İslam şeriatine göre kadının tek başına seyahat etmemesi bilakis kendisine arkadaşlık yapan eşiyle ya da bir mahremiyle seyahata çıkması esastır.
Bu hüküm, Buhari ve diğer hadis kitaplarının İbn Abbas (ra)’tan yaptıkları şu rivayete dayanmaktadır. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur. “Kadın mahremi olmadan yolculuk edemez. Yanında mahremi olmadan hiç bir erkek onun yanına gelemez.”
Hz. Ebu Hureyre (ra)’den merfu olarak şu hadis rivayet edilmiştir “Allah’a ve ahiret gününe inanmış bir kadının mahremi olmadan bir günlük yola (gece ve gündüz dahil) çıkması helal olmaz.” 14
Ebu Said (ra)’den rivayeten “Bir kadın eşi veya mahremi olmadan İki günlük bir yola çıkamaz.” 15
İbni Ömer (ra)’den rivayeten “Kadın üç gece sadece mahremiyle beraber yolculuğa çıkabilir.” 16
Hadislerin ibarelerinden anlaşıldığına göre, rivayetlerin birbirinden farklı olmaları konuyla alakalı soruların farklı olmalarındandır. Ebu Hanife bu konuda İbn Ömer (ra)’in görüşünü tercih etmiş aynı zamanda Ebu Hanife mahremi kısa mesafeli (yani namazı eksiltmeyi gerektirmeyen) alan içinde yapılan yolculuklar için gerekli görmüştür.
Bütün bu hadisler her türlü yolculukları kapsıyor. İster ziyaret için olsun, ister ticaret için isterse ilim öğrenmek için olsun değişmez.
Bazılarının düşündüğü gibi bu hükmün temelinde kadınlara ve onların ahlaklarına karşı su-i zan güdülmemiştir. Sadece onlara karşı kalplerinde şehevi duygular besleyenlerden, kötü niyetli saldırgan kimselerden, yol kesenlerden özellikle de hiç bir güvenliğin, refahın bulunmadığı zamanımızda ve yolcunun her an tehlikelerle burun buruna kaldığı çöl yollarında yolculuk ederken onu korumaktır.
Peki ya beraberinde yolculuk edebileceği bir mahrem bulamazsa ne olacak? Bu durumda kadının yolculuk etmesi vacip mi, müstehap mı yoksa mubah mı olur? Beraberindeki bazı emin erkeklerle ya da güvenilir kadınlarla, yol emin ve güvenilir olduktan sonra yolculuk yapabilir mi?
Fıkıh alimleri haccın kadınlar üzerine farz olduğunu açıklarken bu konuya da değinmişler. Peygamber (s.a.v)’in kadının mahremsiz olarak yolculuk etmesini yasakladığı hadislerini de açıklamışlardır.
a) Bazı fıkıh alimleri hadislerin zahiri manalarından hareketle kadının mahremsiz yolculuğunu men etmişlerdir. Her ne kadar hac ona farz kılınmış olsa da. Bu hükümden hiç bir şeyi kesinlikle istisna tutmamışlardır.
b) Bazı alimler de şehvetleri geçmiş yaşlı kadınları istisna tutmuşlardır. Maliki imamlardan kadı Ebu Veüd elYaci’den de aynı görüş nakledilmiştir. Hadislerin manalarında geçen umumi ifadeleri tahsisleştirmişlerdir. İbn Dakik el-iyd’de bu görüştedir.
c) Bazıları da, yanında güvenilir kadınlarla birlikte yolculuk edenleri istisna tutmuşlardır. Hatta bazı fıkıh alimleri güvenilir bir hür kadınla dahi yolculuk edebileceklerini söylemişlerdir.
d) Sadece yol emniyetini yeterli görenler de vardır. Şeyh’ul İslam İbn Teymiyye’nin görüşü de bu minvaldedir. İbn Muflih ‘Furu’ adlı kitabında İbn Teymiyye’den şöyle dediğini rivayet etmiştir. “Her kadın mahremi olmasa da yolun emniyetli olduğuna güveniyorsa haccını yerine getirebilir. Yalnız yapılan yolculuğun taat seferiyle alakalı olması gerekir.” Kerabisi, nafile hac hususunda da safinin aynı görüşte olduğunu nakletmiştir. Bazı safi imamlarda ziyaret ve ticaret gibi her seferde kadın için mahremi olmasının şart olmadığını söylemişlerdir.
Esrem, İmam Ahmet b. Hanbel’den şu şekilde rivayette bulunmuştur. “Farz olan hacda mahrem gerekmez.” Bunada şunu sebep olarak göstermiştir: “Çünkü o, diğer müslüman kadınlarla yolculuğa çıkmıştır ve onların güvenliği altındadır.”
İbn Şirin: Güvenilir müslüman bir erkekle olmasını yeterli görmüş,
Evzai: Adil bir toplulukla beraber çıkması yeterlidir, demiş İmam Malik: Bir gurup kadınla çıkmasını kafi görmüştür.
İmam Şafi: Güvenilir bir gurup müslüman kadınla olması yeterlidir. Bazı safi imamlar ise, yol emniyeti olduktan sonra kadının yalnız başına yolculuğunu caiz görmüşlerdir.
Hafız İbn Hacer şöyle demiştir. “Şafii döneminde en meşhur görüş, ya kadının zevcesiyle birlikte olması ya mahremiyle ya da güvenilir kadınlarla olması yönündeydi. Kadının güvenilen bir kadınla olmasını yeterli gören görüşler ile Kerasi ve arkadaşlarının ‘el-Mezhep’ adlı kitapta rivayet ettikleri; yol güvenilir olduktan sonra yalnız başına yolculuk edebileceği görüşleri vardır.
Bu görüşler hac ve umre yolculukları için geçerli olduğuna göre tüm yolculuklar için aynı hükmü vermemek gerekir. Bazı alimlerin bu yönde açık ifadeleri vardır. Çünkü maksat, kadının korunmasıdır. Bu da sadece yol güvenliği ve güvenilir müslüman erkeklerle müslüman kadınların bulunmasıyla mümkün olur.
Kadının, yol emniyetiyle ve güvenilir müslüman erkek ve kadınlarla yola çıkabileceğine cevaz veren deliller şunlardır.
Birincisi:
Buhari Sahih’inde rivayet ettiğine göre Hz. Ömer (r.a) Peygamber hanımlarına son hac senesinde hacc etmeleri için izin verdi. Beraberlerinde de Osman b. Affan’la Abdurrahman’ı gönderdi. Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra), Hz. Abdurrahman b. Avf (ra) ve Peygamber’in hanımları bu konuda icma etmişlerdir. Sahabeden hiç kimse de Peygamberin hanımlarını erkeklerle birlikte hacca gittikleri için eleştirmemiştir. Bu görüş icma olarak kabul edilir.
İkincisi:
Buhari ve Müslim’de geçen Adiy bin Hatim (ra)’in rivayet ettiği, bir hadiste Peygamber (s.a.v) İslam’ın geleceğinden, yayılmasında ve yeryüzünün her köşesinde minarelerin yükselmesinden bahsederken şunları da söyledi: “Öyle bir zaman gelecek ki, bir kadın yanında kocası dahi olmadan, Kabe’yi ziyaret etmek için Hiyra’dan (Irak’ta bir bölge) yola çıkacak ve Allah’tan başka kimseden de korkmayacaktır.”
Bu hadis yalnızca böyle bir zamanın geleceğini haber vermekle kalmıyor; aynı zamanda bunun (kadının yola çıkmasının) caiz olduğunu da gösteriyor. Çünkü hadis, İslam’ın gölgesinde yaşayanların emniyette ve güvencede olacağından övgüyle bahsediyor.
Biz buraya iki önemli hükmü de eklemek istiyoruz.
1) Muamelatta asıl olan, imana ve maksatlara yönelmektir. İbadi hükümlerde asıl olan ise mana ve maksatlara yönelmeksizin ibadetleri tam anlamıyla yerine getirmek ve yerine getirilmesinde kusur etmemektir. İmam Şatibi de bunu tesbit etmiş açıklamış ve buna delil olarak çeşitli görüşler ileri sürmüştür.
2) Zata haram olan şey sadece zaruret anlarında mubah olur. Aynı şekilde, günahlara yol açacağından dolayı yasak edilen ameller de sadece zaruret (ihtiyaç) anlarında mubah olurlar. Şüphesiz; kadının yanında mahremi olmadan seyahat etmesinin haram olması da, bu türden bir hükümdür.
Ayrıca şunuda eklemek gerekir; günümüzde yolculuk etmek, eski devirlerde yapılan yolculuklara hiç benzemez. O zamanlar yolculuğa çıkan kervanlar susuz çöllerden geçerken hırsızlara yol kesicilere karşı koyabilmek için genç ve cesur kişilerce korunurdu.
Şimdiki yolculuklar, bir çok insanı bir defada taşayabilen vapurlarla, trenlerle ya da uçaklarla yapılmaktadır. Buda güvenilirliği ister istemez artırıyor. Kadın için duyulan korkuda ortadan kalkar. Çünkü kadın artık yalnız başına değildir.
Bu nedenle emniyet ve itminanın hissedildiği bir atmosferde kadının haccını yapmasında herhangi bir sakınca yoktur.
Tevfik Allah’tandır.
14 Malik, Buhari ve Müslim, Tirmizi, İbn Mace.
15 Buhari ve Müslim.
16 Buhari ve Müslim.
KAYNAK : PRF.DR.Y.KARDAVİ,Ç.MESELELERE FETVALAR