Peygamberimiz (a.s.), bakınca, orada, tabanı Sahra’da, tepesi semada, meleklerin inip çıktıkları, bakanların ondan daha güzel bir şey görmedikleri,bir Mirac’ın kurulu olduğunu gördü.(İbn Esîr, Kâmil,c.2,s:52) Miraca götürüldüm.Ben, şimdiye kadar,ondan daha güzel bir şey görmedim.O, öyle bir şeydir ki; ölünüz, ölüm anında gözlerini ona diker.(Kastallânî, Mevâhibu’l-ledünniye,c.2,s:24/Zehebî, Târîhu’l-islâm,s:273) Sahibim Cebrail beni kanadının üstüne koydu ona yükseltti.(İbn İshak,İbn Hişam, Sîre,c.2,s:45,Taberî, Tefsîr,c.15,s:14)
Dünya semasına varılınca, Cebrail (a.s.), o göğün kapısını çaldı Bekçisi olan meleğe:
mı ? diye kendisine soruldu.
Cebrail (a.s.): “Yanımda Muhammed (s.a.v) var!” dedi.
“O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.): “Evet! Gönderildi” dedi
Kapı açılıp dünya semasının üstüne çıktıkları zaman, orada oturan, sağında ve solunda birtakım karaltılar bulunan, sağına baktıkça gülen, soluna baktıkça da ağlayan bir zât ile karşılaşırlar. Cebrail (a.s.), Peygamberimize (s.a.v):
“Selam ver ona!” dedi.Peygamberimiz (s.a.v) selam verdi.
O da, Peygamberimiz (s.a.v)’in selamına mukabele etti
ve “Hoş geldin, safa geldin salih peygamber! salih oğlum!” dedi.
Peygamberimiz (a.s.), Cebrail (a.s.) a:
Peygamberimiz kim olduğunu sorunca ; Cebrail (a.s.):
“Bu, atan Adem (a.s)’dir.Sağındaki ve solundaki şu karaltılar da, onun soyundan gelen çocuklarının ruhlarıdır. Onlardan, sağında olanlar Cennetlik, solunda olan karaltılar da Cehennemliktirler!Sağına bakınca güler, soluna bakınca da ağlar!” dedi.
Sonra, ikinci kat göğe yükseldiler
Cebrail (a.s.)o göğün kapısını çaldı Bekçisine:”Aç!”dedi.Bekçi kim olduğunu sordu.Cebrail (a.s.):”Cebrail’im!”dedi.”Yanında kimse var mı?”diye soruldu.Cebrail (a.s.): “Muhammed (a.s.) var.” dedi.”O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):”Evet!” deyince, göğün kapısı açıldı.İkinci semada, teyze oğulları olan İsa b.Meryem ve Yahya b.Zekeriya (a.s.) ile karşılaştılar.Cebrail (a.s.):”Bunlar, Yahya ve İsa (a.s.)’dır.Selam ver onlara!” dedi.Peygamberimiz (s.a.v) selam verdi.Onlar da, Peygamberimizin (s.a.v) selamına mukabele ettiler ve:”Hoş geldin, safa geldin salih kardeş,salih peygamber. dediler ve hayır dua ettiler.İsa (a.s.); orta boylu, hamamdan çıkmış gibi kırmızıya çalar ak benizli, düz saçlı ve yüzü çok benli idi.
Sonra, üçüncü kat göğe yükseldiler.
Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı. Göğün bekçisine:”Aç.” dedi.
“Sen kimsin?” denildi.Cebrail (a.s.):”Cebrail’im.” dedi.
“Yanında kim var?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):”Muhammed (s.a.v) var.” dedi.
“O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):”Gönderildi!” dedi.
Peygamberimiz (a.s.):”Ey Cebrail! Kim bu?” diye sordu.Cebrail (a.s):
“Bu, senin kardeşin Yusuf b. Yakup’tur (a.s.) selam ver ona.” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v) selam verdi.O da, Peygamberimizin (s.a.v) selamına mukabele ettikten sonra:”Hoş geldin! Safa geldin,salih kardeş,salih peygamber!” dedi.
Sonra, dördüncü kat göğe yükseldiler.
Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.”Sen kimsin?” denildi.Cebrail (a.s.):
“Cebrail’im!” dedi.”Yanında kimse var mı?” diye soruldu.
Cebrail (a.s.):”Muhammed (s.a.v) var.” dedi.
“O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):”Gönderildi!” dedi.
Göğün kapısı açılınca, İdris (a.s.) ile karşılaştılar.Peygamberimiz (s.a.v), Cebrail (a.s.) ‘e:
“Kim bu?” diye sordu.Cebrail (a.s.):”Bu, İdris’tir. (a.s.) Selam ver ona.” dedi.
Peygamberimiz(s.a.v)selam verdi.O da, Peygamberimizin(s.a.v)selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimize (s.a.v):”Hoş geldin! Safa geldin, salih kardeş, salih peygamber.” dedi ve hayır dua etti.
Bundan sonra, beşinci kat göğe yükseldiler.
Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.”Sen kimsin?” denildi.Cebrail (a.s.):
“Cebrail’im.’’dedi.”Yanında kimse var mı?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):
“Muhammed (s.a.v) var.” dedi.”O (Miraç için), gönderildi mi?” diye sordu.
“Gönderildi!” cevabıyla mukabele edildi.Göğün kapısı açılınca, orada Harun b. İmran (a.s.) ile karşılaştılar. Peygamberimiz (s.a.v):”Ey Cebrail! Kim bu?” diye sordu. Cebrail (a.s.):
“Bu, kavmi içinde sevdirilmiş Harun’dur.(a.s.) Selam ver ona!” dedi.Peygamberimiz(s.a.v) selam verdi.
O da, Peygamberimizin (s.a.v) selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimize (s.a.v):
“Hoş geldin! Safa geldin salih kardeş,salih peygamber.” dedi. Hayır dua etti.
Sonra, altıncı kat göğe yükseldiler.
Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.”Sen kimsin?” denildi.Cebrail (a.s.):”Cebrail’im!” dedi.”Yanında kimse var mı?” diye soruldu.Cebrail (a.s.): “Muhammed (s.a.v) var.” dedi.
“O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.):”Gönderildi!” dedi.
Göğün kapısı açılınca, orada Musa (a.s.) ile karşılaştılar. Peygamberimiz (s.a.v):
“Ey Cebrail! Kim bu?” diye sordu.Cebrail (a.s.):”Bu, kardeşin Musa b. İmran’dır (a.s.) selam ver ona!” dedi.Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.
Sonra, yedinci kat göğe yükseldiler.
Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.”Sen kimsin?” denildi. Cebrail (a.s.):
“Cebrail’im!” dedi.”Yanında kim var?” diye soruldu.Cebrail (a.s.): “Muhammed (s.a.v) var.” dedi.”O (Miraç için), gönderildi mi?” diye soruldu.Cebrail (a.s.): “Gönderildi.” dedi.
Göğün kapısı açılınca, orada İbrahim (a.s.) ile karşılaştılar ki, kendisi sırtını Beyt-i Mâmur’a dayanış, Beyt-i Mamur’un kapısının önündeki bir kürsü üzerinde oturuyordu.
Beyt-i Mâmur’a her gün yetmiş bin melek girer, girenler de bir daha geri dönmezdi.
Peygamberimiz (a.s.), Cebrail’e (a.s.) bunun ne olduğunu sordu.
Cebrail (a.s.): “Bu, Beyt-i Mâmur’dur.” dedi.İbrahim (a.s.) için de: “Selam ver ona.” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v) selam verdi.O da,Peygamberimizin(s.a.v)selamına mukabele ettikten sonra,Peygamberimize(s.a.v):”Hoşgeldin! Safa geldin,
salih oğlum,salih peygamber.”dedi.Peygamberimiz(s.a.v),Cebrail (a.s.)a:”Ey Cebrail! Kim bu?”diye sordu.Cebrail (a.s.) da:”Bu, atan İbrahim (a.s.)’dir.” dedi.
Sidretü’l-Müntehâ’ya Yolculuk
Cebrail (a.s.), Peygamberimizi(s.a.v), yedinci kat göğün üzerinde bulunan ve Allah’tan başkasınca bilinmeyen makamlara yükseltti. Sidretü’l-Müntehâya kadar götürdü,yükseltti.
“Bu, Sidretü’l-Müntehâ’dır.”dedi.Sidretü’l-Müntehâ ki;Bütün peygamberlerin ve meleklerin işleri ona varır, dayanır.Yaratıkların ilmi onda nihayet bulur,onun yukarısında olanlar hakkında hiçbir bilgileri bulunmaz.Yeryüzünden semaya çıkan, onda nihayet bulur. Alınacağı zaman da, ondan alınır.
Peygamberimiz (s.a.v), Yüce Rabbinin:
“Korkma ya Muhammed Yaklaş!”buyruğunu işitmeye başladı.Nihayet, hiçbir kimsenin hiçbir zaman erişememiş olduğu Yakınlık Makamına, İlahî Kabule, İlahî İkram ve İhsana nail oldu.Rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v):
“Ben, Yüce Rabbimi gördüm.” buyurmuştur.Yüce Allah; Miraç gecesinde, Peygamberimize (s.a.v) vahyetmek istediğini, istediği gibi vahyetti.(Asım Köksal,İslam Tarihi)
Ru’yet (Allah’ın görülmesi) : Araf süresi 143. Ayet , Kıyame süresi 22-23. Ayet, En’am 103. Ayet ve Yunus 26. Ayet ru’yet ile ilgili delil olarak kullanılan ayetlerdendir.
Sahih olmayan hadisler
(Ehli sünnet bilgini olmayan) İbn Teymiyye’nin belirttiğine göre,bu gecenin ihyası için her hangi bir rivayet,delil yoktur.Ayrıca bu geceye has bir ibadette yoktur.
isra ve miraç ile ilgili diğer yazımız