Tarladan çıkan her şeyin zekatı verilir mi ?
Ebû Hanîfe’ye göre, bütün toprak ürünleri zekâta tâbidir. Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre, toprak ürünlerinin zekâta tâbi olabilmeleri için hububatta olduğu gibi bir sene -çürümeden- kalabilme özelliğine sahip olmaları gerekir.
Toprak ürünlerinin nisabı var mıdır ?
Fakihlerin çoğunluğu toprak mahsulleri zekâtında da nisabın şart ve nisabın beş vesk (=653 kg.) olduğu, bu nisaba ulaşmayan ürünlerin zekâta tâbi olmayacağı görüşündedir. Onlar bu görüşlerinde Hz. Peygamber’in “Beş veskten az (üründe) zekât yoktur ” anlamındaki hadisine istinat ederler (Ebû Ubeyd, el-Emvâl, nr. 1422-1424).
Toprok ürünlerinde zekatı kaçta kaç vermeliyiz ?
“Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde öşür (1/10), kova (el emeği) ile sulananlarda nısf öşür (1/20) vardır” (Buhârî, “Zekât”, 55).
Araziy sulama dışında mazot gübre gibi masraflarımız oluyor,bu durumda 1/10 – 1/20 hangisi ?
Günümüzde arazinin sulama masrafından ziyade gübre, mazot ve işçilik masraflarının önemli yekün tuttuğu göz önünde bulundurulursa, bu tür masraflar yapılarak elde edilen ziraî mahsulün de emek ve masrafla sulanan arazinin mahsulüne kıyaslanması daha uygun olur. “Sulama dışında kalan girdilerin zekât matrahından düşülmesi, geri kalandan sulama usulüne göre zekât verilmesi gerekir” diyen çağdaş âlimler de vardır.
Öşür vermek için arazinin de öşür arazi olması gerekmez mi ?
Hanefîler’e göre ise toprak ürünlerinden zekât, öşür arazisi için bahis konusudur. Toprağın öşür toprağı olması, ziraî mahsul zekâtının vücûbunda şarttır. Hanefîler’e göre müslüman mükellef haraç toprağını ister sahip ister mutasarrıf olarak eksin, sadece harac vergisi vermekle yükümlüdür, harac ve öşür aynı topraktan birlikte tahsil edilmez.
Hanefî fıkıh kitaplarında Türkiye, Suriye, Mısır, Irak topraklarının haracî olduğu, dolayısıyla öşre tâbi olmadığı zikredilmekle birlikte, bu görüş onların aynı topraktan aynı sebeple iki ayrı verginin tahsil edilemeyeceği prensibini benimsemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Gerçekten de aynı araziden ve aynı sebep altında iki farklı vergi tahsil etmek vergi adaleti yönünden tartışmaya açık bir konudur. Bugün için bu topraklar müslümanların mülkü olduğu ve -en azından ülkemiz itibariyle- harac vergisi alınmadığından, Hanefî mezhebinin ilkelerine göre, farziyeti nasla sabit olan ziraî mahsul zekâtı verilmelidir.
Konuyla ilgili bulduğumuz yanlış :
Seyfettin Yazıcı,Lütfi Şentürk,İslam ilmihali ,sayf : 275’de şöyle yazılıdır : ” Toprak ürünlerinin nisap miktarı bin kilogramdır.”
Oysa bu bilgi yanlıştır.Nitekim aynı konu,Diyanet iki ciltlik ilmihalin birinci cildinin 445.sayfasında : ”Nisap 653 kilogramdır.” yazmaktadır.Dahası yaz kurslarında çocuklara okutulan ”Dinimizi Öğreniyoruz” adlı kitapta da nisap miktarı 653 kg olarak belirtilmiştir.(3.cilt sayf : 50) Çocuklara bile okutulan yani kolay-basit bir bilgi sayılan nisap miktarında, Diyanet çıkışlı tek ciltlik ilmihalin yanılş yapması şaşırtıcıdır.
Kaynak : Buradaki bilgiler Diyanet 2 ciltlik ilmihale dayanır.