İnsanların geneli, hocalara dini sorular sorar.Farklı hocalardan farklı cevaplar aldıkları olur.Sonra da ”Bu hocalar hep farklı cevap veriyor.Neden?” derler.Sizce neden ?
Her hocanın bilgisinin aynı olduğunu zanneden halkın, bu soruyu sorması şaşılacak bir şey değildir.Her şeyden önce şu bilinmelidir ki her hocanın bilgisi aynı değildir.
’’ O da hoca,bu da hoca ne fark var ?’’
Bilgi ile görev/makam,her zaman paralel olarak seyretmez.Hiç bir ünvanı olmayanlar da zaman zaman Prof.Dr’ların hatalarını bulur…
Konumuza madde madde bakalım ;
1)Halkın cevabı yanlış anlaması.Hoca,sorulan soruya doğru cevabı veriyor ama halkın bir kısmı bu aldığı bilgiyi çarpıtıyor ya da yanlış anlıyor.Hoca, ’’sünnet namazları kılsan güzel olur,kıl.’’diyor,bunu duyan halk ‘’ Sünnet namazlar kılınmalıymış.’’ Diyor.Oysa hocanın ağzından böyle bir cümle çıkmamıştır. ‘’ edilmeli,yapılmalı’’ ile ‘’ yapsan güzel olur.’’ Arasında çok fark vardır.Edilmeli,yapılmalı gibi kelimeler kural olarak vaciplik ya da farzlığı ifade eder.Oysa yapsan güzel olur,gibi cümleler genelde sünnet ya da mendupluğu ifade eder.Farz ile mendup arasında bağlayıcılık açısından hayli fark vardır.
2)Soruda anlaşılmazlık.Soruyu soranın doğru dürüst sorusunu soramaması ya da hocanın soruyu doğru algılayamaması.Bu sorun,büyük kazalar doğurabilir.Bundan ötürü soruyu iyi anlamalı,anlaşılmadıysa anlamış gibi davranıp cevap vermeye kalkışmamalıdır.Abdest nasıl alınır ile abdestin farzları farklı şeylerdir.
3)Dogmalık.Hocaların büyük bir kısmı,kendi hocalarından duydukları bilgileri aktarmaktadır.”Tv’de izledim filanca hoca böyle dedi.” İyi de filanca hoca edille-i Şer’iyye maddeleri arasında var mı ?Dogma olmanın zararı nedir ? Hocaların büyük bir kısmı,kendi hocalarını süper bilgin olarak düşünür.Oysa her şey delildir.Hocanızın ileri derecede bir hoca olduğunu ispatlayabiliyorsanız,sorun yok ama ya ispatlayamıyorsanız ? Her kişi,duyma ile edindiği bilgiyi araştırmalıdır.Tek kitaba bağlı kalıp bu böyledir demek yanlıştır çünkü o okuduğunuzun zıttını söyleyen kitaplar da mevcuttur.
4)Farklı mezhebe ait kitaplar okumak. Halk Hanefiyken,Şafii mezhebine ait bir kitaptaki bilgileri anlatmak…Demek ki her şeyden önce,okuduğumuz kitabın hangi mezhebe ait olduğunu bilmeliyiz.Hocanın biri,Şafii mezhebine ait bilgiler sunar,diğeri Hanefi mezhebine ait bilgileri sunar.Daha sonra bu iki hoca benim dediğim doğru,diyerek tartışırlar ya da halk,hangisinin doğru olduğuna karar vermeye çalışır.Oysa her ikisi de bir görüştür.
5)Taassuba düşmek.Hocanın biri a cemaatine mensupken,diğer hoca da b cemaatine mensuptur.Bu durumdaki kişilerin geneli, zaten belli başlı kitapları okur.Daha sonra bilinmeyen bir soru sorulduğunda lidere danışılır ve o ne derse doğru kabul edilir.Oysa onun ki sadece bir görüştür ve din , cemaatlerin üstündedir.
6)İctihadın ictihadı nakz etmediğini bilmemek.Örneğin Hidaye ile İhtiyar kitabının hiç çeliştiği nokta yok mudur ?Elbette ki var.Hidaye’yi okuyan başka,İhtiyar’ı okuyan başka anlatacaktır.A.Fikri Yavuz’un İlmihal’i bir şey derken,Lütfi Şentürk-S.Yazıcı’nın İlmihal’i başka bir şey diyor.Sonra da bu kitap daha doğru,diyerek tartışma başlar.Oysa her ikisi de sadece bir görüştür.Kitapların ayrılış noktasının teoriler olduğunu bilmek lazım.A adındaki müctehit bir şey söyler, b adındaki müctehit de bir başka şey söyler ama acaba hangisi doğrudur ? Bilindiği üzere delili daha kuvvetli olan her zaman haklıdır lakin din ilimlerinde geri olanların delillerin kuvvet derecesini bilmesi beklenmez.Dolayısıyla kişi,diğer görüşü (delil yoksa ) yanlış görmeksizin, seçeceği her hangi görüşü kabul edebilir.Helal ile haram diye hüküm varsa, hüküm haram olarak verilir. İki delil çatışır; delillerden biri hususun mübah olduğunu diğeri de haram olduğunu söylüyorsa, haram olduğu cihetine itibar edilir. (Ehli Sünnet İtikadı-Gümüşhanevi)
7)Cahillik.Hocaların bir kısmı da bilgisi olmadığı konularda kafasına göre hüküm vermektedir.Bu yanlışlığın çok ciddi bir sorun olduğunu belirtmek gerekir.Bu konuda yine ‘’ Eğer bilmiyorsanız,bilenlere sorun.’’(Nahl : 43) ayetini hiç unutmamanın gerekliliği ortaya çıkıyor.Bu ayet,emir kalıbında olduğu için bilmediğimiz dini konularda kafamıza göre atıp tutmanın haramlığına delalet ediyor.Müctehitlik mertebesine ulaşamamış olan hiç kimse din adına bir şey söyleyemez.Hocaların bu tavrı bazen cahil görünmemek için bazen de kendi görüşünün doğru olduğuna inanmasından kaynaklanır ama her iki durumunda ana neden aynıdır.
8 )Yanlış bilgi içeren kitap okunması.Ali F.Yavuz’un İlmihal’inde beraet gecesiyle ilgili bölümde ‘’Bu gece için 100 rekat namaz vardır.’’yazmaktadır.Oysa İraki, böyle bir hadisin sabit olmadığı görüşündedir.Bu görüşe dayalı olarak da Seyfettin Yazıcı-L.Şentürk imzalı İlmihal’de ‘’Bu geceye mahsus bir namaz yoktur.’’ yazılmıştır.Böylece bir çelişki oluşmuş oldu.Bu durumda yukarıda örnek olarak verilmiş ilmihallerden yanlış bilgi içereni okuyan başka,doğru bilgi içereni okuyan yine başka bir bilgi aktaracaktır.Bu aktarımlar karşısında kalan halk,’’Hocalar hep farklı şey söylüyor.’’ diyecektir.Ana neden, irdeleme yapabilecek ilmi kuvvetin var olup olmayışıdır.