Arapça’da olumsuzluk ifade eden kelimeler üç grupta toplanır. Bunlar harf, isim ve fiildir.
A. Harfle Olumsuzluk:
مَا ,إ ْ ن , َ لاتَ ,َلنْ , 10 َلمّا ,َلمْ ve َ لا gibi harflerle yapılan olumsuzluktur. Bu harfler girdikleri
kelimelerin anlamını olumsuzlaştırmanın yanı sıra, gerekli şartları taşıyorlarsa kelimenin
sonlarında da ref, nasb, cezm ve hazif gibi değişiklikler yaparlar.
Bu kelimeleri amel edip etmemeleri, isim ve fiilin başına gelmeleri, isimlerden nekre veya marifeye, fiillerden de mâzî veya muzâriye girmesi ile bunlarda amelleri gibi özellikleri göz önüne alarak şöyle ele alabiliriz:
: َلمْ . 1
Muzâri fiilin başına gelip, fiilin anlamını mutlak olumsuz mâzîye çeviren cezm
harfidir11.
﴾ َل مْ يَلِدْ ولم يُوَلدْ ﴿ O doğurmadı ve doğurulmadı12.
9 Ergin, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, İstanbul, 1984, s.160; Türkçe’nin Grameri, s.201-202.
لماّ muzari fiilin başına gelirse harf, mazi fiilin başına gelirse isim olur. 10
11 İbn Hişâm, Muğni’l-lebîb ‘an kutubi’l-e‘ârîb (nşr. Muhammed Muhyiddîn Abdulhamîd), Beyrut, 1992, I, 305; Galâyînî, Mustafa, Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, Beyrut, 1412/1992, II,183-184.
12 İhlâs 112/3; Makalede geçen ayetlerin tercümeleri şu meallerden alınmıştır: Çantay, Hasan Basri, Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Kerîm, İstanbul, 1984; İslâm Ansiklopedisi, Kur’ân-ı Kerîm ve Açılamalı Meâli, Ankara, 1993; Yıldırım, Suat, Kurân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli, İstanbul, 1998 .
122
Arapça Cümle Kuruluşunda…
: َلمّا . 2
Muzâri fiilin başına gelip, fiilin anlamını, mustağrak olumsuz mâzîye çeviren cezm
harfidir13.
بَ ْ ل َلمّا يَذوُقوا عَذا ِ ب ﴾ ﴿ Doğrusu onlar azabımı henüz tatmadılar14.
َلمْ ve َلمّا ’in cezm etmesi, kendilerinden sonra gelen fiilin müfred-tesniye-cemi,
müennes-müzekker ve sahih-illetli olmasına göre lafzen, mahallen ya da son harfi veya ن
’un hazfiyledir.
َلمْ-َلمَّا يَ ْ كتُبْ، َلمْ-َلمَّا يَ ْ كتُبْنَ، َلمْ-َلمَّا يَرِْم، َلمْ-َلمَّا يَكْتُبَا، َلمْ-َلمَّا يَكْتُبُوا …
َلمْ ile َلمّا arasında hem mânâ, hem de cümle içinde kullanımını itibariyle bazı
farklılıklar vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
a. َلمْ geçmiş zamanı mutlak olumsuz yapar. Bu olumsuzluk geçmişte olmuş ve hâlâ
devam etmektedir.
َلمْ يَ ْ كتُبْ زيدٌ الدَّرْسَ – “Zeyd dersi yazmadı” demektir. Zeyd dersi yazmamıştır ve yazma
ihtimali de yoktur.
َلمّا ise, geçmiş zamanı olumsuz yapıp, olayın geçmişten şimdiye kadar bu
olumsuzluk üzere devam ettiğini ancak, bundan sonra aynı olayın olumlu olma
beklentisini vermektedir. Bu da ‘henüz’ ile ifade edilir.
َلمّا يَ ْ كتبْ زيدٌ الدَّرسَ – “Zeyd dersi henüz yazmadı” demektir. Zeyd dersi yazmamıştır
ancak, bundan sonra yazabileceği, yazma ihtimali taşıdığı anlaşılmaktadır.
b. َلمْ şart edatı ile gelirken, َلمّا gelemez. Ayette ﴾ وإ ْ ن َلمْ تَْ فعَ ْ ل ﴿ şeklinde gelmiştir, fakat إ ْ ن
َلمّا تَْ فع ْ ل şeklinde kullanılmaz15.
c. َلمْ ’in dahil olduğu fiilin hazfi câiz değildir. Ancak َلمّا ’nın fiili hazfedilebilir16.
هل دَخَلتَ البََلدَ؟ َقارَبْتُها وََلمّا؛ أيْ لمّا أدخُْلها.
“Şehre girdin mi? diye soran kimseye; Yaklaştım, henüz girmedim” denilir, ancak ” قارَبْتُها وََلمْ” demek câiz değildir.
