a. İdğam
Birbirinin aynı olan veya aynı cinsten olan (birbirlerine yakınlığı olan) harflerden sakin, ikincisi harekeli olarak geldiğinde, birincisini ikincisine katmaya (birinci harfi ikinci harfe çevirerek ikinci harfi şeddeli imiş gibi okumaya) idğam denir.
Gunne: Ağız ve burun boşluğundan gelen sese denir. Gunneye en uygun harf, nun, sonra da mim’dir. Onun için bu iki harf şeddeli olduklarında gunneli okunurlar.
b. İdğâm Çeşitleri:
i. İdğâm-ı Bilâ Gunne (Gunnesiz İdgam)
Tenvin veya sakin nun’dan sonra idğam-i bila ğunne harfleri olan lam veya ra gelirse gunnesiz idgam yapılır. Tenvin’in idgamında; tenvin tek harekeye düşer ve ikinci harf şeddeli imiş gibi okunur: خَيٍْرٌ لَكُمْ ← خَيْرُ لَّكُمْ , غَفُورٌ رَحِيمٌ ← غَفُورُ رََّحِيمٌ . Sakin nun’un idğamında ise; sakin nun okunmaz ve ikinci harf şeddeli imiş gibi okunur:
مِنْ لَدُنْكَ ← مِلَّدُنْكَ , مِنْ رَبِّهِمْ ← مِرَّبِّهِمْ
ii. İdğâm-ı Meal Gunne (Gunneli İdgam)
Tenvin veya sâkin nun’dan sonra ayrı kelimede, idğam-i mea’l-ğunne harfleri olan يَمْنُو (م , ن , و , ي) harflerinden biri gelirse gunneli idgam yapılır. Gunnenin hakkını harfte veririz, harekede değil. Miktarı: Bir buçuk eliftir:
وَمَنْ يَعْمَلْ ← وَمَيَّعْمَلْ , حَمِيدٌ مَجِيدٌ ← حَمِيدُ مَّجِيدٌ, مِنْ نَارٍ ← مِنَّارٍ , مِنْ وَرَائِهِمْ ← مِوَّ رَائِهِمْ , مِنْ مِثْلِهِ ← مِمِّثْلِهِ
Not: Sâkin nun’dan sonra vav veya ye harfleri aynı kelime içinde gelirse idğam-ı meal ğunne olmaz: قِنْوَانٌ , صِنْوَانٌ , بُنْيَانٌ , اَلدُّنْيَا
iii. İdğâm-ı Mütecaniseyn
Mahreçleri (çıkış yerleri) bir olan, sıfatları (vasıf, nitelik; kalınlık, incelik, yumuşaklık, vurgulu okunma gibi) farklı olan iki harfin, birincisi sakin ikincisi harekeli olarak gelirse, birincisini ikincisine katıp/çevrilip (birinci harfi okunmayıp), ikinci harfi şeddeli imiş gibi okumaya idğâm-ı mütecaniseyn denir. Hükmü: vaciptir. Cinsleri aynı olan harfler sekiz tanedir ve şu üç gruba ayrılırlar:
1) ط , د , ت : قَدْ تَبَيَّنَ ← قَتَّبَيَّنَ , وَقَالَتْ طَائِفَةٌ ← وَقَالَطَّائِفَةٌ . Tı’nin sakin gelmesi durumunda nakıs (eksik) idğam olur (tı kendi mahrecinden kalkale yapılmadan okunur, tersi durumda yani te’nin önce tı’nın sonra gelmesi durumunda ise te, tı’ya tam olarak katılır). Çünkü tı, kalın okunan harflerden, te ile dal ise ince okunan harflerdendir:
اَحَطْتَ , فَرَّطْتُ , بَسَطْتُ
2) ظ , ذ , ث : يَلْهَثْ ذَلِكَ ← يَلْهَذَّلِكَ
Not: Bu üç harften, zı kalındır ancak Kuran’da zı cezimli, diğer iki harften birisinin harekeli geldiği hiç bir örneği yoktur. Eğer olsaydı, bu durumda da yine nakıs idğam olurdu.
3) ب , م . Kuran’daki sadece Hûd 11/42, s. 227’de vardır:
يَابُنَيَّ ارْكَبْ مَعَنَا← يَابُنَيَّ ارْكَمَّعَنَا
iv. İdğâm-ı Mütegaribeyn
Mahrecinde (çıkış yerinde) veya sıfatında birbirlerine yakınlığı olan iki harften birincisi sakin, ikicisi harekeli olarak gelirse, birincisinin ikincisine katılıp (okunmayıp) ikinci harfi şeddeli imiş gibi okunmaya idğâm-ı mütegaribeyn denir. Hükmü: vaciptir. Birbirlerine yakınlığı olan harfler 4 tanedir ve iki gruba ayrılırlar:
1) ل , ر . Lam önce gelmelidir:
قُلْ رَبِّ ← قُرَّبِّ , بَلْ رَفَعَهُ الَّلهُ ← بَرَّفَعَهُ الَّلهُ
2) ق , ك . Qaf önce gelmelidir. Qaf, kalın harfleden, kef ise ince harflerden olduğu için burada nakıs idğam olur (qaf kendi mahrecinden kalkale yapılmadan okunur). Çünkü qaf, kalın okunan harflerden, kef ise ince okunan harflerdendir. Kuran’daki sadece Murselat 77/20, s. 582’de vardır:
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ
Not: İdğamın olduğu yerde kalkale yapılmaz (kalkale aşağıda anlatılacak).
