2645 – Netice Fetvalarından: “Satış (muamelesi) şahitleri, satışın zaman ve mekânını bilmeseler, şahitliklerini kabule engel olmaz” (H.Ec. 2/41)
2646 – Abdürrahim Fetvalarından: “Çok söven kimselerin şahitliği makbul olmaz” (H.Ec. 2/41)
2647 – Abdürrahim Fetvalarından: “Kuşbazın şahitliği makbul olmaz” (H.Ec. 2/41)
Açıklama: Kuşbaz tabiri, ekseriyetle güvercin besleyenlere verilen bir isimdir. Bu kuşları beslemede güdülen hedef, çok kere, kuşları vasıta kılarak kumar oynamaktır. Bu durumu alışkanlık haline getiren, boş zamanlarında kuş uçuran ve başka kuşları, elindeki kuşların oyunbazlıkları ile kendi kümesine çekip onlara sahip olmaya kalkan insan fısk ile mevsuf olur. Bu sebeple, kuşbazarın şahitlikleri makbul olmaz.
2648 – Abdürrahim Fetvalarından: “Sığır kasabı olup daima hayvanlara galiz sövmeler yapan Zeyd’in şahitliği makbul olmaz” (H.Ec. 2/42)
2649 – Behce Fetvalarından: “İslâm’ın şartlarını bilmeyen kimsenin şahitliği makbul olmaz” (H.Ec. 2/42)
2650 – Ali Efendi Fetvalarından: “Küçük çocuğun şahitlik yapması makbul olmaz. Fakat küçük yaşta iken şahitlik alıp, ergenlik çağına ulaştıktan sonra şahitliği yapsa makbul olur” (H.Ec. 2/41)
2651 – Abdürrahim Fetvalarından: “Dilsizin şahitliği makbul olmaz” (H.Ec. 2/41)
Açıklama: Dilsizin kendi şahsı ile ilgili akdi makbul ise de, başkası ile alâkalı hususlarda şahitliği muteber görülmemiştir. Zira iki tarafın beyanını duymadığı ve ifadeye muktedir olamadığı için, sadece işareti şahitlik için yeterli görülmemiştir.
2652 – Behce Fetvalarından: “Rehinde şahitlik yapanlar, borcun miktarını bilmeseler şahitlikleri makbul olmaz” (H.Ec. c. 2/41)
Açıklama: Borç alma işinde, alacaklı kişiyi itimat telkin edebilmek için, emaneten verilen şeye rehin denir. Borç ödenesiye kadar o şey alacaklının yanında kalır. Şahitlerin rehin hususundaki sözlerinin geçerli olması, bırakılan rehin ile borcun miktarını bilmesine bağlıdır. Meselâ üç koyun, beş sığır ve yedi sarı lira gibi miktarları bilip ifade edebilmelidir.
2653 – Behce Fetvalarından: “(Fıskını) açığa koyan bir fasıkın şahitliği makbul olmaz”
Açıklama: Bir kimse, dinimizin yasakladığı bir şeyi açıktan işliyorsa, onun günahkârlığı iki kat olur: Biri, işlediği hata; diğeri ise onu açığa koymasıdır. Zira onu gören diğer kimseler de o işi yapmaya cür’et gösteriler.Devamı için tıkla