: َلنْ . 3
Muzâri fiilin başına gelip, fiilin anlamını müstakbel olumsuz zamana çeviren nasb
harfidir17.
َلنْ يَحْصُ َ ل َذلِكَ Onu elde edemeyecek.
13 Tâcuddîn ‘Ammu ‘Ali, en-Nûru’l-mudî’, Dımaşk, 1971, s.134; Arapça Dilbilgisi, s.52.
14 Sâd 38/8.
15 İbn Hişâm, Şerhu Katri’n-nedâ ve belli’s-sadâ (nşr. Muhammed Muhyiddîn Abdulhamîd), trs., s.84; Muğni’l-lebîb ‘an kutubi’l-e‘ârîb, I, 307; Mâide 5/67.
16 Şerhu Katri’n-nedâ ve belli’s-sadâ, s.84.
17 en-Nûru’l-mudî’, s.134; Mu’cemu kavâ‘idi’l-‘Arabiyyeti’l-‘âlemiyye, s.142.
123
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
َلنْ ’in nasb etmesi, kendisinden sonra gelen fiilin müfred-tesniye-cemi ve müennesmüzekker
olmasına göre lafzen, mahallen ya da ن’un hazfiyledir.
َلنْ يَ ْ كتُبَ، َلنْ يَ ْ كتُبْنَ، َلنْ يَرْمِيَ، َلنْ يَكْتُبَا، َلنْ يَكْتُبُوا …
Bir erkek yazmayacak, bayanlar yazmayacak, bir erkek atmayacak, iki erkek
yazmayacak, erkekler yazmayacaklar…
Bazı kaynaklar لن ’de, olumsuzluğun tekidi anlamının olduğunu da söylemektedir18.
َلنْ يَنْصُرَ Kesinlikle yardım etmeyecek.
: لات . 4
Olumsuzluk harfi olup üç şartla ليس gibi amel eder19:
1- Zamana delalet etmesi (َّسلا الحِين ,الوَْقت , اعَة gibi),
لاتَ وقتَ راحَةٍ Dinlenme zamanı değildir.
2- İsmi ve haberinin aynı lafızdan olması,
نَدِمَ البُغَاةُ، وَلاتَ سَاعََة مَنْدٍَم وَاْلبَغْيُ مُرْتَعُ مُبْتَغِيهِ وَخِيمُ
“Zalimler (yaptıklarına) pişman oldu ama, artık pişmanlık zamanı değildir.
Zulmedenin sonu kötüdür.”20
3- İsim veya haberden birinin hazfedilmesi. Bu hazif çoğunlukla isimde olur.
وَ َ لاتَ حِينَ مَنا ٍ ص ﴿ Ama o vakit kurtuluş zamanı değildi21. ﴾
لات zamana delalet etmeyen bir isme girdiğinde ameli ilgâ olur22:
َلهْفي عََليْكَ لَِلهَْفةٍ من خَائِفٍ يَبغِي ِ جوَاركَ حِينَ َ لاتَ مُجيرُ
“Hiçbir komşunun bulunmadığı zamanda sana komşu olmak isteyen korkak kişinin
telaşı gibi telaşlanmıyorum.”23
: إ ْ ن . 5
ما mânâsına gelen olumsuzluk harfi olup isim ve fiil cümlesine dahil olur24.
ْنإ ﴿َأ رَدْنا إ ّ لا اْلحُسْنَى﴾ İyilikten başka maksat gütmedik25.
İsim cümlesine dahil olduğunda çoğunlukla hasr edatı لاإ ’nın bitişmesiyle ameli ilgâ olur.
إنِ اْل َ كافِرُون إ ّ لا فِي ُ غرُور﴾ ﴿ Doğrusu kâfirler büyük bir aldanış içindedirler26.
18 Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, II,169; Mukayyed Sarf Cümlesi (Emsile), İstanbul, trs. s.237.
19 el-Minhâc fi’l- kavâ‘id ve’l-i‘râb, s.310; Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, II,295; en-Nûru’l-mudî’, s.135.
20 Ya‘kûb, Emîl Bedi’, Mu‘cemu’l-mufassal fî şevâhidi’n-nahvi’ş-şi‘riyye, Beyrut, 1992 s.883, (kâili: Muhammed b. İsâ. bahri: Tavîl).
21 Sâd 38/3.
22 Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, II,297.
23 Mu‘cemu’l-mufassal fî şevâhidi’n-nahvi’ş-şi‘riyye, s.391, (kâili: Şemerdel. bahri: Kâmil).
24 Muğni’l-lebîb ‘an kutubi’l-e‘ârîb, I,30; el-Minhâc fi’l-kavâ‘id ve’l-i’râb, s.204.
25 Tevbe 9/107.
26 Mülk 67/20.
124
Arapça Cümle Kuruluşunda…
Pratikte çok az kullanılan نإ ’in سيل gibi amel etmesinin iki şartı vardır27:
1- Haberinin isminin önüne geçmemesi,
2- Olumsuzluğunun لاإ ile bozulmaması.
إنِِ اْلمَرءُ مَيتًا ِبانْقِضَاءِ حَيَاتِه وََلكنْ بَأ ْ ن يُبْغَى عََليْه فَيُخذَلا
“Kişi hayatının sona ermesiyle ölmüş olmaz, fakat kendisine zulmedilip hakarete uğradığı zaman ölmüş olur.”28
6. ام :
Olumsuzluk harfi olup isim ve fiil cümlesine girer. Fiil cümlesine dahil olduğunda amel etmez29.
وَمَا يَنْطِقُ عن اْلهَوَى ﴾ ﴿ O kendi hevâ ve hevesinden konuşmuyor30.
İsim cümlesine dahil olduğunda çoğunlukla hasr edatı ّلاإ ’nın bitişmesiyle ameli ilgâ olur.
وَمَا مُحَمّدٌ إ ّ لا رَسُو ٌ ل ﴾ ﴿ Muhammed sadece Resuldür31.
َل يْسَ gibi amel etmesinin üç şartı vardır32.
1- Haberinin isminin önüne geçmemesi,
2- Kendisinden sonra ْنإ gelmemesi,
3- Olumsuzluğunun ّلاإ ile bozulmaması.
مَا هَ َ ذا بَشَرًا﴾ ﴿ Bu bir insan olamaz33.
Bu şartlardan biri eksik olursa ameli ilgâ olur ve kendisinden sonra gelenler mübteda ve habere dönüşür.
بَني غُدانٍََة! مَا إ ْ ن أنتُمُ ذَهبٌ وَ َ لا صَريفٌ، ولكنْ أنتُمْ ا َ لخزَفُ
“Ğudane oğulları! Siz ne altın ne de gümüşsünüz, olsa olsa çömleksiniz.”34
ام ’nın ismi marife geldiği gibi nekre de gelmektedir35.
ام أحدٌ َأْفضَ َ ل مِنَ اُلمخْلِ ِ ص في عَمَلِهِ Hiç bir kimse, işinde samimi olandan daha faziletli değildir.
Haberinin başına, سيل’ deki gibi ءابلا harf-i ceri zâid olarak gelebilir.
ام حَديَقُة بَيْتِنا ِبوَاسِ ٍ ع Evimizin bahçesi geniş değildir.
7 a. لا :
27 Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, II,296; el-Minhâc fi’l- kavâ‘id ve’l-i‘râb, s.205.
28 Mu‘cemu’l-mufassal fî şevâhidi’n-nahvi’ş-şi‘riyye, s.650 (kâili: -. bahri: Tavîl).
29 Muğni’l-lebîb ‘an kutubi’l-e‘ârîb, I,333; el-Minhâc fi’l-kavâ‘id ve’l-i’râb, s.323; en-Nûru’l-mudî’, s.136.
30 Necm 53/3.
31 Âl-i imrân 3/144.
32 İbn Mâlik, Şerhu İbni ‘Akîl, Beyrut, 1415/1995, I,279-280.
33 Yûsuf 12/31.
34 Mu‘cemu’l-mufassal fî şevâhidi’n-nahvi’ş-şi‘riyye, s.569, (kâili: Belli değil – bahri: Basît).
35 Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, II,293.
125
F.Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2001 11 (2)
En yaygın kullanılan olumsuzluk harfidir. İsim ve fiil cümlesine girer. Fiil cümlesine dahil olduğunda amel etmez36.
َلا يَنْبَغِي َلكَ أ ْ ن تَتَ َ كاسَ َ ل Tembellik yapman uygun değildir.
İsim cümlesine dahil olduğunda ekseriyetle amel etmez, tekrarı da vaciptir.
﴾ َلا﴿ خَوْفٌ علي ِ همْ وَ َ لا هُمْ يحْزَنو َ ن Onlara ne bir korku, ne de hüzün vardır37.
Aynı şekilde fiil-i mâzî , haber, sıfat ve halin başına geldiğinde tekrarı vaciptir38.
﴿َفَلا صَدَّقَ ولا صَلَّى ﴾ Ne dini tasdik etmiş, ne namaz kılmıştı39.
زَيدٌ َ لا َ كاتِبٌ ولا شَاعِرٌ Zeyd ne yazar, ne de şairdir.
◌ٌ جَاءَ رَجُ ٌ ل َ لا َ طوي ٌ ل وَ َ لا َقصير Ne uzun, ne de kısa olan adam geldi.
◌ً جَاءَ زيدٌ لا ضَاحِكًا وَ َ لا بَاكيا Zeyd ne ağlayarak ne de gülerek geldi.
َل يْسَ gibi amel etmesi çok az olup üç şartı vardır40:
1- İsminin ve haberinin nekre olması,
2- Haberinin isminin önüne geçmemesi,
3- Olumsuzluğunun ِإَّلا ile bozulmaması. تَعَزَّ َف َ لا شَيءٌ عََلى الأَرْ ِ ض بَاقِيا وَ َ لا وَزَرٌ مِمّا َقضَى اللهُ وَاقِ اي
“Metin ol! Yeryüzünde hiçbir şey kalıcı olmadığı gibi, hiçbir sığınak da (insanları) Allah’ın takdirinden koruyacak değildir.”41
Yukarıda anlatılan dört edat ( ْنإ -َلا َ لا – مَا – تَ ) nahiv kaynaklarının çoğunda َليْسَ ’ye
benzeyen edatlar olarak zikredilmektedir.
َلا olumsuzluk anlamı dışında nehiy (yasaklama) mânâsına da kullanılır. Bu mânâda kullanıldığında sadece fiile girer. Dahil olduğu fiilin anlamını nehiy (olumsuz emir) yapıp, cezm eder.
للها َ لا تَقْنَطوا مِن رَحْمَةِ Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz42.
Bu harfin cezmi -َل مْ ve َلمّا ’in cezm etmesi gibi olup- kendisinden sonra gelen fiilin
müfred-tesniye-cemi, müennes-müzekker ve sahih-illetli, olmasına göre lafzen, mahallen
ya da son harfin veya ن ’un hazfiyledir.
او َ لا يَ ْ كتُبْ، َ لا يَ ْ كتُبْنَ، َ لا يَرِْم، َ لا يَكْتُبَا، َ لا يَكْتُبُ …
36 el-Minhâc fi’l- kavâ‘id ve’l-i‘râb, s.305; en-Nûru’l-mudî’, s.136; eş-Şartûnî, Reşîd, Mebâdiu’l-‘Arabiyye 4, trs, s.370.
37 Ahkâf 46/13.
38 el-Minhâc fi’l- kavâ‘id ve’l-i‘râb, s.305; en-Nûru’l-mudî’, s.136; Mebâdiu’l-‘Arabiyye 4, s.370.
39 Kıyamet 75/31.
40 en-Nûru’l-mudî’, s.136; Çörtü, M. Meral, Arapça’da Cümle Kuruluşu Ve Tercüme Teknikleri, İstanbul, 1997, s.180.
41 Mu‘cemu’l-mufassal fî şevâhidi’n-nahvi’ş-şi‘riyye, s.1081, (kâili: Belli değil, bahri: Tavîl).
42 Zümer 39/53.
126
Arapça Cümle Kuruluşunda…
Bir erkek yazmasın, bayanlar yazmasın, bir erkek atmasın, iki erkek yazmasın, erkekler yazmasınlar…
b. َلا لاَّن : افِيَة لِْل ِ جنْ ِ س
لا, ّنإ gibi amel ettiğinde لا لاَّن افِية لل ِ جنْس (cinsi hükümden nefyeden-tüm cinsi olumsuz
yapan لا) diye isimlendirilir.
َلا لاَّن افِيَة لل ِ جنْس ‘in amelinin de şartları vardır43:
1- Haberinin ismini geçmemesi,
بو◌ٌ لا شَاهِدَ زو ٍ ر مَحْب Hiçbir yalancı şahit sevilmez.
2- İsim ve haberinin nekre olması,
لا سُرورَ دائِمٌ Hiçbir sevinç devamlı değildir.
3- Harf-i cer bitişmemesi.
َلا ُغَلا مَ رَجُ ٍ ل جَالِسٌ عِنْدَنا Hiçbir erkek (cinsin)in çocuğu yanımızda oturmamaktadır.
İlk iki şarta uyulmadığında amel etmez ve tekrarı gerekir.
لا ◌ٌ زَيْدٌ فِي الدَّاِ ر و َ لا عَمْرو Ne Zeyd, ne de Amr evdedir.
َلا ﴿ فِيها َ غوْ ٌ ل ولا هُمْ عَنْها يُنْزَُفون﴾ O içkide ne sersemletme vardır, ne de onunla sarhoş
olurlar.44
لاةيفان ’nin ismi muzaf veya şibhi muzaf olduğunda mureb, bu iki halin dışında da mebnî olur45.
َلا صاحِبَ عِْل ٍ م مَمُْقوتٌ Hiçbir ilim sahibinden nefret edilmez.
لا َقِبًاحي ◌ٌ فِعُْله مَمْدوح İşi çirkin olan hiçbir kimse övülmez.
َلا ◌َ رَجُل Hiçbir erkek yoktur.
KAYNAK : Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 11 Sayı: 2, Sayfa: 119-136, ELAZIĞ-2001