اَلْحَرْبُ خُدْعَةٌ
“Savaşta, aldatma olur”[7]
Suyûtî (ö. 911/1505) “el-Ezhâr”da bu hadisi şu yollardan getirmiştir:
1. Ebu Hureyre
2. Hz. Ali
3. Abdullah ibn Abbâs
4. Enes
5. Hasan b. Ali
6. Zeyd b. Sâbit
7. Avf b. Mâlik
8. Nübeyt b. Şerît
9. Nevvâs b. Sem’ân
10. Hüseyin b. Ali
11. Abdullah ibn Ömer
12. Abdullah ibn Selâm
13. Halîd ibnü’l-Velîd
14. Câbir
Toplam, 14 kişi.
(Derim ki:) Bu hadis, şu yollardan da gelmiştir:
15. Ka’b b. Mâlik
16. Hz. Aişe
17.Nuaym b. Mes’ud
(Münâvî) “Teysîr” ile “Feyzu’l-Kadîr”de bu hadisin mütevatir olduğunu söylemiştir.
[7] Hz. Peygamber (s.a.v)’in askeri yönlerinden biri de, haber almaya önem vemesi ve haber sızdırmak için gerekli tedbirleri almasıdır. Bu husus, “Nebevî Siyaset”te önemli bir yer teşkil eder.
İslam alimleri, savaş sırasında düşmanı aldatmak ve şaşrtmak için her türlü hilenin caiz olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Savaşın hile olmasından kasıt; savaşı yapan için en mükemmel, en iyi savaş, hedefine düşmanla karşılaşarak ulaşılan savaş değil, düşmanı aldatarak yada şaşırtarak kazanılan savaştır. Çünkü savaşta düşmanla karşılaşma, risklidir. Halbuki aldatarak sonuca ulaşmada hiçbir risk mevcut değildir.
Konu ile ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Cihad 103, 157, Menakibb 25, İstitabe 6; Müslim, Cihad 18 (1740); Ebu Dâvud, Sünnet 28, Cihad 101 (2637); Tirmizî, Cihad 5; İbn Mâce, Cihad 28; Dârimî, Cihad 14 (2454); Müsned: 1/81, 90, 113, 126, 3/224, 297, 308; Taberânî, el-Kebir, el-Evsat; İbn Asâkir; Bezzâr