Bilndiği üzere,hayız (kadınların adeti-özel günü) 3 ila 10 gün arasında sürer.Üçten aşağı ve ondan yukarı olan kanamalar,hayız olarak değerlendirilmez.Bunun anlamı şudur ; üçten aşağı ve ondan yukarı olan akıntı,namaza,oruca vb. Şeylere mani değildir.Bu kural da hadisle sabittir ve pek çok fıkıh ve ilmihal kitabımızda yer alır.
Adet halindeki kadınla cinsel ilişkinin haramlığı âyetle sabittir :
‘’ Ay halinde olan kadınlardan uzak durun.’’(Bakara : 222)
Adetli kadınlar ile cinsel ilişki dışında her şeyin caiz oluşunun delili hadise dayalı ictihattır: (Buhari,hayız: 5 , Müslim,hayız: 16, Ebû Davud, Nikâh: 46, İbn Mace, Taharet: 121.)
Hayızlının namaz kılamayacağı hadisle sabittir :
’’ Âdetin devam ettiği sürece namazı bırak, sonra boy abdesti al ve namaz kıl” (Buhâri, Hayz :19, 24, Vüdû, 63; Müslim, Hayz :62; Ebû Davûd Tâhâret :109)
Hayızlının orucunu sonra tutacağı hadisle sabittir :
‘’…tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk.” (Buhârî, Hayz, 20; Ebu Dâvud Tahâre,104; Tirmizî, Savm, 67; Nesaî, Hayz,17; Siyâm, 64)
Hayızdan dolayı kılınamayan namazların kazasının gerekmediği hadisle sabittir : (Buhari,hayız : 20/Müslim,hayız : 69/Ebu Davud,taharet : 105)
Kabeyi tavaf edemeyecekleri hadisle sabittir :
“Hayız gördüğün zaman, temizleninceye kadar Beytullah’ı tavaf dışına Hacıların yaptığı diğer Hac ibadetlerini yap” (Buhâri, hayz:1, 7, Hacc, 71, Edâhî, 3, 10; Müslim, Hacc,119,120; Ebû Davûd, menâsîk, 23)
Hayızlı kadının kur’an’a dokunması ve okuması
Fukahanın çoğunluğuna (hanefiler dahil) göre caiz değildir.Mâlikiler ise sahâbe ve tabiinden aktarılan bilgilere istinâden,hayızlı kadının hayız müddetince Kur’an okuyabileceği görüşündedir.Özellikle hafızlık yapan bayanların bu ictihada dayanarak ara vermemeleri sağlanılabilir.
“İddetli kadın ve cünüp olan, Kur’ân’dan hiç bir şey okuyamaz.” (Tirmizî, Tahâre, 98; İbn Mâce, Tahâre, 105)
İbn Ömer’den (r.a) rivâyet edilmiştir. Resulüllah (s.v.a) buyurdu ki: “Hayızlı ve cünüp Kur’an’dan bir şey okumasın.’’(Tirmizi, K.Tahâre:131)
Kimi kitaplar vakıa : 79’uncu âyeti delil olarak göstermiştir ;
1- Diyanet,Kur’an Yolu :
İbn Abbâs, Davud b. Ali, İbn Hazm ve Şevkânî gibi âlimler âyetin mushaf ile değil levh-i mahfuz ile ilgili olduğunu, abdestli olmayanın mushafa dokunmasını men eden hadisin de sahih olmadığını yahut sahih olsa bile orada müşriklerin kastedildiğini ileri sürerek abdestli olmayan, cünüp ve âdet halindeki kimselerin mushafa dokunmasını ve onu okumasını câîz görmüşlerdir.
2- Ahkam tefsiri ,Prof.Dr.M.A.Sabuni :
Ona tazim etmek farzdır. Ona tazim etmenin bir işareti de onu abdestsiz eie almamak-tır. Fukaha, Kur’anın abdestsiz ele alınamayacağında icma’ etmiştir. Abdestsiz olarak tutulmasını yalnız öğretmek ve öğrenmek kastıyla ele alanlar için caiz görenler de vardır. Bu da zarurettir. Öyleyse abdestsiz, cünüp kimselerle ay hali gören ve lohusa kadınların Kur’an’ı ellerine alması haramdır.
