Ahd-i Atik’in özellikle Hezekiel ve Daniel bölümlerinde sayılara ilişkin gizemli bir esinti algılamak mümkün olmaktadır. Gerçekten de bu değimlerin salt sayı bildirmek olmadığı, aksine sayıların kutsiyetine ilişkin mesajlar içerdiği anlaşılmaktadır. Eski Ahid’in isimlerini zikrettiğimiz bölümlerinde pek çok örnek bulunmakla birlikte[32] çarpıcı olanlarından birkaç tanesi şöyledir:
“…Ve ortasında, sanki ateş ortasında ışıldayan maden. Ve onun ortasından dört canlı mahluk benzeri çıktı. Ve onların görünüşü şöyle idi:
Onlarda insan benzeyişi vardı ve her birinin dört yüzü vardı ve onlardan her birinin dört kanadı vardı. Ve ayakları doğru ayaklardı ve ayaklarının tabanı gibi idi ve cilalı tunç gibi parıldamakta idiler. Ve dört yanlarında, kanatları altında insan elleri vardı; dörd ünün de yüzleri ve kanatlan şöyle idi:
Kanatları birbirine bitişmişti; yürüdükleri zaman dönmüyorlardı; her biri dosdoğru olarak ileri yürüyorlardı. Yüzlerinin benzeyişi ise, onlarda insan yüzü, sağda dördünün öküz yüzü, dördünün de kartal yüzü vardı.”[33]
“Ve şarka doğru olan kapının hücreleri, bu yanda üç, ve o yanda üçtü; üçünün ölçüsü birdi ve bu yandan ve o yandan süvelerin ölçüşü birdi.”[34]
“Daniel söyleyip dedi: Geceleyin rüyetimde gördüm ve işte, göklerin dört yeli büyük denize saldırdılar. Ve denizden, birbirinden farklı dört büyük canavar çıktı.”[35]
Ahd-i Cedit’te ise Yuhanna bölümünde Hurufîliğe temel olabilecek veriler açık olarak görülmemekle beraber sayılarla ilgili değimler zaman zaman göze çarpmaktadır.[36]
İslam öncesi kültürlerin Adem motîfiyle ilgili algılamalarında da çeşitli Hurufî kökler gözlemek mümkündür. Hatta bu motif her kültürün derinliklerinde görülebilmekte ve bunlara kabaca Kabalizm adı verilmektedir. Üstelik bu kavram değişik medeniyetleri ihtiva etmek üzere de Yahudi Kabalizmi, Hıristiyan Kabalizmi, İspanya Kabalizmi gibi çeşitli isimler almaktadır.[37]
Sözgelimi Mandeizm dinindeki merkezi gnostik doktrinlerden birisi “yaratılışta alfabenin rolü”dür ve gizli kitaplarda yaratılış her tavsif edildiğinde alfabenin sembolizminden yararlanılmaktadır. Örneğin Alf Trisar Suialîa adlı Manden metninde şu ifadeler yer almaktadır:
“… İlk Büyük Işığı, Işığın Kaynağını, alfabenin yirmi dört harfin annesini -ki o benim eşimdir- övgüyle an…”[38]
Yine Alf Trisar Suialia ‘da:
“…Ve O, alfabeyi LABGD1 telaffuz etti ve denemek için maharetini onlara verdi, onları (harfleri) inceledi ve uzunluk ve derinliklerini şakule vurdu. Ve O, Ruhlar Kitabını ve tüm kitapları okudu” ifadeleri yer almaktadır.[39]
Aynı kitapta bir başka mistik ve anlaşılması güç bir pasaj da, ilk insan (Adam Kasia)nın, yani fiziksel insan şeklindeki kozmozun forma girmesinde alfabe harflerinin aracı bir rol oynadığını ifade eden sözlerdir. Zira Mandeizmde makrokozmoz olarak resmedilen ilk Âdem (Adam Qadmaia), insan suretindeki kozmozdur. Alfabe harflerinin Âdem’in şekillenmesinde etkin bir rol oynadığı ifade edilen Alf Trisar Suialia adlı Manden literatürüne göre ilgili yaratılış şu süreçte gerçekleşmiştir:
‘”L” harfi varlık haline gelmiş, ardından “La” meydana gelmiş ve oniki olmuşlardır. “La”nın yansından [gizemli] hayata kadar da oniki vardır. Çünkü canlılığın sırları dört köşesi olan bir kaynağa bölünmüştür. “L” denilen harfe ait olan karşılık ve suret de alfabenin orta yarısında görülebilir. “H” harfi haline geldiklerinde, gizemler ve sırlar kendilerini noksanlı olarak ifade etmeye başlarlar, ancak kendilerini şunları söyleyerek cesaretlendirirler: Eğer biz birbirimizden ayrılır ve her birimiz ayrı ayrı bir yerde yerleşirsek, bina ayakta kalamaz. (Fakat) biz birbirimize yaklaşır ve birbirimize karışıp birleşirsek o zaman binayı mükemmel bir şekilde kurabilir ve düzgün bir tarzda inşa edebiliriz… Onlar birbirlerine hürmet ettiklerinde daha önce zikredilen köşelerde durarak
birbirlerinin ellerini tutarlar ve yönlerini Ona karşı dönerler. Ve O da bütün haşmet ve heybetiyle (onlara.) döner ve onların kendisine yaklaşmalarına izin verir, onlara tanıklığını bahşeder. Ev’de çalışmalarına müsaade eder.”[40]
Yine Alf Trisar Suialia adlı kitapta aynı derecede gizemli şu ifadeler de yer almakta ve bu pasaj Sislam-Rba’nın manevi varlık Büyük ‘Zlat’la gizemli evliliğine değinmektedir:
“…Ve uthralar (zenginler) ve kingler (krallar) En Büyük İlk Baba’ya, Gizli Işığa derler ki:
‘Biz sana yalvarıyoruz, ne olur bize bütün hayvanların, sığırların, balıkların, kanatlı kuşların; tüm tomurcuk veren bitkilerin, akan ırmakların hayatın içine nüfuz etmiş ışık şualarının kendisinden meydana geldiği ABGD[41] (alfabe harflerinin) kaynağını açıkla. Gökyüzü de (Ether) ABGD içinde konuştu. Fakat o, ABGD’den çıkmadı. Onun derinliği nedir? Yüksekliği ne kadardır? Genişliği ne büyüklüktedir ve ondan çıkan yaratıklar (upsurgings) kaç tanedir?…”[42]
Mandenlere ait literatürden anlaşıldığına göre yaratılışın gerçekleşmesi sürecinde harflerin sırları devrededir ve Tanrı’ya ulaşabilmek için de harflerin sırlarına vakıf olmak gerekmektedir.
Ayrıca tüm gnostîk metinlerde “Söz”ün (the Word=Logos) bütünüyle yaratıcı güç olduğu ifade edilmektedir.[43] Sözün de harflerden meydana geldiğinde şüphe olmadığına göre harflere verilen sır son derece anlamlı bir yere oturmuş olacaktır.
Aslında Mandenler bu iddiada da yalnız değillerdir. En erken geniş kapsamlı mistik İbrani metinler üzerine spekülatif düşüncenin ürünü olan Sefer Yesirab’da.[44] bu düşünceye benzer yaklaşımlar söz konusudur. Hatta bu paralelliklerden hareketle Mandeizm ile Yahudilik dininin birbirinden yakından etkilendiği sonucu da çıkarılmaktadır.[45]
Nitekim Sefer Yesirab’ta anlatıldığına göre dünyanın elementleri on temel ve on esas numarada bulunmaktadır ve bunlar da Hebrew alfabesinin 22 harfinde aranmalıdır. Bu harfler bir araya geldiğinde gizemli güçler oluşturmakta ve bu beraberlik bütün yaratılış eyleminde gözlenen değişik bileşimler meydana getirmektedir. Bu harfler, Tanrı’nın bütün mahlukatı yaratırken kullandığı 22 gizli hikmet yoludur.[46]
Gerçekten de Sefer Yesirab’la. Manden gnostisizminde yer alan pek çok nosyon arasında paralellikler gözlenmektedir ve her iki kültürde mevcut benzerliklerden biri de, “yaratılışta, Âdem’in şekillenmesinde alfabenin büyük rol oynadığı”dır. Nitekim pek çok metinde mikrokozmoz olarak insanın şekillenmesinde harflerin etkinliği kati olarak ifade edilmektedir. Sefer Yesimb’ta harfler, insanın çok değişik organ ve uzuvlarıyla ilişkilendirilmekte ve hatta bütün varlıkların temelinin 22 harf olduğu söylenmektedir. Tanrı her şeyi, bütün canlıları ve henüz yaratılmamış tüm ruhları bu 22 harfle tasarlamış, aslını ve şeklini ayarlamış, meydana getirmiş ve yaratmıştır. Bu tür çarpıcı benzerlikler, alfabenin yaratıcı gücü konseptinin yaygın ve ortak bir kaynaktan geldiği görüşünü desteklemektedir. Örneğin vahiy mahsulü olduğuna inanılan Sefer Yesirab’tan seçtiğimiz muhtelif cümleler bu durumu açıkça dile getirmektedir:
“Ten are the ineffable Sephiroth. 9 Twenty-two are the Letters, the Foundation of all things…10
The ineffable Sephiroth are ten, as are the numbers; and as there are in man five fıngers över against five, so över them is es-tablished a covenant of strength, by word of mouth, and by the circumcîsion of the flesh. 11
Ten is the number of the ineffable Sephiroth, ten and not nine, ten and not eleven…12
The ineffable Sephiroth give forth the ten numbers. First; the Spirit of the God of the living; 20 Blessed and more than blessed be the Living God 21 of ages. The Voice, the Spirit, and the Word, 22 these are the Holy Spirit.
Second; from the Spirit he produced air, and formed in it twenty-two sounds—the letters; three are mothers, seven are do-uble, and twelve are simple; but the Spirit is first and above these… 23
He selected three letters from among the simple ones and sealed them and formed them into a great
(II. Bölüm) The twenty-two sounds and letters are the foundation of all things. Three mothers, seven doubles and twelve simples. The three mothers are Aleph, Mem and Shin, they are air, water and fire water is silent, fire is sibilant, and air derived from the Spirit is as the tongue of a balance standing between these contraries which are in equilibrium, reconciling and mediating between them.l
CIII. Bölüm) Two letters produce two houses; three form six; four form twenty-four; five form one hundred and twenty; six form seven hundred and twenty; 39 seven form five thousand and forty; and beyond this their numbers increase so that the mouth can hardly utter them, nor the ear hear the number of them. So now, behold the stars of our world, the planets which are seven; the Sun, Venüs, Mercury, Moon, Satürn, Jüpiter and Mars. The seven are also the seven days of creation; and the seven gateways of the soul of man—the two eyes, the two ears, the mouth and the two nostrils. So with the seven are formed the seven heavens, (41) the seven earths, and the seven periods of time; and so has he preferred the number seven above all things under his heaven. (42)[47]
Şu halde Sefer Yesirah ifadelerine göre hemen her şeyin yaratılışı, harflerin gücü ve aracılığıyla meydana gelmiştir.
Bu düşüncelerin erken Rabinik Yahudiliğine ait bir çok metinde köklü olarak bulunduğu da bilinmektedir, örneğin eski bir Midrasb Tanbuma fragmentinde şunlar yazılıdır:
“Kutsal ve bereketli birisi ‘hizmetkarları derhal istiyorum” dedi. Torah ona şöyle dedi:
“Senin emrine 22 hizmetkar, yani Torah’ta bulunan 22 harf veriyorum…”
Talmud’da (Ber. 55a) yer alan buna benzer bir ifade de şöyledir: “(Çöldeki Tabernacle’ın mimarı) Bezaleel, göklerin ve yerin vasıtasıyla yaratıldığı harfleri bir araya nasıl getireceğini öğrendi”[48]
Sefer Yesirah’ta yukarıda sözü edilen 22 harf, üç kısma ayrılır. Buna göre bu 22 harfin üç tanesi anne harfler (mothers); yedi tanesi çiftli harfler (doubles); oniki tanesi de tekli harfler (singels)dir. Anne harfler İbrani alfabesindeki üç harftir ve bu harfler bütün varlıklarda bulunan üç temel elementi sembolize ederler.
Bunlar da su, ateş ve havadır. Ayrıca bu üç harfin mikrokozmik âlemde, yani insan bedeninde de karşılıkları vardır ve bunlar kafa, karın ve göğüstür. Kafa, ateşten; karın sudan; göğüs ise bunların arasında yer alan havadan meydana gelmiştir. İbrani alfabesinde yer alan 22 harfin yedi tanesi ise çiftli harflerdir ki bunlara “doubles” denmektedir. Çünkü bu harfler, farklı sesler telaffuz etmektedirler ve bunlar kainattaki yıldızlara, haftanın günlerine, insanda yer alan algılama deliklerine ve buna benzer figürlere nüfuz ederek şekillenmiş, tasarlanmış, yaratılmış ve birleştirilmişlerdir. Sözgelimi insanın duygularıyla algılamasına yarayan iki gözü, iki kulağı, iki burun deliği, bir ağzı, hep bu çiftli harflerin nüfuzuyla var olmuştur.[49]
Ayrıca yine insanın sahip olduğu sağlık, güzellik, üretkenlik, kuvvetlilik, hikmetlilik, hayat doluluk ve barışıklık gibi yedi durum da alfabenin yedi çiftli harflerinin tesiriyle meydana gelmiştir, ibrani alfabesindeki tekli harflerin sayısı ise onikidir ve bu harfler insandaki görünüm (sight), duyma, koklama, konuşma, iştah, cinsel arzu, hareketlilik, kızgınlık, neşelîlik, düşünme, uyuma ve çalışma gibi temel aktivetelerine karşılık gelmektedir. Buna ilaveten bu harfler, göksel sferdeki burçların oniki işretlerini, oniki ayı, vücudun temel oniki eklemli uzvunu da sembolize ederler. Sefer Yesirab’ın bazı nüshalarına göre her.bir harf, vücudun belirli organ ve kısımlarına karşılık gelmektedir. Buna göre bu harflerin her biri, insandaki 1- sağ ayağına, 2- sağ böbreğine, 3- sol ayağına, 4- sağ eline, 5- sol böbreğine, 6- sol eline, 7- safra kesesine, 8- bağırsaklarına, 9- midesine, 10- karaciğerine, 11- gırtlağına, 12- dalağına işaret etmektedir.[50]
Alma Risaia Rba adlı Manden metninde Âdem’in hem makrokozmoz hem de mikrokozmoz varlık olduğu belirtilmektedir. Kozmoz yani kainat, onun formunda bina edildiği gibi, insan da kozmoz şeklinde yapılanmıştır. Mandenlere ait gizli metinlerden birisi olan Alma Risaia Rba ya göre yaratılışın ardından “Söz” (the
Word) Âdem’e gelir ve sağ eline Harfi bırakır. Böylece “Söz”, Âdem’e alfabeyi öğretmiş olur.[51]
Yeri gelmişken hemen belirtilmelidir ki bu yaklaşım Kuran’ın temas ettiği Âdem’e isimlerin öğretilmesi durumuyla ilgili uzak da olsa bir yorum olabilmesi açısından oldukça dikkat çekicidir.
Aynı vurgular yine bir Manden metni olan Alma Risaia Zuta’dâ da yer almakta ve şu ifadeler geçmektedir:
“…Daha sonra [Âdem] harfleri sağ eline aldı, onu kokladı, hapşırdı, dua etti ve bütün Işığın sahibi olan Kingi övgüyle andı ve şöyle dedi: ‘Yalvarıyorum sana, bana seninki gibi azametli güç ver’
(Derken) Ona yukardan bir ses gelir ve (o ses) Mahzian Söz’ü göndermiştir ve elinde bir harf .taşımaktadır. (Âdem’e) doğru gelir ve onun sağ eline harfleri koyar ve (Âdem) harfleri üçyüz altmış defa öper, sonra avucunu açar, fakat elindekileri anlamaz. Zihnen sevinç duyar ve Mahzian Söz önünde secdeye kapanır ve daha sonra kalkar, (artık) ABG’yi anlamış ve yavaş yavaş bütün Nasirutha’yı kavramaya başlamıştır.”[52]
Ayrıca bu metinde Âdem Kasia, ayinsel olarak yapılan dualarda ezberden okunan parçalarla ilişkilendirilmekte, onun mikro ve makro kozmoz olması yapılandırılmakta ve Âdem’de yer alan organlar, uzuvlar ve eklemler ibadet şekilleri olarak ele alınmaktadır.[53]
Genel Yahudilik inançları arasında kendilerine bir takım mistik doktrinler isnat eden bazı Rabbiniklerin, İbrani alfabesinin yaratılışta etkin rol oynadığına inandıkları ve Kozmik Âdem kavramına sahip oldukları bilinmektedir. Öyle görünüyor ki diğer Yahudiler de bu tür görüşlerden etkilenmiş, hatta Âdem’i yaratılışta Yaratıcının bir ortağı gibi algılayan aşırı görüşler de ortaya çıkarmaktan geri durmamışlardır, işin biraz da ilginç tarafı şudur: Rabbînikler bu tür aşırı görüşleri heretiklikle damgalamış ve eleştiriye tabi tutmuşlardır.[54] Örneğin Tosefta Sanbedrin adlı literatürde şu ifadeler yer almaktadır: “Bizim rabbimiz şöyle öğretti
Âdem, sabat (cumartesi) gecesi yaratıldı. Ve neden? Minim şöyle söylemesin diye (böyle yaratıldı): Kutsal Zatın yaratma işinde bir ortağı var.”[55]
Aslî Âdem’in (Primal Adam), kozmozda varolan bütün varlıkları kuşatan bir özelliğe sahip olduğu da yine rabbinik kaynaklardan anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Alf Trisar Suialia ve diğer Manden metinlerinde Âdem’in kozmik bedeninin (stuna), evrenin ideal suretine sahip olduğu kadar aynı zamanda maddi olmayan (immaterial) bîr özelliğe de sahip olduğu ifade edilmektedir. Ancak onun bedeni, insanlardakine benzer organları ihtiva eder. Buna göre “Kafa, bir âlem; göğüs bir âlem; her bacak bir âlem; aynı şekilde karaciğer, dalak, bağırsaklar, mide, erkeklik organı, dişilik organı, deri, saç, tırnaklar, sırt ve iç uzuvların her biri ayrı birer âlemdir.
” Bu makro ve mikro kozmoz örneklik teorisi doğrultusunda yeryüzüne de antropomorfik bir şekil verilerek “yeryüzü bir bedendir, hava da onun içindeki ruhtur” denilmiştir. Filizlenmiş dalları, kemikler; ırmakları ise damarlar; kan ise okyanus anlamı taşımaktadır. Bundan dolayı ilk insan (primordial man) ilâhî bir kozmik varlıktır, her şeyin kaynağıdır ve hem insanın hem de yeryüzünün ideal numunesidir.[56]
[32] Bkz. 1 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 42. 1.5 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 42. 2 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 39, 40-, 41: 24. 3 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 10, 21. 4 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 1) 5-6, 8, 10, 15; 10: 9-10, 12, 14, 21; (14): 21; 37: 9; 40: 5, 41, 42, 43. 5 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 7, 30, 48; 41: 2. 6sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 8: 1;40: 5,12; 41: 1. 7sayisı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 22; 45: 20, 21; 23, 25. 8 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 31, 37,41. 10 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 41: 2. 11 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 49. 20 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 49; 41: 2. 25 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 8: 16; 40: 13, 29, 30, 33, 36. 40 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 29: 11, 12; 41: 2. 50 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 40: 15, 29, 33, 36. 100 sayısı hakkında: Eski Ahit, Hezekiel 41: 15. Daha çok sayısal örnek için bkz. Eski Ahit, Hezekiel 41-48. bablar. Daniel Bölümünde ise; 2 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 8: 3, 6, 7. 3 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 6: 1, 10; 7: 5, 8, 20, 24; 8: 1; 10: 1-3; 11: 2. 4 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 1: 17; 3: 25; 7: 2, 3, 6, 7, 17, 23; 8: 8, 22; 10:4;ll:4. 6sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniei 3: 1. 7sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 3: 19; 9: 24. 10 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 1: 15, 20; 7: 20, 24. 12 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 4: 29. 21 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 10: 13 60 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 3: 1. 62 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 9: 24. 70 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 9: 24. 120 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 6: 1. 1000sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 5: 1. 1290 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 12: 11. 1335 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniei 12: 12. 2300 sayısı hakkında: Eski Ahit, Daniel 8: 14.
[33] Eski Ahit, Hezekiel 1: 4-10.
[34] Eski Ahit, Hezekiel 40: 10.
[35] Eski Ahit, Daniel 7: 2-3.
[36] Bkz. 3 sayısı hakkında: Yeni Ahit, Yuhanna 21: 14, 17; 153 sayısı hakkında: Yeni Ahit, Yuhanna 21: 11.
[37] Bkz. Idel, Moshe, Tbe Encyclopedia of’ Religion, “Qabbalab”Md., ed. Mircea Eliade, 1987 New York, c. XII, s. 117-119.
[38] “… Praised be the great First Light, the Wellspring of Light, rnotber of the tıven ty-four letters of’tbe alpbabet, who is my Spouse…”ATS pp. 110-111. Bkz. Drower, E.S., Tbe Secret Adam, Oxford, Clarendon Press, 1960, p. 18.
[39] Bkz. Drower,Tbe Secret Adam, 19.
[40] Alf Trisar Suialia, 181 f.’den nak. Drower, Tbe Secret Adam, 19; Sherbok, Dancohn, “Tbe Alpbabet İn Mandaean and jetvisb Gnosticism”, Religion, 1981, v. II, p. 227-228.
[41] Mandenlere göre alfabedeki her harf bir taçtır (crown) ve Diwan Malkuta ‘laita adlı Manden metninde şu İfadeler yer alır: “Ve o dedi: ‘ABGD’nin 24 harfi, ışıktan yaratılmış 24 kralın giydiği 24 taçtır.”1 Drower, Tbe Secret Adam, 20.
[42] Bkz. Drower, Tlıe Secret Adam, 20.
[43] Bkz. Drower, The Secret Adam, 17.
[44] Sefer Yesirab, yahudiliğin bir nevi yaratılış kitabıdır ve Prof. G. Scholem’e göre üç ile altıncı yüzyıllar arasında derlenmiştir. Drower, We Secret Adam, 17.
[45] Bkz. Sherbok, “Tbe Alpbabet in Mandaean” 227; Ayrıca bkz. Drower, We Secret Adam, 17, 19.
[46] Bkz. Drower, Tbe Secret Adam, 17.
[47] Bkz. http://www.hemietic.coin/texts/yetzirah.html
[48] Sherbok, Tbe Alpbabet in Mandaean”, 230, 231-232.
[49] http://www. hermetic.com/texts/yetzirah. html_Aynca bkz. Sherbok, “Tbe Alpbabet in Mandaean”, 230.
[50] Sherbok, “We Alpbabet in Mandaean”, 230-231.
[51] Sherbok, “Tle Alpbabet in Mandaean”, 228.
[52] Bkz. Drower, Tbe Secret Adam, 26.
[53] Geniş bilgi için bkz. Sherbok, -“Tbe Alpbabet in Mandaean”, 229-230.
[54] Sherbok, “Tbe Mandaeans and Heterodox Judaism”, Hebrew Union College Annual, 1983, v. 54, p. 150.
[55] Ayrıca bu tür aşırı gürüşlerin eleştirildiği rabinik literatürden başka örnekler için de bkz. Sherbok, “Tbe Mandaeaus and Heterodox judaism”, 148-149.
[56] AlfTrisar Suialia, pp. 163 f; l65’dan nakleden Sherbok, “Tlje Mandaeans and Heterodox Jııdaism”, 150. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ünver, Hurufilik Ve Kuran (Nesimi Örneği), Fecr Yayınları, Ankara 2003: 16-24.