Kuran-ı kerim’den ve hadislerden deliller sunacaksak ilk önce bunların birer uydurma olmadıklarını,başka deyişle hak olduklarını ispatlamak gerekecektir. Kur’an’ın Allah’tan geldiğinin hem aklen hem de naklen ispatı
‘’Eğer kulumuz (Muhammed)e indirdiğimizden şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi(ona benzer) bir sûre getirin. Allah’tan başka bütün şâhid (yardımcı)larınızı da çağırın; eğer doğru(haklı) iseniz (bunu yapın da görelim).’’(bakara :23)
Görüldüğü üzere kur’an kendi kendini akli bir metodla ispatlıyor.Şimdi şüphe içinde olanlar buyursun da kur’an benzeri bir süre yazsın.Şayet buna gücü yetmiyorsa mantık dairesi içerisinde bulunanlar için inanmaktan başka seçenek kalmayacaktır. Şimdi düşünelim, nice İslam düşmanları var ve onların bir kısmı bu kitabın her ayetinden haberdar çünkü araştırıp çürütme,eleştirme ve böylece insanları İslam dininden uzaklaştırma çabasındalar.O kişiler elbette ki bu ayetten de haberdarlar, peki neden bu ayeti çürütemiyorlar ???Cami minarelerine kurşun sıkan zihniyet,dine karşı saygısızlıkta bulunup kınanma,düşman toplama yerine bu ayeti çürütmeyi başarabilseydi kimse kınayamazdı ve düşman yerine de dost kazanmış olmazlar mıydı ? aynı zamanda da islamdan ayrılan bir yığın insan olmaz mıydı ? kurşun sıkmak yerine mantık dairesi içerisinde hareket etmek kendileri açısından başarı sağlardı ama ayeti çürütebilmenin imkansızlığını bildikleri için, çocuğuna karşı haksız olup da haksızlığa tahammül edemeyen kibirli babaların yaptığı gibi saldırganlaşıyorlar.Gören gözler için,onların bu hareketlerinin kendilerinin acizliğinin bir ıspatı olduğunun farkına varmamak elde değildir.Kur’an benzeri süre getirin’den maksat nedir ?
Esasen yazı ile vâr olan her kitap , yazı ve manadan ibarettir.bu durumda kur’an süreleri de yazı ve manadır. Yazı ve mana içeren bir süre yazmakla ‘’onun gibi bir süre getirin’’ ayeti yerine getirilmiş olunur mu ? elbette hayır çünkü yukarıda yazdığımız iki özellik kitapların sadece genel özelliklerindendir.Bir de özel özellikler vardır.1-Kelime dizilişinin olağan üstü oluşu2-Gramer’inin ustalığının insanları hayrete düşürmesi3-Arap edebiyatı uzmanlarını bile şaşırtan edebi yönü4-Gayb âlemi ve buradaki varlıklardan haber vermesi5-Ahlak bilgisi ve eğitim yönü6-Delile önem verip delil ile meydan okuması7-Deneysel olup çürütülemeyecek bilgiler sunması8-Kendi çağındakilerinin bilmediklerini,geleceği içermesi
Kur’an(ilâhi mana ve dolaylı olarak yazı) gelecekten haber verdiğine göre ; kendisinin bulunduğu çağdaki insanların(hz.Peygamber de geleceğe dair bilgileri bu ilâhi manadan öğrenmiştir.Bir başka deyişle bu bilgiler kendisine ait değildir.) bu bilgiyi bilmiyor olması gerekir. bu durumda gelecekten haber verecek bir kitap yazmaya çalışan kendi çağında bilinmeyen ama ilerde bilinecek bir şey yazmalı ki kitaba ekleyeceği bilgiyi en azından kendisi bildiğine göre yaşanılan çağda bilinmemesi gerekir,kuralına uyulması imkansızlaşır bu durumda da gelecekten haber verebilecek bir kitap yazılabilmesi imkansızdır dolayısıyla benzer bir süre yazılabilmesi,icat edilebilmesi imkansızdır.
Kur’an’ın gelecekten haber verdiği, sözümüz ise yine deneye dayalıdır ; 1400 yıl önceden beri ‘’bu kitabın benzerini asla yazamayacaksınız.’’ Dediğine göre , gelecekten haber vermiş,geleceği biliyor olmadı mı ? öyleya hala benzeri yazılamadıysa ( yazıldı diyen ispatlamalıdır )ki yazılamadı, bu durumda geleceği bilmiş oldu ve deneye dayalı olarak karşıtlarını susturdu.
YAZAN : EfsuNKAR