v. İdğâm-ı Misleyn
Aynı harfin, aynı veya ayrı kelimede, birincisi cezzimli, ikincisi harekeli olarak arka arkaya gelmesi durumunda birincisinin ikincisine katılarak (okunmayarak) ikincisinin şeddeli bir harf gibi okunmasına idğam-ı misleyn denir. İdğam-ı misleynde, mim’in mim’e, nun’un nun’a uğraması hariç ğunne yapılmaz. Hükmü: vaciptir:
اِضْرِبْ بِعَصَِاكَ ← اِضْرِ بِّعَصَاكَ , فَمَا رِبِحَتْ تِجَارَتُهُمْ ← فَمَا رِبِحَ تِّجَارَتُهُمْ
Sakin mim, harekeli mim’e veya sakin nun, harekeli nun’a uğrarsa idğam-i misleyn meal ğunne (idğam + gunne) olur: لَنْ نُؤْْمِنَ ← لَنُّؤْمِنَ , عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌ ← عَلَيْهِمُّؤْصَدَةٌ
Sâkin mim’in (Mîm-i sâkin’in / Cezzimli mim’in) üç hali:
1) Sakin mim’den sonra harekeli mim gelirse, idğam-ı misleyn meal gunne olur:
مِنْهُمْ مَغْفِرَةٌ ← مِنْهُمَّغْفِرَةٌ , وَلَهُمْ مَا يَدَّعُونَ ← وَلَهُمَّا يّدَّعُونَ
Mim’in şeddeli olması durumda da idğam-ı misleyn meal gunne olur: وَمِمَّا
2) Sakin mim’den sonra harekeli be gelirse, mim harfi okunurken be harfine hemen geçilmeyip bir buçuk elif miktarı tutulduktan/durulduktan (bu esnada dudaklar önde tutulur) sonra okumaya devam edilir: رَبِّهُمْ بِهِمْ , اَمْ بِهِ
3) Sakin mim’den sonra be ve mim dışında başka bir harf gelirse hiç beklemeden okumaya devam edilir (tutma veya gunne yapılmaz): هُمْ فِيهِ , وَلَهُمْ عَذَابٌ , لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِىَ دِينَ
vi. İdğâm-ı Şemsiye
El takısı (elif+lam), 14 tane olan şemsî harflerden biri ile başlayan bir kelimenin başına gelirse, el takısı (lam) okunmaz ve el takısından sonra gelen kelime şeddeli olarak okunur. Buna idğam-ı şemsiyye denir. Şemsî harfler, şu beytin ilk harflerinden oluşan on dört harftir:
تُبْ ثُمَّ دَعْ ذَنْبًا رَمَا زِدْ سُمْعَةً شِمْ صَدْرَ ضَيْفٍ طَابَ ظَنٌّ لَهُ نَعَمْ
ت , ث , د , ذ , ر , ز , س , ش , ص , ض , ط , ظ , ل , ن
Örnek: اَلتَّوِّابُ , اّلدِّينُ , اَلذِّكْرُ
El takısı, şemsi harflerden nun ile başlayan bir kelimenin başına gelirse, idğam-ı şemsiyye maal ğunne olur ve (şeddeli) nun bir elif miktarı tutularak (ğunne yapılarak) okunur:
اَلنَّاسِ , اَلنَّجْمِ
El takısı, nun harfinin dışındaki şemsi harflerden biriyle başlayan bir kelimenin başına gelirse, idğam-ı şemsiyye bila ğunne olur (ğunne ve tutulma yapılmadan seri bir şekilde okunur):
اَلرَّحْمَانُ , اَلشَّمْسُ
vii. İzhâr-ı Kameriye
El takısı (elif+lam), 14 tane olan kameri harflerden biri ile başlayan bir kelimenin başına gelirse idğam olunmayıp, el takısı (lam) okunur. Buna izhâr-ı kameriye denir. Kameri harfler, şu beytin tüm harflerinden oluşan on dört harftir: اَبْغِ حَجِّكَ وَخَِفْ عَقِيمَهُ
ا , ب , ج , ح , خ , ع , غ , ف , ق , ك , م , و , ه , ي
Örnek: وَالْعَصْرِ , وَالْفَجْرِ , وَالْقَمَرِ
Not: Duraktan sonra başında “el” takısı olan bir kameri harf gelir ve durakta durulmadan geçilirse; “el” takısındaki “elif” okunmaz direk cezimli olan “lam” a tutturulur. Mesela Ayetelkürsi (Bakara 2/255, s. 43)’nin başındaki “huve” nin üzerinde “cim durak işareti” vardır. Eğer burada durursak; “… hû * el-hayyu’l- …” diye devam ederiz. Eğer burada durmazsak; “huve’l-hayyu’l- …” diye devam ederiz: اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُ