RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ DÖKÜMANLAR

Şeytanlar Zincire Vurulduysa Bunca Şer?

Şeytanlar Zincire Vurulduysa Bunca Şer?

Ramazan yazıları-13
Şeytanların Ramazan ayında zincire vurulacağına dair sahih hadis mevcuttur.Bize bu bilgiyi veren hadis metnini çeşitli şarihlerin değerlendirmesi ile sizlere aktarıyoruz.14 asır önce söylenmiş söz olsa da hala günceldir.

’’Ramazan ayı girince ,göklerin kapıları açılır,cehennem kapıları kapanır,şeytanlar bağlanır.’’ (1)

’’Ramazan ayı gelince / إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ ’’ ibaresi üzerine şarihler şunları söylemiştir ;
Allame Celaleddin Suyuti, Dibac’ta ’’bu hadis, ’ay’ kelimesini kullanmaksızın sadece Ramazan demenin çirkin olduğunu ileri sürenlere reddiye niteliği taşır.’der.Kitabın bir numaralı dipnotunda da bu görüşlerine dayanak olarak münker bir hadise (2) dayandıklarını belirtir.İmam Nevevi’nin de Müslim şerhi’nde bu hadis için ’Ramazan demeyin’ münker hadisine, reddiye olduğunu ifade etmiştir.Benzer ifadeleri bir başka Müslim şerhinde de görmekteyiz.(3) Bu söyleme Müslim şarihi Kadı İyaz da iştirak etmiştir. (4)

Alimlerin çoğunluğuna göre Ramazan kelimesini tek başına (ay kelimesini ilave etmeksizin) kullanmakta herhangi bir sakınca yoktur.Nitekim bu görüş,Buhari ve muhakkik alimlerin görüşüdür ve doğru görüş budur.(5)

Malikiler Ramazan kelimesinin “ay” ile tamamlanmadan kullanılmasını mekruh kabul etmişlerdir. İbnü’l-Bakıllani ve Şafiilerin çoğunluğu ise “Herhangi bir cümlede Ramazan kelimesi, tamlanan (ay kelimesi) olmadan kullanılmış olsa,”ay” kast edildiğini gösteren bir karine varsa mekruh olmaz.’’görüşündedir. Ayrıca Nevevi , Allah’ın esması tevfikidir,ancak sahih delil ile onun isimleri sabit olur, demiştir.Hanefi büyük fakih İbn Abidin de meşayihin geneli, o ismi ay eki olmaksızın kullanmanın mekruh bile olmadığına dair görüşleri nakl eder.(6) Ayrıca Ata ve Mücahit ’Ramazan’ denilmesini çirkin görmüş,’Ramazan ayı’ denilmesini istemişlerdir.(7)

’’göklerin kapıları açılır,cehennem kapıları kapanır,şeytanlar bağlanır.’’ibaresi üzerine şarihler şunları söylemiştir;
Suyuti devam ile Kadı İyaz’ın ’cehennem ve cennet kapıları ve şeytan ile ilgili bölümün mecaz veya hakiki olmaya ihtimal taşıdığına dair söylemi’ (8) olduğunu hatırlatır ve bunların sevap ve affın çok olduğuna işaret olduğunu ekler.Yani çok af ve çok sevap içeren bir ay olduğundan cennet kapıları açıldı,denilmiştir,hakikatte ise cennetin kapıları açılmamıştır. Esasen bir diğer Buhari şarihi olan Ayni de cennetin kapılarının açılmasının hakiki mana olduğunu söylemiş ve bazılarının bu manayı mecaza yorup bundan kastın çok taat olduğunu ileri sürdüklerini ifade eder. (9)
Bakanlık şerhi ’selefe göre mananın hakiki olması gerektiğini’ fakat bir görüşe göre de mecaza tevil edilebileceğini ifade etmiştir. (10) Öte yandan Kirmani,kendi şerhinde semanın kapılarının açılması tabiri,rahmetin inmesinden kinayedir,demektedir. (11)

Allame Suyuti devam ile Kurtubi’nin bu hadis metninin hakikate hamlinin sahih olacağına dair görüşünü belirtir.Bu durumda insanların şu soruyu sorması muhtemeldir ; ’ Şeytanlar zincire vuruldu peki günümüzde bir çok şer/kötü eylemler neden görmekteyiz ?
Bunun açıklaması nedir ?’ Nitekim TRT haberin aktarımına göre Suriye’de Ramazan ayında 1261 kişi hayatını kaybetti.
Bunun pek çok yönden izahı vardır ;
1-Şeytanların bağlanması herkes için değildir ;Adabına riayet eden ve şartlarına uygun olarak oruç tutan kişi içindir.Orucun şartlarını muhafaza etmeyen insanlar için şeytanın bağlanması farklı bir sonuç doğurmaz. (12)

2-Şeytan zincire vurulsa bile , tüm şerler/kötülükler/günahlar şeytandan ötürü meydana gelmez.Günah eylemlerinin farklı sebepleri de olabilmektedir.Bunlardan bazıları habis nefis,çirkin adetler ve insan cinsinden olan şeytanlardır. (13)

3-Şeytanların zincire vurulmasından maksat,çoğunun zincire vurulmasıdır.Şeytanların tamamı zincire vurulmamaktadır.Şüphesiz ki Ramazan ayında meydana gelen kötü eylemler,diğer aylarda meydana gelen kötü eylemlere kıyasen azdır.(14)

4- Ramazan ayında af çok olduğu için adeta şeytanlar bağlanmıştır.Yani hakikatte bağlanmamıştır. (15)

5-Şeytanlar zincire vurulsa bile onlardan sadece bir sınıfı için geçerlidir.’’Tüm şeytanlar zincilerlenir’’ ibaresi hadiste geçmemekte ve bu mana anlaşılmamaktadır. (16)

Şeytanların zincirlere vurulması ile ilgili olarak Halimi şöyle demiştir: “Onlar,Ramazanın gecelerinde zincire vurulur,gündüzleri ise zincirli değildirler.Ayrıca;burada kastedilen şeytanların, Allah katında tutulan kayıtları dinlemek çabasına giren şeytanlar olması ihtimal dahilindedir. Çünkü Kur’an’ın nazil olduğu zamanlarda bu şeytanların yükselip olan biteni dinlemeleri engellenmiştir. Ramazan’da ise bu korumayı daha da güçlendirmek için ayrıca zincirlere vurulurlar. Şeytanların zincirlere vurulması için şöyle bir ihtimalden de söz etmek mümkündür: Şeytanlar Müslümanlara vesvese verme konusunda daha da sınırlandırılmışlardır. Bu açıdan diğer insanlara vesvese verme konusundaki serbestlik ve rahatlıkları Müslümanlar hakkında söz konusu değildir. Çünkü Müslümanlar şehevî arzuların belini kıran ve bu arzuları kökünden koparan oruç, Kur’an okuma ve Allah’ı zikretme gibi ibadetlerle kendilerini korumaktadırlar. (17)
_______________________
Dipnotlar
1-Taranan kitap : Muhammet Fuad Abdul Baki, El-lülüü Vel Mercan Fima ittifeka aleyhi’ş Şeyhan (Buhari Ve Müslim İttifak Ettiği Hadisler),savm 1, genel 652,c.2,Daru ihyai kutubil Arabiyye ; Bu hadis Müslim’de ’’ إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتْ الشَّيَاطِينُ ’’ olarak geçmektedir.Bk.1079 numaralı hadis.Müslim’de ayrıca
’’ إِذَا كَانَ رَمَضَان فَتَحْت أَبْوَاب الرَّحْمَة وَغُلِّقَتْ أَبْوَاب جَهَنَّم وَسُلْسِلَتْ الشَّيَاطِين ’’ rivayeti de vardır.Bk.1080 numaralı hadis.Buhari de ise bu rivayete ’’ إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ ’’ lafızları ile raslamaktayız.Bk.1898 numaralı hadis.Buhari’de 1899 numaralı hadis olarak ise yukarıda tarayarak yer verdiğimiz hadisin bizzat kendisine rastlamaktayız.Bu rivayete Nesai’nin Suğra’sında da rastlamaktayız.A.B.Hanbel’in Müsned’inde ’’
إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتْ الشَّيَاطِينُ ’’ bu rivayet yer alırken , Darimi’nin Sünen’inde ise
’’ إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِحَتْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتْ الشَّيَاطِينُ ’’ lafızları ile bu hadisi görmekteyiz.İbn Huzeyme’nin Sahih’inde ise hadisin baş tarafında farklılık göze çarpmaktadır.’’ إِذَا جَاءَ شَهْرُ رَمَضَانَ’’ görüldüğü üzere buradaki rivayette ’şehr/ay’ lafzı yer almıştır.Oysa diğer rivayetlerde sadece ’Ramazan’ kelimesi yer almış ve ’ay’ lafzına yer verilmemişti.Benzer hadislerin geçtiği diğer yerler için bk.Beyhaki,Sünen-i Sağir;Beyhaki,Sünen-i Kübra;Taberani,Mucemu’l Kebir;Taberani,Mucemu’l Evsad;Ebu Avane,Mustahrec;Zehebi,Mucem şuyuhu’l Kebir;Beyhaki,Marifetu Sünen Ve’l Asar;Hattabi,Ğaribu’l Hadis;İbn Hatim,el-İlel;Beyhaki,Fezailu’l Evkat,bu kitapta Müslim’de geçtiğini belirttiğimiz ilk rivayet,36.sayfa,43.hadis olarak geçmektedir.Bu hadisin peşine ise az önce yer verdiğimiz diğer rivayetler geçmektedir.Daru kutuil ilmiyye,1997,Beyrut,1.Baskı;İbn Asakir,Fazlu şehri Ramazan // Ramazan ayında şeytanların zincire vurulacağına dair pek çok farklı rivayete yer verdik.Bir başka rivayette ise cinlerin de zincire vurulacağı belirtilmiştir.’’ إِذَا كَانَ أَوَّلُ لَيْلَةٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ صُفِّدَتِ الشَّيَاطِينُ وَمَرَدَةُ الْجِنِّ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ فَلَمْ يُفْتَحْ مِنْهَا بَاب وَفُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ فَلَمْ يُغْلَقْ مِنْهَا بَاب’’ Bu rivayet , Tirmizi,Cami’den alınmıştır.Bu rivayete Ebu Bekr Kasım’ın el-Fevaid’inde ve Tirmizi’nin İlelu’l Kebir’inde,Beyhaki’nin Şuabu’l İman’ında da rastlamaktayız.
Müslim rivayetinde yer alan hadisin senet irdelemesi ;
I.     يحيى بن أيوب (Yahya b.Eyub) : Sikadır.Abittir,zahittir.Bağdat’ta vefat etmiştir.Ayrıntı için bk.İbn Hibban,el-Sikat;İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib.
II.     قتيبة (Kuteybe) : Sikadır.Pek çok hadis senedinde geçmektedir.İbn Cevzi’nin Keşfu’n Nekkab adlı eserde belirttiğine göre asıl adı ’Yahya’ dır.Ayrıntı için bk. İbn Hibban,el-Sikat
III.     بن حجر (İbn Hucr) : Sika ve hafızdır.Bk. İbn Hibban,el-Sikat; İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib.
IV.     إسماعيل بن جعفر بن أبي كثير (İsmail b.Cafer b.Ebi Kesir) : Sikadır.Bağdat’ta vefat etmiştir.Ayrıntı için bk.İbn Hibban,el-Sikat;İbn Hacer el-Askalani,el-Takrib.
V.     ابن أبي عامر (İbn Ebi Amir/Ebi Suheyl) : Sikadır.A.B.Hanbel,Ebu Hatim Razi,Zehebi ve daha pek çok alim sika demiştir.Ayrıntı için bk.İbn Hibban,el-Sikat
VI.     مالك بن عمرو بن الحارث (Ebihi ; Malik b.Amr b.Haris) :Sika ravidir.Ayrıntı için bk.İbn Hibban,el-Sikat

2-لا تقولوا رمضان فإن رمضان اسم الله، ولكن قولوا شهر رمضان
’’Ramazan demeyin,Ramazan ayı deyin çünkü Ramazan,Allah’ın ismidir.’’
Ebu Hatim bu söz hatadır çünkü o söz Ebu Hureyre’ye aittir,der.(el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.54,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar;el-İlel,İbn Ebi Hatim,1,249-250)
Abdul Kadir Geylani şöyle demiştir : ’Ramazan kelimesinin manasında ihtilaf olduğunu ve bazılarının Ramazan kelimesinin Allah’ın isimlerinden bir isim olduğunu söylemiştir.’ Gunyetu’t talibin, c.1,s.255,Daru ihyai turasil Arabiy,1.Baskı,1996,Beyrut; Allame Suyuti,el-Leali’l Mesnua,Kitabu’s Siyam,c.2,s.97,Daru’l Marife,Beyrut ;Şevkani,Favaidi Mecmua fi’l ehadisi’l mevzua,kitabu’s siyam,2,s.92,251 numaralı hadis,tahkik; Allame şeyh Abdurrahman Muallimi,Mektebetu’l İslami,3.Baskı,1987 ;İbn Cevzi,Mevzuat minel ehadisi’l merfuat,s.544-545,Kitabu’s savm,Bap 2-Babu’n Neyh en Yukale Ramazan,Tahkik; Dr.Nurettin,1.Baskı,Mektebetu evza selef,1997; Ayrıca bak. İmam Zerkeşi ,Tertibu’l Mevzuat , kitabu’s siyam,2,570 numaralı hadis,Daru kutubil ilmiyye,Beyrut,1.Baskı,1994 ; Manası sahih olsaydı şimdi yer vereceğimiz hadisler ile bir zıtlık oluşmuş olurdu.Çünkü şimdi yer vereceğimiz hadislerde sadece ’Ramazan’ denilmiştir.’Ramazan ayı’ denilmemiştir.Hadisler ; الصلوات الخمس والجمعة إلى الجمعة ورمضان إلى رمضان مكفرات ما بينهن إذا اجتنب الكبائر ’’Büyük günah işlenmediği müddetçe,beş vakit namaz ile Cuma namazı,öteki Cumaya kadar,Ramazan da diğer Ramazana kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir.’’ Müslim,233 ; من قام رمضان إيمانا واحتسابا غفر له ما تقدم من ذنبه ’’Kim, inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı ikame ederse, geçmiş günahları bağışlanır.’’ (Müslim, H.Numarası:759;Bak.Buhari;Tirmizi;Ebu Davut;Nesai,Sünen-i Suğra;Darimi,Sünen;İbn Hibban,Sahih;Sahih,İbn Huzeyme) ; أن النبي صلى الله عليه وسلم ، كان يعتكف العشر الأواخر من رمضان حتى توفاه الله ، ثم اعتكف أزواجه من بعده“Resul-i Ekrem (Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem) Ramazan’ın son on gününde itikâf ederdi. Bunu vefat edinceye kadar böylece devam ettirdi. Vefatından sonra da hanımları îtikâfa devam ettiler.” Buhari,H.N.1937 ; ‘‘İslam beş temel üzerinde bina edilmiştir; Allah’tan başka hiç bir ilah olmadığına ve Hz. Muhammed ( S.A. v.)’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan’da oruç tutmak.’’ Buhari,8 numaralı hadis;Müslim,16 numaralı hadis; “Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak kadir gecesinde kalkar ibâdet ederse, geçmiş günahları onun lehine mağfiret olunur. Her kim de ramazan orucunu inanarak ve mükâfatını ancak Allah’tan umarak tutarsa, onun geçmiş (küçük) günahları mağfiret olunur.” Buhari,1901 numaralı hadis.’’La yekulunne ehadukum inni kumtu ramazan…’’(Sizlerden birisi ben Ramazan’ın tamamını ikame ettim… demesin.)’’ hadisi de sadece ’Ramazan’ demenin cevazına delildir.Bu hadis için bk.Ebu Davut,2415;Nesai,4,130;A.B.H,Müsned,5,40,41,48,52;İbn Ebi Dünya,409-410 ;Bezzar,el-Bahru’z Zehhar,9,104(3643); İbn Hibban,8,224 (3439) Ebu Davut’ta geçen bu hadis için Elbani zayıf demiştir.Bk.Zaifu Ebi Davut,417 ; Hasan hariç gerisi sikadır.Hasan ise müdelles bir ravidir.
3-Şerhu Sahih’i Müslim,el Kevkeb el-Vehhac ve’l Ravza’l Behhac,Muhammed Emin el-Alevi el-Hereri el-Şafii,c.12,s.324,Daru’l minhac,Daru Tavki’n Necat,1.Baskı,2009,Beyrut
4-Şerhu Sahih-i Müslim,Kadı İyaz,İkmalu’l Mulim bi Fevaidi Müslim,tahkik.Dr.Yahya İsmail,1.Baskı,Darul Vefa,1998
5-Müslim şerhi,c.7s.187,1.Baskı,1929,el Matbaatu’l Misriyye bi’l Ezher
6-Şerhu Sahih’i Müslim,el Kevkeb el-Vehhac ve’l Ravza’l Behhac,Muhammed Emin el-Alevi el-Hereri el-Şafşii,c.12,s.324,Daru’l minhac,Daru Tavki’n Necat,1.Baskı,2009,Beyrut
7-el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.53,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar
8-Şerhu Sahih-i Müslim,Kadı İyaz,İkmalu’l Mulim bi Fevaidi Müslim,tahkik.Dr.Yahya İsmail,c.4,s.5-6,1.Baskı,Darul Vefa,1998
9-Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.380,Daru kutubil ilmiyye,2001,1.Baskı,Beyrut
10-el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.56,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar
11-el-Buhari bi şerhi’l Kirmani,c.9,s.84,Daru ihyai turasi’l Arabiy,1.Baskı,1981,Beyrut
12-Suyuti,Dibac,c.3,s.181-182,Daru İbn Affan,1.Baskı,1996) Benzer yaklaşımları Buhari şarihi İbn Battal’dan da görmekteyiz;Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.386,Daru kutubil ilmiyye,2001,1.Baskı,Beyrut; el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.57,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar
13-Suyuti,Dibac,c.3,s.181-182,Daru İbn Affan,1.Baskı,1996; el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.57,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar
14-Suyuti,Dibac,c.3,s.181-182,Daru İbn Affan,1.Baskı,1996;Ayni,Umdetu’l Kari,c.10,s.386,Daru kutubil ilmiyye,2001,1.Baskı,Beyrut; el-Tevzih li şerhi camii’s sahih,Siraceddin Ebi Hafs ömer b.Ali b.Ahmet el-Ensari el-Şafii,Darul felah,c.13,s.57,1.Baskı,2008,Vakıflar Bakanlığı-Katar
15-Muvatta şerhi Munteka, Süleyman el-Baci,c.2,s.211
16-Muvatta şerhi Munteka, Süleyman el-Baci,c.2,s.211
17-İbn Hacer,Fethu’l Bari,c.4,kitabu’s savm,s.114 ; Halimi’nin bu sözünü Allame Suyuti’nin Nesai şerhi’nde görmekteyiz.Bk.C.4,s.126,Matbuatu’l İslamiye,1986;ve Ayni’nin Umdetu’l Kari’sinde görmekteyiz.Bk.c.10,s.386,Daru kutubil ilmiyye,2001,1.Baskı,Beyrut

Bir yanıt bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmalısınız.