a. Hareke: Harflerde bulunan sesleri göstermek için onların alt veya üstlerine konulan işaretlerdir. Bu işaretler, üstün (-َ), esre (-ِ) ve ötre (-ُ) olmak üzere üç tanedir. Üstün; ince harfleri “e” (ince harflerden ha, ra, ayn da üstünlü olduğu zaman “a” sesiyle okunur), kalın harfleri ise “a” sesiyle okutur. Esre; ince harfleri “i”, kalın harfleri ise “ı” sesiyle okutur. Ötre; ince harfleri “ü”, kalın harfleri ise “u” sesiyle okutur.
Not: Aslında burada Arapçada, Türkçedeki gibi, tam olarak “a” ve “e” ayırımı olmadığından en doğrusu, “a’ya meyilli / a tonunda” veya “e’ye meyilli / e tonunda” … okumak gerekir şeklinde söylemektir.
b. Kalın okunan harfler: خُصَّ ضَغْطٍ قِِظْْ (خ , ص , ض , ط , ظ , غ , ق)
Ra, harekesi üstün olduğunda kalın olarak okunur. Ha ve ayn ince harflerden olmasına rağmen üstünlü iken “a” ile telaffuz edilir: “harace (حَرَجٌ)”, “alime (عَلِمَ)”
c. Cezim (Sükûn): Cezim, iki harfi birbirine tutturmaya yarar. Harf bağlanırken sakin olarak bağlanır: مَرْ, حَرْ, اَرْ . Sükun iki çeşittir:
i. Lâzımî Sükun: Aslından cezimli yahut şeddeli olup durulduğunda da, geçildiğinde de sakinliği bozulmayan sükuna denir: (Yasin 36/1, s. 439) لَمْ يَلِدْ , اَلضَّالِّينَ , يس
(“Yâsîn” deki “ye” üzerinde dik üstün, “sin” üzerinde ise dalga işareti vardır)
ii. Ârizî Sükun: Durulduğu zaman ortaya çıkan, geçildiğinde kaybolan sükûndur:
يَعْلَمُونْ ← يَعْلَمُونَ , بَصِيرْ ← بَصِيرٌ
d. Sâkin Nûn: Cezimli nûn’a (نْ) denir.
e. Sâkin Mîm: Cezimli mim’e (مْ) denir.
f. Şedde: Bir harfi iki defa okutmaya yarar. Harf, birinci okuyuşta sakin olarak, ikinci okuyuşta ise harekesine göre okunur. İkinci okuyuşa geçmeden evvel, harfin mahreci üzerinde bir elif miktarı beklenir. Eğer şedde mim veya nun üzerinde ise, bu bekleme halinde ses genize verilir (gunneli okunur), ikinci okuyuş ise harfin mahrecinden olur. Şeddede en az bir eliflik vurgu yapılmalıdır, efdali 1,5 / 2 elif miktarı vurgu yapmaktır: اَنَّ, اَمَّا, بَثَّ