İman Nedir ? İman Artmar Mı ? Eksilir Mi ?

İman Nedir ? İman Artmar Mı ? Eksilir Mi ?

Bu konuda bir hadis ve hadise bağlı yapılan ilmi münazaralara yer verilmiştir. İman sadece kalp ile tasdik midir ? İman sadece dil ile ikrar mıdır ? Yoksa ikisi birden midir ?Ya da iman kalp ile tasdik dil ile ikrar ve azalar ile ibadet midir ?Bu sayılanların hangisi eksik olsa iman dediğimiz şey yok olur ?Bunlardan bir veya bir kaçı eksik olsa iman azalır mı ?İmana dair mevcut ihtilaflardan bir tutam aşağıda sergilenmiştir.


“İslam beş temel üzerine binâ edilmiştir:
1. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed( S.A. v)’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmek,
2. Namazı dosdoğru kılmak, 3. Zekat vermek,
4. Haccetmek,   5. Ramazan orucunu tutmak.” (1)

Lugatte iman :’’İman kelimesi أمن fiilinden türemiştir.İnanmak,tasdik etmek,yalanlamanın zıttı’’manalarına gelir. (2)

İstilahta iman :” Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A. v) ’in Allah’tan getirdiği kesin olarak bilinen her şeye (Zarûrât-ı diniyye:Tevatür yolu ile gelen her şey) eksiksiz inanmak,her şeyi tasdik etmektir.’’ (3)

İmanın rükünlerine dair görüşler

1-İman sadece kalp fiilidir.Bu görüş kendi içerisinde iki kısma ayrılmıştır.
a-Peygamber her ne getirdiyse tasdik etmeye iman denir ve amel iman rüknü değildir.Muhakkiklerin görüşü budur,Eş’ari ve imamların çoğu bu görüştedir.İcma ile sabittir ki ictihatların inkarı,kişiyi küfre sokmaz.    (4)
b- İman sadece kalp ile (marifetullah) Allah’ı bilmektir.Lisan ile ikrar imanın rüknü de şartı da değildir.Kişinin kitap,peygamber,ahiret günü vb. şeyleri bilmesi imana dahil değildir,dediler.Bu görüş doğruluktan uzaktır.(5)

2-İman sadece lisan amelidir. Bu görüş kendi içerisinde iki kısma ayrılmıştır.
a-Kalpte Allah’ı bilme şartı ile iman sadece lisan amelidir.Zaten dil ile ikrarın oluşu , kalpteki Allah’ı bilmeye bağlıdır.Ğaylan b. Müslim ve Rakkaşi bu görüştedir.(6)
b- İman , hiçbir şat koşmaksızın sadece dil amelidir.Bu ,Kerramiyye’nin iddiasıdır.Böylece münafıkların da Müslüman olduklarını iddia etmiş oldular.(7)

3-İman, lisan ve kalp amelidir.
a-Kalpte bilmek ve dil ile ikrardır.Ebu Hanife ve fukahanın geneliya bazı kelamcılar bu görüştedir.
b-Kalp ile tasdik ve dil ile ikrardır.Ebu’l Hasen el-Eş’ari bu görüştedir.
c-Lisan ile ikrar ve kalp ile ihlastır. (8)

4- “İkrarun bil lisan, tasdikun bil cenan ve amelün bil erkân”dır. Yani “dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve rükünlerle ameldir.” Bu görüşte olan alimlere eshabu’l hadis denir.Bu alimler arasında şunlar yer alır ; İmam Malik,şafii,A.B.Hanbel,Evzai.

Selefin görüşü, diğerleriyle şu yönlerden ayrılır ;

Mutezileye göre ,fiili olsun kavli olsun taatten her hangi bir şeyi terk eden iman dairesinden çıkmış ama küfre de düşmemiştir (el-menzile beynel menzileteyn).Havaric’e göre ise bu durumdaki kişi küfre düşmüştür çünkü onlara göre taatten bir şeyin terki küfre dahil olmayı gerektirir.Selefe göre ise bu durumdaki kişi iman dairesinden çıkmamıştır.İmam Şafii’den şu söz rivayet edilmiştir :’’ İman; tasdik,ikrar ve ameldir.Bunlardan sadece ilki eksik olan münafık olur,sadece ikincisi eksik olan kafir olur,sadece üçüncüsü eksik olan fasık (günahkâr) olur ve ebedi cehennemden kurtulup cennete girer.’’ Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere selefin iman rüknü arasında ‘amel’den bahsedişi,kemal şartıdır.İmanın geçerlilik şartı veya direk iman rüknü değildir. (9)