3- İlmin Işığında A.K.Tefsiri,Celal Yıldırım :
‘‘Ona ancak arınıp temizlenmiş olanlar dokuna¬bilir..’‘
Sözü edilen ‘‘mess’‘ yani dokunma kavramıyla, elle veya diğer bir azay¬la dokunmak mı, yoksa manevî bir temas mı kasdedilmektedir? Ayrıca ‘‘muttahharûn’‘ sıfatıyla kimler murad edilmektedir? Bu hususta da birta¬kım farklı yorumlar, tespitler ve içtihatlar söz konusudur. Şöyle ki:
a) Hz. Enes (r.a.) ile Tabin’den Said b. Cübeyr’e göre : Bu kitaba ancak günahlardan an, duru olan tertemiz melekler dokunabilir. Öyle ki, Levh-i Mahfuz’da saklı tutulan ve sonra ayrı bir tecelliyle Dünya Semasına indirilen Kur’ân’a cinler, şeytanlar, kâhinler ve büyücüler değil, ancak ter¬temiz melekler dokunmuştur ve dokunmaktadırlar.
b) Ebû Âliye ile İbn Zeyd’e göre : Günahlardan tertemiz olan melek¬ler ve peygamberler dokunabilir.
c) Kelbi’ye göre : Ona, o çok şerefli kâtip melekler dokunabilir.
Bu üç yorumdan şunu anlıyoruz: Âyette geçen ‘‘mess’‘ den maksat, elle veya bir organla dokunma değil, indirmedir; yani Kur’an’ı ancak melek¬ler indirmiştir.
d) Kur’ân’a, ‘‘Levh-i Mahfuz’‘da saklı bulunan o yüce kitaba ancak melekler dokunabilir. Bu yoruma göre: ‘‘Kitab-ı Meknûn’‘dan maksat, ‘‘Levh-i Mahfuz’‘dur.
e) Elimizdeki Mushafa ancak tertemiz olan kimseler dokunabilir. Bu yorumla, ‘‘Kitab-ı Meknûn’‘dan maksat, Mushafta toplanan Allah Kelâmı’-dır. Nitekim Hz. Ömer, henüz İslâm’a girmeden önce, kız kardeşinden Kur’ân yazılı sahifeleri isteyip eline alarak bakmayı teklif edince, kız kardeşi ona : ‘‘Hayır, buna ancak tertemiz olanlar dokunabilir’‘ demiştir. Bunun üzerine Hz. Ömer boy abdesti alıp İslâm’a girmiş ve öylece Kur’ân âyetleri yazılı sahifeye elini dokundurmuştur.
f) Katade’ye göre : Kur’ân’a ancak abdestsizlik ve cünüplükten temizlenen müminler dokunabilir.
g) Kelbi’ye göre: Küfür ve şirkten kurtulup temizlenenler dokunabilir.
h) Rebi’ b. Enes’e göre : Günahlardan arınanlar ancak dokunabilir.
i) Kur’ân’ın sevapına ancak müminler erişebilir.
j) Kaadı Ebû Bekir b. Arabi’ye göre : Şer’ân temiz sayılanlar dokunabilir.
4- Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe M. Ve Tefsiri :
(Ona) O Mushaf-ı şerife (tamamen temiz olanlardan başkası el süremez.) binaenaleyh tam bir taharet hâlinde bulunmayan bir şahıs, Kur’an-ı Kerim’i eline alamaz, yani: Alması dinen yasaklanmıştır.
Cumhur-i ulemâya göre taharetsiz olan bir kimse, Kur’an-ı Kerim’e dokunamaz, eline alamaz. Velev ki, bir kılıf, bir sandık içinde bulunsun. Fakat bir cemaate göre taharetsiz bir kimsenin Kur’an-ı mes etmesi caiz değilse de onu kendisine bitişik olmayan bir zarf, bir sandık içinde olarak eline alması caizdir.
İmam-ı Şafii’ye göre bir cünüp, Kur’an-ı Kerim’i okuyamaz, fakat bir abdestsiz Müslüman, ezber olarak okuyabilir.
Çocukların Kur’an-ı Kerim’i elerine alarak okumaları, bir zarurete binaen mubah bulunmuştur. Çünkü onlar, Kur’an-ı okuyup öğrenmek mecburiyetindedirler ve onlar mükellef değildirler.
Fukahanın beyanatında işaret vardır ki: Kıraat hükmü, maksada göre değişir. Binaenaleyh cünüp için zikr, tesbîh ve dua caizdir.Yani: Bunların Kur’an okumak kastıyla olmaksızın yapılması, mubahtır. Haiz ve nüfesa da bu gibi ahkâm hususunda cünüp gibi sayılırlar. “Rühülbeyan, Sirac-i Münîr.”
Bu ayet-i kerim’e şöyle de yorumlanmıştır: O levh-i mahfuza günahlardan tertemiz olanlardan başkası, yâni: Meleklerden başkası dokunamaz.
5- Hak dini K.Dili Elmalılı Hamdi Yazır :
Bu âyet sebebiyledir ki, fıkıhta cünüp iken Kur’ân okunamayacağı ve abdesti olmayanın mushafa el süremeyeceği beyan edilmiştir.
Mescide girip orda durmanın haram oluşu şu hadislerle sabittir :
“Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez.’’(İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû’,116)
HAZIRLAYAN : EfsUNKAR