Meleklere iman farzıdır çünkü meleklerin varlığı âyetle sabittir.(Bakara :98,177,285) Ayrıca farz olan bir hükme inanmayan kişi dinden çıkar.
Meleklerin özellikleri :
‘’ Gökleri ve yeri yaratan , melekleri ikişer üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamd olsun.’’ (Fatır:1) Demek ki meleklerin kanatları vardır.
Cebrail (a.s) Hz. Meryem’e insan şeklinde görüldüğü âyetle (Meryem :16-17) sabit olduğuna göre melekler insan şekline girebilirler ki bu durumda şekil değiştirebildikleri ortaya çıkar.
Ayrıca Peygamber (s.a.s), Cibril (a.s)’i insanlardan biri (Ashaptan Dihyetü’l-Kelbî) suretinde gördüğünü meşhur Cibril hadisinde beyan etmiştir (Buhârî, İman, 1; Müslim, İman, 1)
Meleklerin nurdan yaratıldığının delili “Melekler nurdan yaratıldı.” (Sahih-i Müslim 7/226 (1333 H.)) buyurmuştur.
Meleklerin yemeyen içmeyen varlıklar olduğu hep söylenir.Bunun delili de Hud suresi 69 ve 70. Âyetlerdir.
Meleklerin cinsiyeti olmadığının delili de ‘’ onlar Rahman’ın kulları olan melekleri dişi kabul ettiler.Acaba meleklerin yaratılışlarını mı görmüşler ?… (Zuhruf :19) mealindeki âyettir.
Melekler Allah’a asla itaatin dışına çıkmayan varlıklardır.(Tahrim : 6)
melekler insanlardan önce yaratılmıştır. (Bakara: 30)
Meleklerin başlıcaları :
1- Cebrail :görevi ; vahiy taşımaktır.
Delili : ‘’…kur’an’ı Rabbinden hak olarak ruhulkudüs(cebrail) indirmiştir.’’(Nahl: 102)
2-Azrail :görevi ; ölüm esnasında canlıların ruhunu teslim almak.
Delili : ‘’de ki : size vekil kılınan ölüm meleği(Azrail) canınızı alacak,sonra rabbinize döndürüleceksiniz .’’(Secde : 11)
3-Mikail : Mikail’in ismi Kur’an-ı Kerim’de yalnız bir defa geçer.
“Kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa, (bilsin ki) şüphesiz Allah da kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara: 98)
4-İsrafil : “(İsrâfil tarafından birinci sefer) Sûr’a üflenince Allah’ın dilediği (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayılırlar (ölürler). Sonra Sûr’a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarından kalkıp bakınıp dururlar.” (Zümer:68)
Peygamber (s.a.s)’e Sûr’un mahiyeti sorulunca şöyle demiştir: “Üfürülen bir boynuzdur.’’(Ahmed b. Hanbel, Müsned: 196)
Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İsrâfil Sûr’u tutmuş hazır bir şekilde kendisine ne zaman üfürmek için emredileceğini bekliyor.’’(Taberî, Câmiu’l-Beyân: 7/211; İbn Kesir, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azim, Mısır, t.y. 3/276.)
5-Kiramen katibin : görevi ; insanın sağında ve solunda bulunup,insanın yaptığı iyi ve kötü şeyleri not almak.
Delili : ‘’ iki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarınızı yazmaktadırlar…’’(Kaf : 17-18)
“Gece bu takım melekler, gündüz bir takım melekler size gelirler. Bunlar, sabah ve ikindi namazlarında bir araya gelip buluşurlar. Sonra sizinle kalmış bu meleklerden yukarıya çıkanlara, Rableri-onların hallerini en iyi bilen olduğu halde- kullarımı ne halde bıraktınız? diye sorar. Onlar da namaz kılarlarken bıraktık; namaz kılarlarken kendilerine gittik derler.”( Buhârî, Mevakid: 16; Bed’ül-Halk: 6; Müslim, Mesacid: 210; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 2/257, 486; Nesâi, Salât: 21.)
6-Hamele-i arş: Görevi ; arşı taşımaktır ki zaten adları ile görevleri ayndır.
Delili : ‘’arşı yüklenen, bir de onun çevresinde bulunanlar(melekler) rablerini hamd ile tesbih ederler…’’(Mümin : 7)
7- Zebani : Görevi ; cehennemlikleri cehenneme atmaya memur edilen melek, cehennem bekçisi.
Delili : Biz o ateşin bekçiliklerine meleklerden başkasını memur etmedik” (Müddessir:31)
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında iri gövdeli, sert tabiatlı, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.“ (Müddessir:27-31)
8-Münker – Nekir : Görevi ; Ölen kimseyi mezarında sorguya çekmek ve gerektiğinde onları cezalandırmak.
Delili : “Ölü defnedildiğinde, ona gök gözlü simsiyah iki melek gelir. Bunlardan birine Münker diğerine de Nekir denir. Ölüye:
“Bu adam (Rasûlüllah) hakkında ne diyorsun?” diye sorarlar. O da hayatta iken söylemekte olduğu;
“O, Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Allah’tan başka Allah olmadığına, Muhammed (s.a.s.)in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim.” sözlerini söyler. Melekler;
“Biz de bunu söylediğini biliyorduk zaten” derler. Sonra kabri yetmiş çarpı yetmiş zira’ kadar genişletilir ve aydınlatılır. Sonra ona
“Yat!” denir. “Aileme dönüp onlara haber versem mi?” diye sorar. Onlar da;
“Akrabalarından en çok sevdiği kimseden başkası kendisini uyandırmayan… uyuması gibi uyu!” derler. Böylece, yattığı yerden, Cenab-ı Allah onu tekrar diriltinceye kadar uyur. Eğer münafık ise,
“İnsanların söylediklerini duyup aynısını söylerdim, bilmiyorum.” der. Melekler de,
“Böyle söylediğini zaten biliyorduk” derler. Sonra arza:
“Onu sıkıştır” denir. Arz onu sıkıştırır da kaburga kemikleri birbirine geçer. Allah onu yattığı bu yerden tekrar diriltinceye kadar kendisine azap edilir.( Tirmizi, Cenâiz: 70)
Not : İbn Hacer’in akait fetvalarına baktığımızda kendisi hadislere dayalı şöyle der :’’ Bu, işlenen haramın büyük veya küçük olmasına göre değişir. Bazı ölüler affedilebilir, bazıları affedilmez. Bazı günahkarlar azap görmeyebilir ve bazıları için azap sürekli olur. Bazılarından ise azap daha sonra kaldırılabilir.’’
YAZAN : EfSuNkAR