” di­ye buyurdu ve fakat “Kimse onu yapmasın” demedi.

Hadisin diğer bir rivayeti şöyledir: “Siz (azil) ya­pabilirsiniz- Ama Kıyamet’e kadar var olacak her can­lı, muhakkak olacaktır”. Son cümle üç kez tekrar edil­miştir.[43]

20. Eşler Evlenirken Neye Niyet Etmelidir?

Eşlerin evlenirken yapacakları niyetlerin en iyisi, nefislerini haramdan korumayı ve namuslu yaşamayı is­temeleridir.

Ebu Zer’in rivayet ettiği gibi, bu niyetle evlenenle­rin münasebetleri bile sadakadır:

Ashabdan bir grup, Hz. Peygamber’in (s.a) ya­nına gelerek; “Ey Allah ‘in Rasûlü! Zenginler bütün se­vapları elde ediyorlar. Çünkü namaz kıldığımız gibi on­lar da namaz kılıyorlar, oruç tuttuğumuz gibi oruç da tutuyorlar. Ancak üstelik bir de mallarının fazlasını sa­daka veriyorlar (Onlara yetişebilmek için ne yapabili­riz?)” dediler.

Hz. Peygamber (s.a) onlara şöyle dedi: “Allah Teâlâ size sadaka vereceğiniz bir şey vermemiş midir? Her teşbih (Subhanallah) bir sadaka, her tekbir (Allahu Ekber) bir sadaka, her tehlil (La ilahe illallah) bir sadaka, her temhid (Elhamdülillah) bir sadakadır. Marufu em­retmek sadakadır, münkerden nehyetmek sadakadır. Herhangi birinizin eşiyle münasebeti de sadakadır”.

Ashab; “Ey Allah’ın Rasûlü! Kişi hem şehvetini tatmin edecek hem de sevap mı kazanacak?” deyince, Hz. Peygamber; “Şehvetini haramla tatmin etseydi gü­nahkâr olmaz mıydı?” diye sordu. Ashab; “Evet, gü­nahkâr olurdu” diye cevap verince, Hz. Peygamber; “O halde helâl olarak yaptığında da sevap alır” diye bu­yurdu. Bundan sonra birkaç şeyin daha sadaka oldu­ğunu söyleyen Rasûlullah; “İki rekât kuşluk namazı bü­tün bunların yerini tutar” dedi.[44]

bvvjhjjj

AdminPost author

Merkez-i Delil

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

You must be logged in to post a comment.

Takvim

Ocak 2023
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  
« May    

Add some widgets to this area!

Ulumulislam.com 2022 Sanal Medrese

WhatsApp ile görüşelim