Dil ile ikrarın iman rüknü mü yoksa dünyada şer’i hükümlerin uygulanabilmesi için gerekli olan bir şart mı olduğu da tartışma konusu olmuştur.Bazıları ‘dünya hükümlerinin uygulanması için şart olduğunu söylemiştir nitekim dil ile ikrar etmeyen zaten mümindir.’ Nesefi,bu sözün Ebu Hanife’den rivayet edildiğini aktarır.Eş’ari’nin de iki rivayet arasında en sahih olan görüşü budur,denir.İmam Maturidi’nin de bu görüşte olduğu belirtilmiştir.Bazıları da dil ile ikrarın tasdik gibi asli değil de zaid rükün olduğunu söylemiştir.Bu yüzden ikrah (cebr) ve acz altında bu zaid rükün düşer.(10)

İmanın artıp eksilebileceği yönündeki görüşler de genelde amelin imandan cüz olup olmaması ile ilgilidir.Amel,imandan cüzdür diyenler alimlerin ‘iman azalıp artabilen bir şeydir’ dediğini görmekteyiz ve bu konuda da bir hayli ihtilaf mevcuttur. (11) Esasen bu konu ehli sünnet arasında daha çok lafzi ihtilaf nedeni ile vuku bulmuştur.(12)

____________
Dipnotlar

1-Tahric :
I.     Muhammed Fuad Abdulbaki,El Lu’lu ve’l Mercan,c.1,kitabu’l iman,hadis numarası : 9,İhyai kutubi’l Arabiyye
II.     Tecridi Sarih,kitabu’l iman,8 ,Müessesetu Risale,1.Baskı,2009
III.     Buhari,kitabul iman,8,Daru İbn Kesir,1.Baskı,2002,Dımaşk
IV.     Müslim,kitabul iman (5),20,Daru kutubi’l ilmiyye,1.Baskı,1991,Beyrut
V.     Camiu Tirmizi
VI.     Nesai,Sünen-i Suğra
VII.     A.B.Hanbel
VIII.     İbn Huzeyme,Sahih
IX.     İbn Hibban,Sahih
X.     Beyhaki,Sünen-i Sağir
XI.     Beyhaki,Sünen-i Kübra
XII.     Ebu Yala,Müsned
XIII.     Taberani,Mucemu Sağir
XIV.     Taberani Evsad
XV.     Taberani Kebir
XVI.     İbn Cevzi,Meşihat
XVII.     Zehebi,Mucemu şuyuhi’l Kebir
XVIII.     Tusi,el-Erbeun
XIX.     Acurri,el-Erbeun
XX.     Şeceri,el-Emali’l Hamisiyye
XXI.     Hatib , el-Kifaye fi ilmi’r Rivaye
XXII.     İbn Hacer,Taliku talik
XXIII.     Kasım b. Sellam,el-İman
XXIV.     Adeni,el-İman
XXV.     Acurri,el-Şeriat
XXVI.     İbn-i Batta, el-İbanetul Kubra
XXVII.     İbn Mendeh,el-İman
XXVIII.     İbn Mendeh,el-Tevhid
XXIX.     Alkai,Şerhu usuli itikadi ehli’s sünnet ve’l cemaat
XXX.     Beyhaki,Şuabu’l İman
XXXI.     Abdullah el-Ensari,Zemmül kelam ve ehluh
XXXII.     İbn Hazm,el-Muhalla
XXXIII.     İbn Abdil Ber,el-Temhid
XXXIV.     İraki,Darhu’t Tesrib
XXXV.     Cessas,Ahkamu’l Kur’an
XXXVI.     Beğavi,Mealimu’t Tenzil
XXXVII.     Kasım b. Sellam,ennasihu ve’l mensuh
XXXVIII.Nahhas, ennasihu ve’l mensuh
XXXIX.     Tahavi,Ahkamu’l Kur’an
XL.     Ebu Nuaym,Hilyetu’l Evliya
XLI.     Buhari,Tarihu’l Kebir
XLII.     Rafii,el-Tedvin fi ahbari Kazvin
XLIII.     İbn Neccar,Zeyl Tarihi Bağat
XLIV.     Zehebi,Siyeru Alami Nubela
XLV.     Mizzi,Tehzibu’l Kemal
XLVI.     Mervezi,Tazimu Kadri’s Salah
XLVII.     Beyhaki,Fezailu’l Evkat

Buhari rivayeti için cerh-tadil
I.     Ubeydullah b. Musa : Sika ravidir.Küfe’de vefat etmiştir.İbn Hibban,el-Sikat;İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib
II.     Hanzala b. Ebi Süfyan : Sika ravidir. İbn Hibban,el-Sikat;İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib
III.     İkrime b. Halid : Sikadır.Mekke’de vefat etmiştir. İbn Hibban,el-Sikat;İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib
IV.     İbn Ömer : Sahabidir.İbn Hibban el-Sahabe’de ve İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib adlı eserinde bu zattan bahsetmiştir.

İrap
بُنِي : Fetha üzerine mebni meçhul mazi fiil. الإسلام : Naibu faildir.Raf alameti zahir zammedir. على : Harfi cer. خمس : Mecrur isimdir.Cer alameti zahir kesradır. شهادة : Hams’ten bedeldir mecrurdur.Cer alameti zahir kesradır.Mahzuf ‘hiye’ zamirinin haberi olduğunu düşünerek raf etmek de caizdir fakat ilk iraplama şekli evladır. أن : Masdariyyedir. لا : Cinsini nef eden la’dır.İnne ameli eder. إلا : İstisna edatıdır…

2-İbn Manzur,Lisanu’l Arab,e-m-n maddesinde şöyle der :‘’el iman,ziddul kufr,el iman bi mana el-tasdik.’’ Der -Sadır,1990,Beyrut;Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.172, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut ;Nevevi,el-Minhac şerhu sahihi Müslim,c.1,s.146,1.Baskı,1929,el Matbaatu’l Misriyye bi’l Ezher;İmam Maturidi,Kitabu’t Tevhid,s.471-475,Daru’l Fikr,Beyrut,2001; Nesefi,Temhid likavaidi’t Tevhid,s.379,377, 1.Baskı,1986,Kahire;Pezdevi,Usuli’d Din,s.148,Mektebetu’l Ezheriyye,2003,I.S.B.N :977-315-102-6,Kahire;İmamu’l Harameyn el Cüveyni,el-Akidetu’n Nizamiyye fi erkani’l İslamiyye,s.84,tahkik , Muhammed Zahid el-Kevseri,1992,Mektebetu’l Ezheriyye
3- Elbette bu tanım ittifaklı tanımdır.İhtilafa girdiğimizde ise tanım yapmak güçleşmektedir.Bk.el-Ravzu’l Ezher fi Fıkhi’l Ekber,s.252,Daru Beşairu’l İslam,1.Baskı,1998,Beyrut ;Yrd. Doç. Dr. Sabri DEMİRCİ,Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:11, Sayı:2, Ağustos 2013; Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.174, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut
4-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.172, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; İmam Eş’ari ‘’ el-Tasdiku bi’l Kalb’’ (Kalp ile tasdiktir.) der.Bk. Pezdevi,Usuli’d Din,s.148,Mektebetu’l Ezheriyye,2003,I.S.B.N :977-315-102-6,Kahire
5-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.172, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; Pezdevi,Usuli’d Din,s.148,Mektebetu’l Ezheriyye,2003,I.S.B.N :977-315-102-6,Kahire
6-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.172, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut
7-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.174, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut ; ; İbn Hacer el-Askalani ,Fethul Bari, c.1,s.46-138,Darul Marife,Beyrut/ İmam Maturidi şöyle diyor :’’ (Kerramiyye’ye eleştiri olarak)İmanın kalpte olması daha gerçekçidir.Bu husus akli ve sem’i (nakli) delilleri le sabittir.Nakli delili :’’Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi…’’(Hucurat,14’ten)Bu ayet göstermektedir ki kalpte iman olmayınca dil ile ’iman ettik’ demek yeterli olmaz,iman olarak kabul edilmez.Diğer ayet ’’(O munafıklar)Kesinlikle sizden olduklarına dair Allah’a yemin ederler. Oysa onlar sizden değillerdir…’’ (Tevbe,56) Eğer iman ancak dil ile söylenen sözden ibaret olmuş olsaydı Allah teala onları ’sizden değiller’ diye nitelendirmezdi.Bk.İmam Maturidi,Kitabu’t Tevhid,s.471-475,Daru’l Fikr,Beyrut,2001; İmam Azam da ‘sadece ikrar ile iman olmaz’ demiştir çünkü bu durumda münafikların hepsinin mümin olması gerekirdi.Aynı şekilde sadece marifet de iman olmaz, eğer bunun zıttı olsaydı o zaman ehli kitap da mümin olurdu.Bk.el-Ravzu’l Ezher fi Fıkhi’l Ekber,s.249,Daru Beşairu’l İslam,1.Baskı,1998,Beyrut
8-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.174, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut ; ; İbn Hacer el-Askalani ,Fethul Bari, c.1,s.46-138,Darul Marife,Beyrut;Ebu Hanife’nin (İman,ikrar ve azalarla tasdiktir.)dediği fıkıhı ekber şerhinde yazılıdır.İlgili şerh bu görüşü ‘el-Vasiyye’ adlı kitaba dayandırmaktadır.Bu durumda Umdetu’l Kari ile Fıkhu’l Ekber Şerhi bir birini tutmamaktadır.Bk.el-Ravzu’l Ezher fi Fıkhi’l Ekber,s.249,Daru Beşairu’l İslam,1.Baskı,1998,Beyrut; Ebu Cafer Tahavi; iman birdir,der.Yani azalma ve eksilme olmaz.Bk.Abdurrahman bin nasir el berrak,Şerhu Akidetu’t Tahaviyye,s.234,2.Baskı,2008;İmam Rabbani de bu konu ile ilgili olarak ‘’Alimlerimiz farklı farklı görüşlere gitti.İmam Azam ‘iman artmaz ve eksilmez ‘ dedi.İmam Şafii ise ‘iman artar ve eksilir’ dedi.İman , kalbin tasdik edişi ve yakinî olduğundan azalması ve artması söz konusu olmaz.Azalıp artabilen inanışa zan derler.İbadetleri yapmakla iman cilalanır ,yasakları yapa yapa da iman bulanır.Bk.Mektubat,259.Mektub,1.Baskı,2008,İstanbul
9-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.175, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut; Pezdevi,Usuli’d Din,s.149,Mektebetu’l Ezheriyye,2003,I.S.B.N :977-315-102-6,Kahire;   ‘’ و السلف جعلوها شرطا في كله’’ (Selef alimleri ameli,imanın kemal şartı yapmıştır.) İbn Hacer el-Askalani ,Fethul Bari, c.1,s.46-138,Darul Marife,Beyrut; Ehli sünnetin çoğunluğuna göre iman, lisan ile ikrar kalp ile tasdiktir.İmam Şafii’ye göre dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve rükünlerle ameldir.Kerramiyye’ye göre ise sadece ikrardır,tasdik gerekmez.İmam Maturidi’ye göre ise sadece tasdiktir.Kerramiyye delil olarak “Kimin hayatta söylediği en son sözü La ilahe illAllah olursa cennete gider.” (Ebu Davud, Cenaiz, 20) bu hadise dayanmıştır. İmam Şafii ise Bakara süresi 177. Ayeti kendi görüşüne delil göstermiştir.Ayrıca imam Şafii’yi destekleyen diğer delillere örnek olarak şu ayetleri sayabiliriz ;
I.     Fetih,4
II.     el-Kehf ,13
III.     Meryem,76
IV.     Muhammed,76
V.     el-Müddessir, 31
VI.     et-Tevbe, 124
VII.     Âl-i İmrân,173
VIII.     el-Ahzâb, 22
Bu ayetlerin tefsiri için bk.İmam Maturidi,Tevilatu ehli sünnet,Daru kutubi’l ilmiyye,Beyrut;Prof.Dr.Vehbe Zuhayli,Tefsiru’l Münir,Daru’l Fikr,Dımaşk;Alusi,Ruhu’l Meani,Daru ihyai turasi’l Arabiy,Beyrut;Suyuti,Durru’l Mensur,Kahire/ İmam Maturidi kendi görüşüne delil olarak Yusuf süresi 17. Ayeti göstermiştir.Amelin imandan cüz olmadığına dair bizim pek çok delilimiz vardır bunlar arsında şunları gösterebiliriz ;
I.     İbrahim süresi 31.ayette Allah Teala o kişileri daha namaz kılmadan mümin olarak isimlendirmiştir. “Ey iman edenler; sizin üzerinize oruç (tutmak) farz kılındı” (Bakara, 183). Bu ve benzeri ayetlerde, (Bakara, 153, 187; Ali İmrân 59; Enfâl, 27; Nûr, 21; Ahzâb, 70; Cum’a, 9) önce “iman edenler” diye hitap edilmiş, sonra amel istenmiştir.Yani amel yapmamış olmalarına rağmen onlara mümin demiştir.Maide süresi 6.ayette de aynı durum söz konusudur.
II.     “İman eden ve iyi amel işleyen kimseleri Cennetimize koruz.” (Nisa,57). Bu ve benzeri ayetlerde (Bakara,227; Yunus,9; Hûd, 23; Lokman, 8; Fussilet 8; Buruc, 11; Beyyine, 7; Ankebut 7, 9, 58; Fâtır 7; Şûrâ, 22) salih amel, imana atfediliyor . Arapça gramer kaidesince, ancak manası başka olan şeyler birbiri üzerine atfedilir. Yani matuf (bağlanan) ile matufun aleyh (kendisine bağlanan) farklı şeyler olmalıdır.(Ali ve Veli geldi,dediğimizde Ali ile Veli aynı şey değil,farklı kişilerdir.) O halde amel, imandan başka olup, ondan bir cüz değildir.
III.     3.”Kim mümin olarak, iyi ve güzel amel işlerse…” (Tâha,112). Bu ayette amelin makbul olması, imanlı olma şartına bağlanmıştır.Şart koşulan şey ile şartın kendisi aynı şey olması mümkün değildir,dolayısı ile amel imandan cüz değildir.
Muhakkikler demiştir ki iman kalp ile tasdiktir.İkrar ise dini hükümlerin o kişiye dünyada uygulanabilmesi için şarttır.Bk.Nesefi,Bahrul Kelam,151-152-153,Daru Ferfur,2.Baskı,2000 ;İmanın sadece tasdik olduğunu gösteren çeşitli deliller için bk. Nesefi,Temhid likavaidi’t Tevhid,s.379, 1.Baskı,1986,Kahire
10-Bedreddin Ayni,Umdetu’l Kari, c.1, s.174, Daru Kütübi’l ilmiyye,1.Baskı,2001,Beyrut;Tasdik ayni rükündür ve hangi durum olursa olsun ikrarın zıttına, rükünlükten düşmesi düşünülemez.İkrar liğayrihi rükündür veya şarttır. Bu yüzden ikrah ve özür durumlarında düşebilir.Bk.el-Ravzu’l Ezher fi Fıkhi’l Ekber,s.249,Daru Beşairu’l İslam,1.Baskı,1998,Beyrut
11-İbn Battal’ın kendi şerhinde belirttiğine göre ‘ ehli sünnetten bir guruba göre iman kavl ve ameldir ve artabilir ve eksilebilir.’’ İmam Malik’ten aktarılan bir görüşe göre ‘iman azalmaz çünkü azalırsa şüphe doğar ve islam dairesinden çıkılmış olunur.’ Abdurrezzak’ın rivayetine göre ‘ Süfyan-ı Sevri,Malik b. Enes,Ubeydullah b. Ömer , Evzai,İbn Atiyye imanı kavl ve amel olarak tanımlar ve azalıp çoğalacağını söylemişlerdir.’Bu görüş, İbn Mes’ud,Hasen el-Basri,Ata,Abdullah İbn Mübarek ve Mücahit’e aittir.Bk.Nevevi,el-Minhac şerhu sahihi Müslim,c.1,s.146,1.Baskı,1929,el Matbaatu’l Misriyye bi’l Ezher; İmam Azam’a göre iman artmaz ve eksilmez.İmam Şafii’ye göre ise artar ve eksilir.İmam Şafii’nin imanın artmasına yönelik delili Feth süresi 4 . ayet ve bir benzeri olan Enfal 2. Ayettir.İmam Şafii,hadisten delil olarak İshak b. Rahuye’nin Müsned’inde (3,671) geçen bir hadise ve Buhari,44;Müslim,193 hadislerine dayanmıştır. Bk.Nesefi,Bahrul Kelam,156-157,Daru Ferfur,2.Baskı,2000 ; İmam Azam,bir şeye olan inanç artmaz ve eksilmez fakat yakinilik açısından artma ve eksilme söz konusu olur.Bk.el-Ravzu’l Ezher fi Fıkhi’l Ekber,s.255,Daru Beşairu’l İslam,1.Baskı,1998,Beyrut; Nesefi,Temhids.384’te belirtildiğine göre iman artmaz ve eksilmez.
12- İman kelimesinin manasının tefsiri hususunda ihtilaf çıktığından azalıp artma konusu gündeme gelmiştir.Kim iman tasdik ve ikrar ve ameldir derse imanın ziyadeliğini ve noksanlığını kabul etmiş olur.İman tasdikten ibarettir diyen için ise durum bunun zıttınadır.Nesefi,Temhid likavaidi’t Tevhid,s.384,1.Baskı,1986,Kahire

Bir yanıt bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmalısınız.