Namazın beş vakit olduğu âyet ve hadislerle sabittir :
‘’ Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.’’(İsra : 78)
Kurtubi şöyle der : tefsirciler bu âyetin 5 vakit namaza delalet ettiği hususunda icma’ vardır.
Ayrıca aşağıdaki ayette namazın beş vakit olduğuna delil olarak kullanılmaktadır:
‘’ Gündüzün iki tarafında (sabah, akşam) ve geceye yakın saatlerde namaz kıl; çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.’’(Hud : 114)
Hadisten delilleri :
Namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mirac (İsrâ) gecesinde farz kılınmıştır. Enes b. Mâlik’ten rivâyete göre özet olarak şöyle demiştir:
“Hz. Peygamber (s.a.s)’e İsrâ gecesi, namaz elli vakit olarak farz kılındı. Sonra azaltıldı ve beş vakte düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi: Ey Muhammed, şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. Senin için bu beş vakit namaz, elli vakit namazın karşılığıdır.” (Buhâri, Salat, 76, Enbiya, 5; Müslim, İman, 263; Ahmed b. Hanbel, V,122,143)
(Necidli’lerden biri) Resûlullah (s.a.v)’a İslâm (farzların)dan soruyor, Resûlullah (s.a.v):
“Gece ve gündüzde beş (vakit) namaz”(sana farzdır) buyurdu. Adam:
Bana onlardan başkası yok mu? diye sordu. Efendimiz: “Hayır, ama nafile kılarsan müstesna’,’cevabım verdi. (Buhârî, hıyel 3; iman 3; savm I; şehâdât 26; Müslim, iman 8-9; Nesâî, salât 4, siyam 1, iman 23; Muvatta’, sefer 94; Dârimi, 208; Ahmed b. Hanbel, I, 162.)
“Resülullah (s.a.v)’a Mi’râc’a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi:
“Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır.” (Buhârî, Bed’ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu’l-Ensâr 42; Müslim, İman 259, (162); Tirmizî, Salât 159, (213); Nesâî, Salât 1, (1, 217-223)
‘’ Beş vakit namazı Allah farz kıldı.Her kim bu namazların abdestini tam alır, onları vaktinde kılar, rükû ve huzûlarını eksiksiz yaparsa, Allah’ın, onu bağışlayacağı hakkında va’di vardır.Herkim de bunu yapmazsa, Allah’ın ona bir va’di yoktur. İsterse onu bağışlar, isterse azaba uğratır!” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 317, Ebu Davud, Sünen, c.1, s:115, Nesaî, Sünen,c.1,s:230, Beyhakî, Sünenü’l-kübrâ.c.3.S:366)